Not : Ben bu bölümü yayınlamamış mıydım? Çakışma diyor da.
3 Gün Sonra
Saat 01 : 31Mangle'ın Bakış Açısı
Abim tam da üstüm başım -yine- un kaplıyken gelmişti. Yanında da küçük bir kız vardı. Yanımda belirdiler.
"Bu hal ne kardeşim?"
"Etrafta tavşan Animatronikler'i varken ağzı açık bir paket un bırakmamak gerek." dedim homurdanarak. Çocuğa baktım. Epey solgundu ama pek korkmuş gibi bir hali de yoktu.
"Senin adın ne?"
"Viola," dedi somurtarak.
"Bir arkadaşımın kardeşiymiş," dedi Golden sırıtarak. "Tahmin etmeliydim. Başka kimse Spring'in farkedemeyeceği kadar sessiz olamazdı."
"Bir saniye... Sen Nightmare'ı tanıyor musun?" diye sordum şaşkın şaşkın.
"En yakın arkadaşlarımdan birisi," dedi omuz silkerek. "Sen onu nereden tanıyorsun?"
"Kesin gelip onları tehdit etmiştir." dedi Viola somurtarak.
"Şey, evet. Eğer Viola'ya bir şey olursa önce beni, pardon, önce Spring'i sonra beni en son da seni parçalayacağını söyledi." dedim.
"Takma kafana," dedi sırıtarak Golden. "O hep böyle şeyler söyler. Hem Viola'yı görünce tanıyıp zarar vermeyeceğimi de biliyor."
"Ne kadar süre verdi bari?" diye sordu Viola.
"Bir hafta," dedi içeri giren Spring. "Hoş geldin Viola."
"Sen onu nerden tanıyosun bakayım?" diye kızdım.
"Eskiden Golden'la beraber restoranda tek Animatronikler'dik ya? Viola bazen evden kaçıp yanımıza gelirdi. Abisini hiç görmemiştim ama ondan hep şikayet ederdi. Hatta sırf bu yüzden Golden'la dönmüşlerdi evine. Nightmare'la orada tanışmışlar. O bizden kısa süre önce öyle olmuş, ama robot bedeniyle değil ölmesi için kullanılan metale işlenmiş korku ve kabuslardan oluşmuş. Viola'ysa bilinmeyen hayata dönen varlık."
"Bunu neden daha önce söylemedin peki?"
"Ne? Ancak şimdi aklıma geldi!" diye savunmaya çekildi Springtrap.
"Ben buradayım." dedi Viola öfkeyle. "Ve bilinmeyen varlık değilim!"
"O zaman nesin?" diye sordum meydan okurcasına.
"Buyum." deyip birden benim insan halimin aynısına döndü. Kıyafetleri bile dönüşmüştü!
"Ne-" dedim ama bu kadar değildi. Sırayla Golden'a, Spring'e ve Puppet'a da dönüştü. İnsan hallerine.
"Gördüğü herkesin biçimini alabiliyor," diye açıkladı Golden. "Ama orijinal hali ilk haliydi."
Viola normaldeki görüntüsüne (görüntüsünün betimlemesi : gümüş rengi saçlar, parlak yeşil gözler, küçük bir burun, siyah dudaklar, solgun ten, zayıf ve ufak tefek beden
Kıyafetlerinin betimlemesi : gümüş desenli/şeritli siyah diz boyu elbise, gümüşi diz boyu botlar ve gümüş zincirli, gümüşten kalp şeklinde kalın zincirli altın kalın kalp uçlu bir kolye) döndü. Bu kızın adı Viola değil Silver olmalı yahu! "Hala bilinmeyen hayata dönmüş varlık mıyım?""Aslına bakarsan, evet öylesin. Çünkü ne olduğun hala belli değil!"
İkisi tartışırken sırıttım. Böyle tartışmaları nedense hoşuma gitmişti. Oysa uzun süre önce de tanışmış olduklarından aralarında bir şeyler olabileceğini düşünmüştüm.
Ne o, ilerideki kocanın başka kızla sevgili olabileceğinden mi korkuyorsun?
Bu ses...
Mangle : Plushtrap, çık kafamdan! Ve kes şu saçmalıkları, biz onunla sadece arkadaşız! Başkasıyla beraber sevgili olmuşlarsa bana ne?
Bunu derken içimin darlanması tuhaftı.
Plushtrap : Peki senden hissettiğim bu tereddüt duygusu ne?
Mangle : Plushie, derhal kafamdan çıkmazsan seni bulup parçalarına ayıracağım!
Sessizlik. Şükürler olsun.
"Off, nolur, nolur kesin tartışmayı! Viola, abin nerede biliyor musun? Seni yanına götüreyim." dedi Golden bıkkın bıkkın. Sanki ikisi her gün böyle tartışıyormuş gibi konuşmuştu.
"Nolur, nolur o gelmeden göndermeyin. O kavgamızdan sonra karşısına çıkmaya korkuyorum," dedi ağlamaklı bir sesle. "Her zamankinden sinirli görünüyordu."
"Şey..."
"Hayatta olmaz, her gün ikinizin kavgalarını çekemem." dedim kollarımı kavuşturarak. "Kafa dinlemek istiyorum."
"Onunla karşılaşmamaya gayret ederim, tabi kendisi karşıma çıkarsa başka." dedi Viola Spring'i işaret ederek. "Noluur!"
"Benim de seninle karşılaşmak gibi bir amacım yok hani." dedi Springtrap kötü kötü bakarak. Bu ikisi cidden anlaşamıyorlardı.
"Diğerleri de onaylarsa tamam ama abin gelince gitmen gerek." dedi Golden ve beni üstümdeki unlarla yalnız bırakıp gittiler.
(Not : Bu kısma kadar unları unuttunuz değil mi? *gülen emoji*)
Viola ve Spring'in atışmalarını düşündüm. Önceden de öyle tartışıyorlar gibi davranıyordu Golden. Aralarında kesinlikle bir elektriklenme yoktu.
Bu anlaşmazlıkları beni üzeceğine niye mutlu edip heyecanlandırıyordu? Cidden Spring'e aşık olmuş olamazdım, değil mi? En baştan kendimi olmaması için elimden geleni yapmak üzere şartlandırdığım şey olmuş olamazdı... Sadece yakın arkadaşız diye öyle, Viola da arkadaşlığımızı baltalayabilir diye böyle hissediyor olmalıydım, evet... Aşk yüzünden değil. Aşk yüzünden olsaydı büyük ihtimalle bir kalp kırıklığı beni bekliyor olurdu çünkü. Springtrap benim gibi birinden hoşlanmayacak kadar akıllıydı ne de olsa...
*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*
Nilay : Sen öyle san, canım. Kitabın adından belli zaten herşey. Neyse, yazarın adına ben konuşuyorum, daha doğrusu yazıyorum çünkü benim bir sesim yok, olsaydı da duyamazdınız çünkü burası Wattpad. Her neyse, yeter bu kadar gevezelik. Kitabı seviyor ve kalmasını istiyorsanız sevgili kuzenim Helin'e teşekkür etmelisiniz, ben kitabı bırakıyorum diye hem Wattpad'i bırakıyordu hem de intihar ediyordu. *göz devirir* Annesiyle yüzleşemeyecek olduğumdan bırakmamaya karar verdim. Ama bir seferlik anlaşmamızı yerine getirmek zorunda, yani...
Helin kitabına derhal yb yaz!
Ve iyi diğer kitapları okumalar!
Not : Nilay benim gibi son kısmı yazamıyor,
Nillays
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Springle - FNaF
RandomBu kitap Wattpad'deki az sayıda Springle kitabına eklenmesi için yazılmıştır. Lütfen herhangi bir konusunu yanlış anlamayın, FNaF'ın tam sayılabilecek hikayesine ters düşecek birçok kısmı olacaktır. İyi okumalar!