ilkim ve sonum sensin benim

169 8 2
                                    



Mutfakta oturup sessizce beni bekleyen kızlara gülümsedim.

'' evet ne yapmak istersiniz kızlar? ''

Kızlar gülümseyerek birbirlerine baktılar.

'' aslında annemle yaptığımız gibi seninle de yemek yapıp temizlik yapmana yardım edebiliriz. ''

'' hımmmm.. '' diye mırıldandım tezgaha doğru ilerleyerek.

'' o zaman önce evimizi temizleyelim. Sonra abinize güzel yemekler ve pastalar yapalım olur mu ? ''

Kızlarla yapacaklarımızı kararlaştırdıktan sonra temizlik yapmaya başladık. Ben bulaşıkları makineye dizerken onlar sofrada ki bulaşıkları yavaş yavaş bana getiriyorlardı. Kısa süre sonra ben evi süpürmeye başladığımda iki ufaklıkta ellerine bez almış toz almaya çalışıyorlardı. Ev zaten pis değildi ama bu kızları eğlendirdiği için temiz olan evi tekrardan temizlemek benim için sorun olmuyordu.

Süpürgenin sesinden çok fazla duyamasam da Elfin' in bana seslendiğini duyduğumda süpürgeyi kapattım.

'' yengeciğim telefonun çalıyor. ''

Arayan kişiye baktığımda Yiğit olduğunu görünce hemen açtım.

''güzelim ''

Onun sesini duyduğum anda yüzümde oluşan tebessüm gülümsemeye dönüştü.

'' efendim canım. ''

'' ne yapıyorsun ? ''

Kızlara bakıp gülümsedim.

'' temizlik yapıyoruz kızlarla. ''

'' eğleniyor musunuz peki ''

Kısık sesle güldüğünü duydum.

'' hemde çok. Sen neden aradın bir şey yok ya ''

'' bir şey yok sadece sesini özledim. ''

Gülümsemem daha ne kadar büyüyebilir diye düşünmeden edemedim.

''bende. Bu arada akşam ne yemek istersin. ''

'' ana yemek olarak bir tutam saçının kokusu. Meze olarak minik ellerin. Hadi seni pek yormayayım tatlı olarak da Mihri Abay'ın güzel öpülesi dudakları. ''

Utancımdan sanırım yerin dibine girecektim neredeyse.

'' tamam o zaman ben kendi kafama göre bir şeyler yaparım. Ben kapatıyorum o zaman. ''

'' seni seviyorum. ''

'' bende. Görüşürüz. ''

Telefonu kapatıp tekrardan temizliğe devam ettik. Geçen bir saatin sonunda temizliği bitirmiş yemekleri hazırlamış üzerimizi giyinmiştik ve markete doğru gidiyorduk.

'' kızlar ne isterseniz onu alın marketten tamam mı ? ''

Kızlarla çok geçmeden evin yakınındaki markete gidip alışveriş yapmaya başladık. evin ihtiyaçlarını ve kızların istedikleri şeyleri aldıktan sonra kasaya gidip ödemeyi yaptım. ben ödemeyi yaparken içeriye giren mustafa beni gereksiz bir telaşa sürüklese de fazla takmamaya çalışarak ödemeyi yapıp çıkışa kadar ilerledim. taki kolumdan tutulup çekilene kadar. kolumdaki elin sahibine yani mustafaya bir süre şaşkınca baksam da bakışlarım hızla öfkesini belli etmişti. birkaç sarsak hareketle kolumu mustafadan kurtarıp marketin dışına çıktım hızlı hareketlerle. kızlar şaşkın bir halde beni izlediklerinde minik bir tebessüm kondurmaya çalıştım yüzümü lakin pekte başarılı olamamıştım. tekrar kolumdan tutulup çekildiğimde bu sefer ellerimdeki poşetler yere saçılmıştı. 

- sen ne yaptığını sanıyorsun ya ! 

sesime engel olamayarak yüksek sesle bağırdığımda kızların korktuğunu fark edip sakinleşmeye çalıştım. mustafa ise hala bir şey demeden öylece kolumu tutuyordu. 

- kolumu bırak artık mustafa! terbiyesizlik yapıyorsun şu anda.

tıslayarak konuştuğumda mustafa beni kendine daha çok çekti. 

yumruk yaptığım ellerimle göğsüne sert olduğunu düşündüğüm yumruklarımı savururken Yiğit'in aniden çıkıp eve gelmesinden korkuyordum. yiğitin başının belaya girmesini istemiyordum. hele kardeşiyle benim yüzümden kavga etmesini asla.

- seni bırakmayacağım Mihri

diye mırıldandı. gözlerim kızları bulduğunda ağlamaya başladıklarını fark ettim. bu benimde gözyaşlarımı harekete geçirirken bu sefer korkak kelimelerimle güçsüzce konuştum. 

- rahat bırak bizi mustafa bizi korkutuyorsun. lütfen bırak bizi evimize gidelim. 

-eğer babam son anda döneklik yapmasaydı seninle aynı evde ben olacaktım. sana dokunan ben olacaktım. kocan ben olacaktım. 

- yalvarırım bırak mustafa yalvarırım bırak beni. 

gözlerim sokağı taradığında birkaç çocuk dışında kimse yoktu. marketten de kimse gözükmüyordu. birkaç saniye sonra kolumun serbest kaldığını hissedince rahat ve bir o kadar titrek nefes aldım. 

- şimdilik bırakıyorum seni. yine görüşeceğiz. 

ve arkasını dönüp gitti. hızla kızlara sarılıp sakinleştirdikten sonra yerden poşetleri toplayıp koşarak eve gittik. eve geleli yarım saat olmuştu. kızlar ağladıkları için halsiz düşüp uyuklamaya başladıklarında onların yemeklerini yedirip uyuttum. 

bugün olanları yiğite nasıl anlatabilirdim ki ? senin kardeşin bugün beni rahatsız etti diye nasıl söylebilirdim ? derin bir nefes alıp banyoda soğuk suyla yüzümü yıkadım. yiğit gelmek üzereydi. yukarıya odama çıkıp biraz makyaj yaptım. üzerime sıfır kollu sade bir elbise geçirip saçlarımı taradım. aşağıya indiğimde kapı çalınınca gülümseyerek kapıyı açtım. ve karşımda iri cüssesi ve tapılası gülüşüyle beni bekleyen kocama hızlıca sarıldım. 

- güzelim... beni bu kadar çok mu özledin sen 

- evet diye mırıldandım. 

içeriye geçtiğinde etrafa göz gezdirdi. 

-kızlar nerede ?

- yoruldular bende karınlarını doyurup uyuttum. 

gülümseyerek kollarını belime doladığında kulağıma fısıldadı. 

- desene yanlız kaldık. 

- yooo. kızlar sonuçta yukarıdalar. 

gülümseyerek kollarımı boynuna doladığımda güveni iliklerime kadar hissettim. ne kadar süre öyle kaldık bilmiyordum ama en sonunda yiğiti zorla mutfağa götürüp yemek masasına oturtmuştum. yemekten sonra televizyonun başında biraz pineklemek için salona geçtik. üçlü koltuğa günün yorgunluğuyla kendimi attığımda derin bir nefes aldım. yiğitte yanıbaşıma geldi. 

- seni çok özledim bugün. yanımda otur uzak durmayalım. 

yiğitin söylediklerinden ötürü gülerek yan tarafa kaydığımda yiğitte yanıma uzandı. başımı göğsüne koyup mırıldandım. 

- bu hayatta sevdiğim ilk ve son adam sensin. hem abim hem babam hem kocam hem ilk aşkım hem son aşkımsın. ilkim ve sonum sensin benim.

- sen benim en deli dolu yanımsın. ilk kez gördüğüm aşık yanımsın. sol yanımsın. ilkimsin diyemem belki ama sonum olduğun hayatımın en güzel gerçeği. 

huzurun tadını yine ve yine YİĞİT ABAY ın kolları arasında tatmıştım. mutluydum ve aşıktım...

MİHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin