Kız Ege

233 13 6
                                    


Beni kucağından indirince "Burası neresi?" dedim Ege'ye dönmeden.

-Burası meyve ağaçlarını olduğu bir orman.

-Onu anladım. Çok güzel burası.

-Küçüklüğümden beri gelirim ben buraya. Bir amca var burda. Çok sever beni. Gel önce onun yanına gidelim.

dedi. Sonra elimden tutup ormanın içine soktu. Biraz ilerleyince ağaç ev gördüm. "Burada mı yaşıyor?" dedim Ege'ye.

-Hı hı.

-Çok şirin.

-Ömer amca evden daha şirin.

Dedi ve güldü. Eve doğru ilerledik ve kapıyı çaldık. Yaşlı bir teyze açtı kapıyı. "Hayırdır çocuklar. Ne oldu?" dedi yaşlı ve kısık sesiyle.

-Ömer Amca yok mu teyzecim?

-Ohoo Ömer öbür tarafta. 3 yıl oldu. Öldü.

-Ne? Nasıl?

-Meyve toplarken kalp krizi geçirdi.

-....

Üzülmüştüm. Daha hiç görmesem de üzülmüştüm. Ege ağlamaya başladı. Ve ormanın içine doğru ilerledi. Bende "Tamam teyzecim. Teşekkür ederiz. İyi günler." dedim ve Ege'nin peşinden gittim. "Dur!"

-Ege dursanaa!

-Nefes git burdan!

-Sensiz hiç bir yere gitmem.

dedim ve durdu. Koşa koşa geldi yanıma ve sarıldı. "Sevdiğimiz insanlar neden ölüyüyor Nefes? Neden?" dedi ağlayarak. Daha sıkı sarıldı.

-Bu hayatın bir parçası. Herkes bir gün ölecek Ege.

-Ama o.. O babam gibiydi. Her şeyi yapardık onla. İzinsiz girmiştim ilk. Şeftali alıp kaçarken durdurdu ve yıkayıp öyle verdi. Ölmemeliydi o. Ölmemeliydii!

-Şşş tamam. Bak şimdi ben varım. Bir Ömer Amca olamasam da her şeyi tekrar yapacağız.

-Şeftali mi çalalım?

-Hayır. Yiyelim. Hadi gel.

Bu kez elinden ben tuttum. Ve şeftali ağaçlarının yanına getirdim.

-Çok tepe de bunlar.

dedi sanki gitmek istermişcesine.

-Ee ne var bunda? Sen hiç ağaca çıkmadın mı?

-Çıktım tabii ki. Ama bu çok tepe de.

-Mızmızlanma Ege. Ben çıkarım. Şimdi sen burda dur. Düşersem tutarsın.

dedim ve güldüm. Oda güldü. Ama istemsizce. Bende ağaca çıkmaya başladım. İki üç tane şeftali alınca aşağı inmeye başladım. Düşmemi bekliyordunuz ama düşmedim. Çok klişe bence. Ben düşücem Ege beni tutucak göz göze gelicez falan filan.

-Vay bee.

dedi Ege gururla. Bende göz kırptım. Şeftaliyi pantolonuma sürtüp temizledim ve Ege'ye yedirdim.

-Mmm.

dedi sadece. Bende bir ısırık aldım aynı şeftaliden. "Öpüşmüş olduk." dedi pis pis sırıtarak.

-Ege şeftaliyi öpmedim. Isırdım.

-O daha kötü işte.

-Terbiyesiz.

dedim ve güldüm. Şeftali bitince ağacın dibine oturup yaslandık.

-Çok uykum geldi.

dedi Ege. "Dizlerime yatabilirsin." dedim.

Egoist GarsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin