Ortak

258 16 1
                                    

-multi medya Damla ve Berk-

Sabah kalktığımda güne çok güzel başlamıştım. Mükemmel olacağına inanarak okula gitmek için hazırlandım. Daha sonra kahvaltımı yaptım. Kahvaltıda babam " Kızım okuldan sonra hiç bir yere gitme bugün ortağım ile ailesi yemeğe gelecekler. " dedi.

- Ortağın derken baba ?

- Artık patronum ya kızım ortağa da ihtiyacım var.

- Mmm anladım. Tamam geç gelmem.

- Tamamdır. Gülay sende güzel yemekler yap. İçecek falan herşeyi al.

dedi babam. Ortak da nerden çıkmıştı şimdi ya ? Okul çıkışı çalışacaktık biz. Yine okulan kaçmak zorunda kalacaktık. Aman boş işler. Kahvaltımı da ettikten sonra evden çıktım. Arabama binip okulun yolunu tuttum. Alışmıştım okuluma. Damla olmasa belki biraz zordu ama yinede insanlar dizilerde ki gibi kötü ya da sürtük değillerdi. Yani en azından şimdilik öyle gözüküyorlar. Okula vardığımda içeri girdim. Kimseyi bekleyemezdim valla. İçeri girdiğimde de kimse yoktu bizden. Oturup beklemeye başladım. Sonra Ege geldi.
"Günaydın. Naber ? " dedi.

- İyilik senden ?

- Aynen.

- Şey Ege bizim okuldan kaçmamız gerekecek. Yani benim okul çıkışı evde olmam lazım. Çalışamayız.

- Evet benim de işim var. O zaman yapmayalım. Yarın 1 saat daha fazla çalışırız.

- Aynen olur ama barda solistlik ne olcak ?

- Berk'in sesi fena değil. Damla ile gitsinler. Bir günlük idare ederler.

- Aynen. Hem belki de sevgili olurlar.

- Evet. Mantıklı.

- Süper o zaman.

dedikten sonra kahvemden bir yudum aldım.
"En son kahve anım pek iyi değildi." dedim. Güldü.

- İyi ki dökülmüş.

- Ne ? Nasıl ? Yandım ben ama.

- Dökülmeseydi çarpışamazdık. Çarpışmasaydık kovulmazdım. Kovulmasaydım sen beni geri aldıramazdın. Aldıramasaydın seni görmezdim. Seni görmeseydim aşık olamazdım. Yani gerçekten bir kahvenin kırk yıllık hatrı var.

Gülmeye başladım. "Kahvenin gücü adına sen de bir tane ister misin ?"

- Ne gerek var tanıştık bile ?

- Belki bu kez sevgili yapar.

- Ee kahveyi nerden alıyoruz ? Şurdan mı ? Ben hemen geliyorum.

dedikten sonra bir hışımla kalktı gitti. Şapşal. Beni bu kadar sevmesi bu kadar değer vermesi şaşırtıyordu. Ailemden başka kimse yapmaz çünkü. Sanki o da ailem gibi hissettiriyordu. Daha sonra elinde 5 tane kahve ile geldi. "Geldim."

- Oha. Yani afedersin ama hepsini içmiceksin değil mi ?

- Evet. İçicem. Çünkü hemen olsun.

- Ya saçmalama. Çarpıntı falan yapar.

- Sen yaptın en büyük çarpıntıyı. Alâsı gelse de yapamaz.

- Hııı kesin. Görürüz. İç bir tane yeter.

- Yetmez ! Olsun bir an önce.

- İnandın mı ?

- İstiyorum.

- Olucağı varsa olur.

- Olacağı varsa olur yoksa yaparız.

- Tamam Ege, iç hepsini komaya falan gir öl benide başkası alsın.

Egoist GarsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin