Ahşabın kokusu gözlerini ışıldatıyordu. Gece hiç de sessiz değildi. Ay'ın ışığı denizde çınlıyor, dalgalar rüzgarın yakasını bırakmıyordu. Uzunca bir süre ellerinde sandalın ipini tuttu, öylece oturdu. Dünyada sadece karşısındaki manzara düşündürüyordu onu. Sadece su ve kendisi vardı.
İpi çözdü.
Hissettiği duyguyu bilmiyordu. Bu kadar coşkulu, bu kadar hayat dolu bir şey hissetmemişti. Büyük bir yalnızlığa doğru ilerlerken geride bıraktığı hiçbir şey yoktu.
Yalnızca tek bir insan vardı denizde. Bütün doğrular ve yanlışlar onundu, bu yüzden aynı anda yoktular. Bütün hatıralar, bütün varlıklar, yürüdüğü yollar, tanıştığı insanlar... Hepsi sadece onundu. Tüm kelimeler, bakışlar, binalar, balkonları ve çiçekleri. Hepsi onunlaydı ve bu büyük yalnızlıkta onsuzdular.Gecenin güzel olduğunu düşündü. Yıldızların tutkuyla parıldadıklarını. Güçlü bir soluk aldı, iskeleden uzaklaşıyordu. Gözden kayboldukça yok oldu. Gördüğü tüm gülüşleri, tüm evet ve hayırları, bildiği tüm kavramları, tüm dünyayı yanına alarak yok oldu adam.
Gece artık sessizdi. Gürültülü düşünceler, düşünceler ve sonra da kendi varlığı... Yavaşça söndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tayf
Spiritual"Kollarımı geriversem uçmayı dene diyecekler, Uçurumlar senin, kırlangıç fırtınam Yarınlar mavilik." Bir seherin ilhamıdır bana bunları yazdıran.Bir renk tayfı ki gözlerimin önüne serilen, büyülenmişçesine bakakalıyorum.Yazdım yazacağım.Çünkü hayat...