Ege ile sarılmam bitince herkes alkışlamaya başlamıştı. Ama ben sadece Ege'nin gözlerinin içine bakıyordum. Onun da gözleri dolmuştu.-Ne kadar güzel bir tarih değil mi sevgilim? Hem sen doğdun hem de biz olduk.
dedi ellerimi tutarak.
-Eskiden sadece doğdum diye severdim bu günü. Sayende başka nedenim de oldu.
dedim bende tebessüm ederek. İlk defa bu kadar mutlu görmüştüm onu. Bakışmamız bittikten sonra herkes tebrik etti bizi. Ve doğum günümü kutladılar. Damla ve Berk en son geldi.
-İyi ki doğdunnnnn bebişimmm. Ve tebrik ederim.
-Teşekkür ederim.. Ederiz.
dedim ve güldüm Damla'ya.
-İyi ki doğdun Nefes. Yenge mi demeliyim?
-Sağol enişte. Diyebilirsin.
dedim ve tatlı bir gülüş attım.
-Ohh bee. Sonunda.
dedi Ege de. El şaklatıp "O zaman parti başlasınnn!" dedim.
-O zaman Damla ve Berk sahneye.
dedi Ege. Hiç bir şey anlamamıştım. İkisi de kafasını sallayıp sahneye çıktı. Ege de belimden tutup beni sahnenin tam karşısına getirdi.
-Sakın burdan bir yere ayrılma. Tamam mı?
Başımı sallayarak onayladım. Sahneye 10 kişi ya da daha fazla insan daha çıktı. Ve Ege mikrofunu eline alarak şebek şebek
-SABAH İLK UYANDIĞINDA,
YADA YATERKEN,
UYKULUYKEN UYKUSUZKEN,
YORGUNKEEN,
SAKLASANDA GİZLESENDE,
KÖTÜ DE GİYİNSENN
KİLO DA ALSAN KİLO DA VERSEN,
YAŞLANSAN DAAAA,
ÇOK GÜZELSİİİN..Diyordu ve diğerleri de bir yandan dans edip bir yandan "Çook güzelsiin." diyorlardı. Berk ve Damla da dans ediyordu arkada.
-HEEP GÜZELSİİN.
ŞU DÜNYA DA BENİM İÇİN,
SEVGİİİLİİM ENNN GÜZELSİİN.
*********************************
KALBİMİ İNCİTİP ÇİĞNESEN BİLEE,
DUYGULARINI ÇOK SIK BELLİ ETMESENDEE..
HAYATTA KIYMETİMİ HİÇ BİLMESEN DEE..
ANLAMASAN DAA SENİ SEV-Dİ-ĞİMİ...
ÇOOK GÜZELSİNN.dedi ve selam verdi. Konfetiler patlatıldı ve beni koltuk altlarımdan tutup sahneye götürdüler.
-Noluyor be!
diye çıkıştım ilk. Ama sonra çaktım köfteyi. Sahneye getirdiklerinde Ege'nin önüne bıraktılar beni. Ege de el şaklatınca kocaaman on katlı bir pasta geldi. Ve en tepesinde de prenses vardı. "Oww çok güzel buu. Üstelik on katlı. Tam istediğim." dedim ve çocuk gibi el şaklattım. Upuzun bir bıçak getirdiler ve elime verdiler. Hep yapmak istediğimde buydu. Yavaş yavaş kestikten sonra pastayı aldılar ve bana hemen bir tabak getirdiler. İki çatal? Ege istedi kesin. Şapşiğim. Bir çatal önce ona verdim daha sonra aynı çatalla kendim de yedim. Çok romantik. Kulağıma eğilip:
-Düğünümüz de gibi hissediyorum.
-Hmm. İnşallah bir gün oda olur.
dedim ve güldüm. Daha sonra bana aşırı yaklaşıp
-Dudağının kenarın da kalmış azcık.
dedi. Ne yapmaya çalıştığını anladım ve hemen elimi dudağımın kenarına götürdüm.
-Yoook.
-Öbür tarafta.
-Orda da yook.
-Sen bulamıyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Egoist Garson
Romance"Sen içimde tuttuğum en uzun nefesimsin." dedi kulağıma eğilip. "Dikkat ette boğulma."