Dizi biteli tam tamına 1 buçuk yıl olmuştu. Ama hala bizim ekip ile görüşüyordum. Hande ile, Tolga ile, Evrim, Emre abi, Sarp ve İrem'le. Hayatımda güzeldi. Yeni bir diziye başlamıştım ama şuan sezon finali idi. Hande'nin diziside baya izleniyordu ve o da sezon finaline girmişti. Sonuçta kış dizileri yeniden başlayacaktı.
Elime telefonumu aldım ve Hande'ye bir mesaj yazdım.
Müsaitsen buluşalım mı?
Çok geçmeden mesajıma yanıt gelmişti.
Olmaz canım ya..Ama sen uygun olursa bize gel.
Yüzümde büyük bir gülümseme yer aldı.
Tamam canım geliyorum.
Çantamı askılıktan aldım ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Elimdeki anahtarla kapıyı kilitledim ve yoldan bir taksi çevirdim. Hande'nin evinin adresini söyledikten sonra başımı cama yasladım. Son zamanlar üzerimde çok büyük bir yük varmış gibi hissediyordum. Evet, dizi sezon finali yapmıştı biraz rahatlayıp tatil yapmam ve kendime gelmem lazımdı. Taksici 'geldik' dediğinde başımı camdan kaldırdım ve çantamı açıp parayı ödedim. Bana para üstünü vermek istediğinde ise 'kalsın' diyerek indim taksiden. Uzun bir süre Hande'nin evini inceledim. Ne zamandır buraya gelmiyordum ve onunla, Gamze ile vakit geçirip, gülüp eğlenmeyi özlemiştim. Hande ile neredeyse 2 haftadır görüşemiyorduk. Malum ikimizde çok yorgunduk. Ayrıca yoğunduk. Kapının önüne geldiğimde zile bastım. Ardından o neşeli Hande'yi bekledim. Kapıyı hızla açıp bana, beni boğarmışçasına sarılmasını.. Ama kapıyı çok yavaş bir şekilde açtı ve beni görünce yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi.
"Hande senin neyin var?"
Bana cevap vermeden içeri girmişti. Bende içeri girdim ve kapıyı arkamdan kapadım. Ayakkabılarımı çıkardım ve salona gittim. Ancak salonu o halde görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
"Hande bu ne hal?"
"Ne yapayım Burcu ya.. Depresyondayım öyle. Sen nasılsın?"
Koltuğa bağdaç kurup oturmuş ve üzerine çokta kalın olmayan bir yorgan almıştı. Evet, evet bildiğimiz yorgan. Koltuğun üzeri ise çikolata doluydu.
"Ben herzamanki gibiyimde...
Hande sen?"Hande bana cevap vermedi. Sadece somurttu. Yanına gittim ve çikolata paketlerini koltuğun üzerinden alıp sehpanın üzerine koydum. Yanına oturduktan sonra çantamı da sehpaya bıraktım.
"Anlat hadi"
"Ya Burcu bu bizim Mavi var ya"
Devamını getirmedi. Çünkü çikolatasını yemekle meşguldü. Ama garip olan şuydu: Tolga yüzünden mi bu haldeydi?
"Eee?"
"Işte bu Tolga bu seneki Survivor'a katılmış"
Ağzım 'o' şeklini alırken şaşkınlığımı saklayamadım.
"Ne?!"
"Ay Burcu bağırma ya!"
"Sende bağırma!"
"Off!"
"Ooooof"
Ellerim ile Hande'ye doğru 'dur' işareti yaptıktan sonra çantadan tokamı alıp saçımı öylesine bir topuz yaptım çünkü hava çok, hatta aşırı sıcaktı.
"Eee ne var bunda Hande?"
"Ya bana ne dedi biliyor musun?"
"Söylemediğin için ne yazık ki bilmiyorum Hande"
Yüzüme çakma bir gülüş yerleştirerek Hande'ye bakıyorum. Hande ise bu hareketime karşı dizime vuruyor.
"Burcu ya.."
"Ne var kızım. Anlatmadın ki biliyim"
"Iyi. Dinle o zaman"
"Hı"
Oturuşumu düzelttim ve dikkatle ona baktım.
"Ben ona dedim ki 'ne var yani bende giderim Survivor'a. O da bana güldü. Sonra 'ama Hande sen orda yapamazsın ki bünyen yetmez' dedi. Ben bir sinirlendim. Sonra da 'eriyip gidersin' dedi ya. Bana dedi bunu, bana. Bir zamanlar partneri olan kıza"
"Bunda ne var ben şimdi anlamadım?"
Gözlerimi kıstım ve sesimi incelttim. Buna karşı bu seferde omzuma vuruş yedim.
"Sende mi Burcu ya?"
"E ama şimdi Tolga doğru söylemiş Hande"
"Aferin ya sende sattın hemen beni"
"Bunun satmakla ne alakası var Hande ya. Sadece orda yapamazsın"
"Nedenmiş?"
"Çünkü sen narin bir kızsın. Hem bak çok zayıfsın yanlış anlama fiziğin gayet iyi. Ama ne biliyim bakınca..."
"Sende yapamazsın o zaman"
"Kim? Ben mi yapamam?"
"Evet. Yani senin de benden bir farkın yok ki"
"Ben yaparım ama ya"
Dudak büzdüm ve Hande'ye baktım. Bana meydan okurmuş gibi bakması beni tedirgin etmedi değil.
"Sen yapıyorsan bende yaparım"
"Tamam Handeee, yaparsın"
"O zaman kalk"
"Nereye kızım?"
"Ya başvuru yapıcaz kalk"
Kendisi oturduğu yerden kalktı ve kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı.
"Hande saçmalama"
"Ya hayır. Ben o mavi salağına göstercem sonra da laflarını ona yedircem"
"Delirmişsin sen bence he?"
"Delirmedim! Gidicez işte"
"Ya tamam sen git"
"Burcu'cum ne oldu? Hani yapardın?"
Beni bıraktı ve ellerini beline koydu. Tekrar meydan okurmuş gibi bana bakıncaaa..
"Iyi!"
"Heh şöyle, gidiceksek yine beraber olcaz"
Sehpanın üzerinden çantamı aldım ve ayağa kalktım.
"Bekle üstüme birşeyler giyiyim"
Hande koşarak salondan çıktı. Bende kapıya yöneldim ve ayakkabılarımı giydim. Bir süre sonra Hande'de geldi ve o da ayakkabısını giydi.
"Hadi bakalım,"
Beni ittirdi ve evden çıktık. Hande kapıyı kilitledi ve peşimden geldi.
"Survivor, bekle bizi!"
Elini havaya yumruk şeklinde kaldırıp, çocuk gibi konuştuğunda onun bu haline gülmeden edemedim ve bende onu taklit ettim.
"Bekle bizi!"