Tolga
Hande ile birlikte arabadan indik ve binadan içeri girip asansöre bindik. Asansörde sadece biz vardık. Birden gülümsemeye başladı. Ona döndüm ve tebessüm ettim.
"Ne oldu?"
"Uzun zaman sonra seni ilk defa bu asansörde görmüştüm. O anı hatırladım bir an"
Başımı aşağı egdim ve güldüm. Onu şu an görmüyordum ama kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirdim. Omzuma vurması ile birlikte gözlerim büyüdü ve anında başımı kaldırıp ona baktım.
"Yapma!"
Dedi yapmacık bir sinirle. Tahmin ettiğim gibi kıpkırmızı olmuştu ve böyle olunca da çok tatlı oluyordu."Acıdı ama,"
Dedim bir kaşımı kaldırıp ona bakarken."Benim de canım acımıştı"
Dedi Hande birden yumuşayarak. Onun ne demek istediğini anlamaya çalışırken o, asansorden indi ve koridorda yürümeye başladı. Asansörün kapısının kapandığını gördüm ve hızla elimi araya koyup tekrardan kapının açılmasını sağladım. Hemen asansorden indim ve koşar adım giderek Hande'ye ulaştım."Ne demek istedin anlamadım"
Dedim kulağına doğru eğilip fisildayarak. Bir an için olduğu yerde durdu ve çantasını düzeltti."Sonra Tolga"
Dedi soğuk sesiyle ve ardından da bir iki adım daha atıp kapısı açık olan odaya girdi. Bende peşinden.**
Hande, imzasını attıktan sonra defteri bana uzattı. Büyük bir heyecanla bende imzaladiktan sonra defteri Hakan'a verdim. Hakan, gülümsedi ve defterin kapağını kapattı. Ellerini masanın üzerinde birleştirdi ve bize baktı.
"Survivor'a hoş geldiniz diyorum artık"
Hande, sesli bir şekilde mutluluğunun kanıtı olarak gülmeye başladı. Bakislarimi gulusune sabitledim ve bir süre baktım.
"Berk ve Burcu?"
Dedim Hande'den bakişlarimi ayırmadan.Hande, bana baktı ve ona baktığımı gördü. Gülüşü yüzünden yavaş yavaş silindi ve boğazını temizleyerek tekrardan ciddi bir şekilde önüne döndü.
"Berk önceden imzayı attı ama Burcu daha görüşmeye gelmedi bile"
Dedi Hakan çaresiz çıkan sesiyle.
Ona döndüm. Sonra kenara koyduğu deftere baktım. Yüzümde kurnaz gulumsemem yer edinirken, aklımdan çok iyi bir plan geçiyordu."Hayırdır Tolga?"
Dedi Hakan halimi fark ederek. Bunun üzerine Hande'de bana döndü."Aklımda bir şey var benim. Burcu bizimle. Ona göre ha, sakın başkasını alayım deme"
Dedim Hakan'a uyarıda bulunarak. Güldü ve başını sallayarak beni onayladı.**
"Hande!"
Diye seslendim arkasından. Durdu ve bana baktı. Büyük adımlarla yanına vardım ve ellerimi yana açtım."Derdin ne senin?"
"Benim derdim falan yok. Nerden çıkardın?"
"Sabahtan beri bana tepkili olan sensin. Ne oluyor?"
"Tabi ya. Hiçbir şey olmuyor. Olmadı da"
Dedi imayla. Kaşlarımı çattım."Hande, her konuştuğumuzda bana bir imada bulunuyorsun ve ben artık bundan sıkıldım. Açık konuş"
Hande, duruşunu dikleştirdi ve bana bir adım yaklaştı.
"Açık konuşayım. Öyle mi?"
Cevap vermeden sadece başımı olumlu anlamda salladim.
"Geçmişten söz ediyorum Tolga. Geçmişten"
"Ne oldu ki geçmişte?"
"Setteydik. Berk ve Burcu o zaman beraberdi. Bizde-"
"Birlikteydik. Ve sen benim nedenini bile bilmediğim bir şekilde benden ayrildin. Ama bu durumda bana sen tavır takinamazsin. Çünkü burda haksız olan taraf sensin"
Dedim kendimden emin bir şekilde. Sebebsizce sinirlenmeye basliyordum ve bu atişmanin sonunun iyi sonuçlanmayacagini da biliyordum."Nedenini öğrenmek ister misin Tolga?"
Hande, bir sure durdu ve tam gözlerimin içine baktı. Gözleri dolmuştu.
"Seni bir kızla öpüşürken gördüm"
Dedi titrek sesiyle."Ne?!!"
Diye bağırdım istemsizce. Bu mümkün değildi."Saçmalama Hande. Asla olmadı öyle bir şey!"
"Gördüm diyorum Tolga. Kendi gözlerimle gördüm!"
"Hande ben böyle bir şey yapmadım diyorum sana!"
"Bende sana gördüm diyorum! Gözlerime mi inanayim sana mı?!"
Aklımı çıldırmak üzereydim. Öfke tüm bedenimi kaplamıştı. Elimi saçımdan geçirdim ve sakin kalmaya çalıştım. Gözlerimi kapatıp derin nefesler alıp verdim. Sonuç ise; boş.
"Benim canım o zaman nasıl acıdı biliyor musun? Sana vurdugumda hissettigin acı %1'i bile olamaz"
Dedi dişlerinin arasından tıslayarak. Ardından arkasını döndü ve koşar adım yola çıktı. Bir taksi çevirdi ve son kez bana bakarak taksiye bindi. Ağlıyordu...