*Nefes'in ağzından*Okullar artık açılmıştı. İlk gün kimse umursamayıp yol geçen hanına geliyormuşlar gibi geldikleri için bende pek umursamadım. Elime ne geçtiyse giydim. Kötü olmamıştı.*multimedyadaki* Aklım hala Ege'deydi. Aradan 5 gün geçmişti. Unutmuştur diye düşünüyordum. Erkek sonuçta. Kimbilir kaçıncısıyımdır ? Hatta belki sevgili yapmıştır bile. Her neyse. Arabama binip okulun yolunu tuttum. Aşırı trafik vardı. Bende radyoyu açıp biraz müzik dinledim. Yollar açılıncada gaza yüklendim. Geç kalıyordum çünkü. Okula vardığımda Damla ile buluşup okulu turladık. Çılgınlar gibi eğleniyordum. Daha sonra okulun kantinine gittik. Bir şeyler içtik. Sonra beklemediğim bir şey oldu. Tüm kantin kafasını ona çevirdi. Ben de dahil.
*Ege'nin ağzından*
Sabah okula gitmek için erkenden kalktım. Cafede çalışmak işime yaramıştı. Kazandığım tüm para ile üniversite masraflarını karşıladım. Üzerimi *multimedyadaki* giyinirken annem odaya girdi. " Allah zihin açıklığı versin yakışıklı oğluma. Kimsenin seni üzmesine izin verme oğlum. En yakının bile. Sen üzülünce ben ölüyorum." Annemin dedikleri kalbime işlemişti. Onun üzülmesine ben neden olmuştum, benim üzülmeme ise NEFES... Annemi üzecek , kıracak hiç bir şey yapmazdım. Yapamazdım. Belki de Nefes'i unutmak en doğrusuydu. Bugünden itibaren unutmaya çalışacaktım. Hem nerede görecektim ki artık. Cafede de çalışmayı bıraktım. Koca İzmir'de onunla mı karşılaşacaktım ? Hayır tabi ki. Okulun yolunu tutarken şarkı mırıldanıyordum. " Sen yoksun inan bir tek sen lazımken.." Okula varınca Berk ile karşılaştım. Kafalarımızı tokuşturduktan sonra kantine gitmeye karar verdik. Kantine adımımı attığım an tüm gözler bana dönmüştü. Tamam biliyorum çok yakışıklıyım. Maşallah deyin. Olamaz. Yine mi sen ? Unutmaya çalışırken dibime girmesi de aşktan sayılıyor mu ?
*Nefes'in ağzından*
Evet içeri giren Ege'ydi. Beni farkettiğinde nefret ile bakıyordu. Ne yaptım ki ben? Hoşlanmıyorum mu dedim ? Hayır. Damla:
- Senin ki de burdaymış.
- Benim ki mi? Hadi ordan.
- Toparlan ve konuş.
- Evet yapabilirim.
Beni görünce geri döndü. Peşinden koşmaya başlamıştım.
- Ege durur musun ? Lütfen.
- Ne var Nefes ?
- Ne var mı ? Daha düne kadar seviyorum diyordun.
- Sevmek bir ilişkiyi kurtarmaya yetmiyormuş.
- Lafımı bana satma ve dinle.
- Emredersiniz Küçük Hanım. Başka bir arzunuz ?
- Bana bak Egeist benl...
Lafımı kesip " Egeist nedir ?" dedi.
- Egoist ile Ege'nin karışımı.
- Anladım. Devam et.
- Ege bak ben çok kötü bir ilişkinin içinden çıktım. Aldatıldım. Ve güvenimi kaybettim. Sen aldatılmak ne bilmiyorsundur tabii.
- Biliyorum Nefes. Hemde çok iyi biliyorum. En yakınlarım öğretti. Kardeşim dediğim insanla Sevgilim dediğim sürtük öğretti. İlk defa birini tanımadan güvendim. Oda sendin. Ama sende yoksun.
- Sende mi kaybedenler grubundansın ? Gel sarılalım.
Dedim alay edercesine. Anlamış olacak ki gülmekle yetindi. Bende gülmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Egoist Garson
Romance"Sen içimde tuttuğum en uzun nefesimsin." dedi kulağıma eğilip. "Dikkat ette boğulma."