Prusya

120 5 0
                                    

Açık gri zeminde iki büklüm oturuyordu.Kollarını acıyla kendine sardı ve sıcak gözyaşlarının yüzünden süzülmesine izin verdi.Sırtına tuttu ve tırnakları sırtını kanatacak kadar çizdi.Ama çıkmıyordu.Ne yaparsa yapsın...
Sonunda çabalamaktan yorgun düşerek sert zemine düştü.Artık düşünemiyordu.Nefes alamıyordu. Böyle bir şey...
Gülünç değil miydi? Kurtulmaya çalıştığı yük gerçek bile değildi.Bedeni isteklerine karşı çıkarak boğazını yakan bir nefes aldı.Kanlı ellerine bakarak artık bitmesini diledi.Gözleri kararırken tenine değen rüzgar yaralarını sızlatarak hâlâ canlı olduğunu söylüyordu.Onu umursamadı ve bir daha bakmamak üzere gözlerini kapattı.
Kurtulamıyor, kaçamıyordu.Öyleyse...
Kalbi atmaktan vazgeçerken yüzünde kimsenin göremeyeceği bir gülümseme vardı.Yoksa artık duymayacak mıydı? Öyleyse kalbine minnettar olmalıydı.
Geride kalanlar anlam veremediler.Şimdiye kadar anlasalardı, onun ellerine kendi kanı bulaşmamış, yüzüne böyle kederli bir gülümseme çalınmamış olurdu.
Ama anlamadılar.
Hiçbir zaman.
O yoklukta kaybolurken diğerleri sadece anlamadılar...

TayfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin