Nefesim düzelmeye başlarken ben hala kibildayamiyordum. Herkes saskinca bize bakarken bakislarimi yavaşça Berk'e çevirdim. Benden kalır yanı yoktu. Sertçe yutkundum ve tekrardan önüme döndüm.
"Berk gazeteciler burda"
Gözlerim büyürken Berk'i dürttüm.
Az önce birbirimize bağırıp çağırırken, şimdi öpüşmüştük. Bu normal birşey miydi?
Berk kendine gelmiş gibi başını iki yana sallayıp benim gösterdiğim yere bakti. Gazeteci hala fotoğrafımızı çekerken aniden koşmaya başladı. Onu farkeden gazeteci ise depar atmaya. Asansorden ciktim ve birşey olmamış gibi bogazimi temizleyerek ilerlemeye başladım. Binadan dışarı çıktığımda gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp verdim. Bugün yeterince enerji sarfetmistim ve artık eve gidip uyumak istiyordum. Malum buraya Hande'nin arabasıyla geldiğim için hızla yoldan bir taxsi çevirdim ve bindim. Evin adresini verdikten sonra rahatlamış hissine kapıldım.
"Siz Burcu Özberk değil misiniz?"
Şoför amcanın bana soru yoneltmesiyle ona bakmaya başladım.
"Evet, oyum"
Hayır ben o değilim, o bana çok benzer. HasbinAllah!
"Memnun oldum. Seni taxsimde görmek ne mutlu"
"Anlayamadım?"
"Yanlış anlama. Benim bir kızım var. Küçük. Hasta"
"Geçmiş olsun"
"Sağol. O senin çok büyük bir hayranin. Seni görmeyi çok istedi ama hasta olduğu için bir türlü olmadı. Oysa set yerinin adresini falan hep bulmuştu"
Sevilmek güzel şey...
"Kızınızın ismi ne peki?"
"Nazlı"
"Ne güzel"
"Çok sevinmişti. Siz bir dizide oynarken isminiz Nazlı diye. Benim ismimde Nazlı derdi hep. Sahi dizinin adı neydi?"
"Güneşin kızları"
"Heh! O işte"
"Nerde simdi peki kızınız?"
"Evde. Yatıyor. Annesi bakıyor. Bende para kazanıp geçinmeye çalışıyorum"
"Hastalığı çok mu ağır?"
"Kanser"
"K-kaç yaşında p-peki?"
"Bir hafta önce 10 yaşına girdi"
Dudaklarim aralanirken gözlerim dolmaya başladı. Küçük bir kızın, ondan bin kat daha ağır bir hastalıkla mücadele etmesi... Düşünmesi bile korkuncken bu insanlar yaşıyordu.
"Tedavi?"
"Para yok ki Kızım. Olsaydı çoktan ameliyat olup ayağa kalkmıştı"
"Onu görme şansım var mı?"
"Gerçekten yapar mısın bunu?"
"Tabiki. Yani izin verirseniz, neden olmasın?"
"Çok sağol kızım. Nazlı seni görünce çok mutlu olacak"
Dolan gözlerime rağmen gülümserken kolumu kapıya yaslayip dışarıyı izlemeye başladım.