Hande
Hazırladığım gezmelik sırt çantasını taktım ve spor ayakkabilarimi giyip son kez at kuyruğu yaptığım saçlarıma aynada baktım. Kendimi tamamen hazır hissettigimde telefonumu elime aldım ve evden çıktım. Tolga, beni arabasına yaslanmis bekliyordu. Geldiğimi fark edince başını kaldırdı ve üzgün bir şekilde bana bakmaya başladı. Adimlarimi hizlandirip yanında bittim.
"Günaydın Tolga, diyeceğim ama sana hiç gün aymamis gibi görünüyor,"
Tolga, iç çekerek bana bakmaya devam etti. Telefonumu cebime sıkıştırıp kaşlarimi çatarak ona bakmaya devam ettim.
"Ne oluyor Tolga?"
"Burcu ve Berk ayrılmış"
Beklenmedik bir cevap almamla beraber gözlerimin fal taşı gibi acilmasina mani olamadım.
"Ne?!!"
Diye bağırdım. Tolga, arabanın kapısını açtı ve eliyle binmem için işaret etti. Hemen arabaya bindim. Tolga, kapımı kapattıktan sonra kendi yerine geçti ve oturdu."Ne demek ayrıldılar?"
Tolga, arabayı çalıştırdı ve sete doğru sürmeye başladı.
"Berk aradı. Sesi çok kötü geliyordu. Hatta, sanırım sarhostu"
"Ee Burcu bana hiçbir şey söylemedi"
"Çünkü seni arayamaz"
"Neden?"
Dedim Tolga'ya bakıp kaşlarımı çatarak."Çünkü hastanede"
"Nasıl, anlamadım?"
"Berk, dün gece Cankat'ı hastanelik etmiste ondan"
Dedi Tolga sinirle tıslayarak."Kim? Berk Cankat mı?"
Tolga, cevap vermek yerine başını olumlu anlamda salladı.
Oflayarak başımı ellerimin arasına aldım.
"Böyle bir durumda hala onun yanında olduğuna inanamıyorum"
Cebime koyduğum telefonumu çıkardım ve tuş kilidini açıp Burcu'nun numarasını buldum.
Iki calistan sonra telefonu açmıştı."Burcu, nerdesin sen?"
"Olayları duydum"
"Nasıl oldu?"
"Ya sen deli misin?!"
"Bana o adamı savunma Burcu! Sen ne yaptığının farkında mısın ya?!"
"Bagiririm! Haksizsin!"
Tolga, koluma dokundu ve 'sakin ol' dedi.
"Sakin falan olamam Tolga! Dur,"
"Oraya geliyorum"
"Itiraz yok Burcu! Geliyorum ve seni ordan alıyorum!"
Diyerek telefonu yuzune kapattım."Ne diyor?"
"O adamı savunuyor"
Tolga, derin bir nefes alıp verdi.
"Hastaneye gidelim, Burcu'yu alacağım"
Tolga, hiçbir şey söylemeden yolu değiştirdi ve hastaneye sürmeye başladı.
Burcu
"Istersen git"
Telefonu kapatıp Cankat'a döndüm ve yatagin yanında duran sandalyeye oturdum.
"Tabiki de burda kalacağım"
Telefonumu cebime koyduktan sonra Cankat'a bakıp konuşmaya devam ettim.
"Bak Cankat, ben senden Berk adına özür dilerim. Benim yüzümden burda ve bu haldesin"
"Kendini suçlama Burcu. Geçti bitti"
Cankat'a hafifçe tebessüm ettim. Başımı kaldirdigim an ilerde buraya doğru, öfkeyle gelen Hande'yi gördüm.
"Bekle biraz"
Dedikten sonra ayağa kalktım ve hızla Hande'nin yanına gidip kolundan tutarak burdan uzaklastirdim."Neden geldin?"
"Seni almaya. Hadi gidiyoruz"
"Sana söylemiştim Hande. Ben gelmiyorum"
"Burcu, biliyorum hayatımda tanıdığım benden sonra en inatçı kişisin ama şimdi inat etmenin sırası değil. Bu adamın yanında duramazsin"
"Ama benim yüzümden burda"
"Umrumda gibi mi görünüyor?"
"Hande, yapma lütfen-"
"Asıl sen yapma! Bu adam için Berk'ten ayrildin sen!"
"Ben değil, o benden ayrıldı"
"Ve sen buna rağmen senin arkandan onca pis laf eden adamin yanindasin"
"Berk gibi konusmaya başladın"
"Çünkü doğru!"
"Bağırma Hande, yeter"
"Bu adamı bize karşı koruyor ve savunuyorsun. En önemlisi de Berk'e karşı!"
"Çünkü Berk'in savunabilecegim bir tarafı yok"
"Olmasa bile o senin sevgilin!"
"Di! Hande, sevgilimDi!"
NOT: Bu ve bundan bir önceki bölüm eskiye aittir. Şimdiki zamandan devam etmiyordur.