*Nefes'in ağzından*Sabah kalktığımda Damla yanımda yoktu. Odadan çıkıp Egelerin odasına da baktım ama onlarda yoktu. Daha sonra mutfağa girdim. Damla Ege ve Berk masaya oturmuşlardı. Masa ise mükemmel gözüküyordu. " Günaydın. Damla sen bu kadar güzel kahvaltı hazırlıyor muydun ya ?" derken bir yandan da zeytin yiyiyordum. "Ben yapmadım ki Ege yapmış." Zeytin boğazıma kaçmıştı.
- An..lamadım. Ege ? Yaptı ?
- Evet. Ben yaptım. Sizden hayır gelmeyince.
- Aaa ne kadar güzel mantı yaptım.
- Nefes o mantılar,pilavlar... Hepsinin sipariş olduğunu biliyorum.
Ama hayır. Rezil oldum. Birden kızarmıştım.
"Eee. Şeyy.. Aslında Damla'nın fikriydi. Evet evet Damla dedi bana sipariş edelim diye."- Ama oha Nefes. Yalan inanmayın.
- Yaa hayır değil. Damla dedi.
- Nefes boşu boşuna günaha girme.
Dedi Berk. Haklıydı. Boşu boşuna günaha girdim. "Ama ben yemek yapabiliyorum. Sadece mantı yapamıyorum. Yoksa hep yapar.."
- Nefes. Boşuna uğraşma. Yemiyoruz.
- Ay üf iyi be. Yapamıyorum işte. Yumurta bile kıramıyorum. Ne var yani ? Herşey yemek yapmakta mı?
- Evet.
diyen Ege'ye doğru yürüyüp " O zaman sevme beni Egeist."dedim.
- Onun yerine yemek yapmayı öğrensen.
- Ne yemekmiş ama ya. Sen yaparsın ben yerim.
dedim birden. Yanlış anlaşılacaktı diye düşündüm ve hemen düzelttim. " Sen yap yani biz yeriz. "
- Seve seve.
Yemek masasına oturup kahvaltı etmeye başladık. "Eline sağlık." deyip kalktım masadan. Arkamdan:
-Afiyet olsun.
Dedi. Gerçekten benden bin kat daha iyi yemek yapıyordu. Çok utanç verici. Bir erkeğin yemek yapabilmesi bana garip geliyor. Yani onlar gitsin maç izlesin küfür etsin kavga etsin ne bileyim sigara içsin kız kessin... Yemek yapmak sanki çok kibar kaçıyor onlara. Ama ben yapamıyorum. Aman salla. Yatakları topladıktan sonra yola çıkmaya karar verdik. Ege yine benim yanıma oturdu. Normal hızla giderken " Öf be Nefes. Altında mükemmel bir araba var sen 60'la gidiyorsun." dedi.
- Öyle mi ? Sen görürsün şimdi. Sıkı tutunun !
Birden gaza yüklendim. Ege gözlerini kapamıştı. Damla ile Berk ise sıkı sıkı birbirine sarıldı. " Ne oldu Egeist korktun mu ?"
- Nefes tamam yavaşla !
- Aa mükemmel arabamla hızlı gitmek istiyorum.
- Nefes yavaşla dedim. Durdur şunu!
Gülmeye başladım. Son gülen iyi güler misali bomboş yola birden tır çıktı. Direksiyonu kırıp " Aaaaa !" diye bağırdım. Bir süre kendime gelememiştim. Arkamı döndüğümde Berk Damla'ya sıkısıkı sarılmıştı. Ege ise ellerini saçlarından geçirip ayaklarını sallıyordu.
"Özür dilerim. Benim suçum. Özür dilerim. Size bir şey olsaydı ne yapardım ? Allah benim belamı versin ! "Ağlamaya başlamıştım. Bir yandan direksiyona vurup bir yandan kendime sövüyordum.
- Tamam Nefes yeter. Geçti bitti. İyiyiz.
dedi Ege. Bana ilk defa bu kadar çok bağırmıştı. "Senin yüzünden. Ben çok güzel gidiyordum. Sen bana gaz verdin."
- Sürmeyi bilmiyorsan gaza gelme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Egoist Garson
Romance"Sen içimde tuttuğum en uzun nefesimsin." dedi kulağıma eğilip. "Dikkat ette boğulma."