Uğultu

24 4 2
                                    

Aslan yavrusu ile küçük bir geyik arkadaş oldular.Ne aslan gözlerini iştahla ona çevirdi, ne geyik bacaklarını harekete geçirecek bir dürtü hissetti.Birbirleriyle konuştular.Birlikte üzüldüler, birlikte uyudular.

Bir gün aslan acıktı.

Anladı.

Geyikle aslan büyüdüler.Yeleleri rüzgarda şiddetle dalgalanan heybetli aslanın gözleri diğer tüm geyiklerden atik olan genç ve hızlı dostunu takip eder oldu.

Eskisinden daha iyi anlaştılar.Birlikte güldüler, birlikte hayal ettiler.

Onu otlaklardan birine davet etti.Lezzetli bitkilerdi bunlar.Geyik görünce sevindi, gülümsedi.

Dostuna doğru neşeyle yaklaştı.

Boğazındaki kaslar yırtılarak aslanın uzun, keskin dişlerine yer açtı.Kan, diğerinin bedenine bir süre vurdu sonra sakinleşerek okşadı. Bedeni çırpınmayı kesti, bir kaç ayak hareketinden başka bir şey kalmayıncaya dek dostunun dişlerinde asılı kaldı.

Pençeler vücudunu yere sabitledi, otlar kırmızıdan başka bir renk bulundurmayana dek aslanın dişleri etini çiğnedi.

Sırtlanlar leş kuşlarıyla birlikte geldiler.

Aslan pençelerini kuma sürterek yürümeye ve arkasındaki izi soluklaştırmaya başladı.

Bir hafta boyunca karnı acıkmayacaktı.

TayfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin