Eve gittiğimde ağır içki kokusu midemi bulandırmıştı. Kokuya bakılırsa babam dönmüştü.Odama doğru giderken aniden önümü kesti.
"Babaya hoşgeldin yok mu?" dedi yapmacıktan gülümseyerek yakışıklı bir yapısı vardı ama bir alkolikti ve iğrenç biriydi.
"Hoşgeldin" dedim bende aynı gülümsemeyle yanından geçmeye çalıştım ama beni engelledi.
"Bu ara eve gelme ortalıktada da pek dolaşma " dedi
"Neden?" dedim
"Başım dertte ve peşimdeki kötü adamlar güzel bir kızım olduğunu öğrenmişler." dedi umursamaz bir tavırla yüzüne iğrenerek baktım sonrada güldüm.
"Biliyormusun böyle zamanlarda annemin bir ölü olduğuna çok seviniyorum" dedim gözlerinden fışkıran öfkeyi görüyordum.Ama hiç birşey yapmadı.Cebinden bir kağıt çıkarıp bana uzattı.
elime aldığım fotoğrafta 5 adam vardı.
"Bu adamlar seni arıyorlar yüzlerini iyice ezberle ve gördüğün anda kaç oradan " dedi sonrada salona girdi ve bende hemen odama çıktım.Üstümü değiştirdim ve yattım.
Aklıma dolan düşünceler uykumu kaçıracak cinstendi. Jason'ı düşününce yerimde huzursuzca kımıldadım.
Bana alınmıştı ama sanırım birbirimizden uzak durmak için en iyi yol buydu. Başımda hiç dert yokmuş gibi birde babamın dertleriyle uğraşacaktım.Nerede kalacaktım ki?
Clara'ya gidebilirdim ama annesi tam bir paranoyaktı ve bunun sonucunda kendimi bir kimsesizler yurdunda bulabilirdim.
Aklıma jason'un gelmesiyle saçmalamam gerektiğini kendime söylemem bir oldu.
Başımın çaresine bakacaktım artık.Gözlerimi kapadım ve uykuya kendimi bıraktım...
Okula gitmek için erkenden kalktım ve üstümü giyinip çantamı hazırladım. Yanıma kötü gün için biriktirdiğim parayıda aldım. Bu benim bir kaç gün idare ederdi.Ama sonra ne olurdu bilmiyorum.
Evden çıktım hızlı adımlarla okula vardım.Hava bugün güneşliydi ve güneşi gören herkes bahçede havanın keyfini çıkarıyordu.Sınıfa girdiğimde clara resmen üstüme atlamıştı.
"Seni çok özlediiiiim!!!!!" öyle bir sarılmıştı ki nefes alamıyordum.
"Clara!" dedim ama sesim çıkmadı.
"Nefes alamıyorummmm!!!" bu kız ne kadar güçlüydü böyle.
"Ah!! aman tanrım amelia afedersin" derken kollarını boğazımdan çekti. Tekrar nefes aldığımda güldüm ve
"Bende seni özledim sarışınn" dedim gülerek bozulmuş gibi numara yaptı ve güldü.Sıraya tam oturacakken arkada oturmakta olan jason'la göz göze geldim.Gözlerini üstümden
öyle bir çekişi vardı ki kendimi korkunç hissetmiştim.Clara konuşmaya başladığında çoktan sıraya oturmuştum.
"Bi çocukla tanıştım görmelisin o kadar tatlı ve kibar kii" dedi sevinçle. Ahhh! Bende biriyle tanıştım o kadar yakışıklı ve o kadar kaba kiii!!!
"Ne zaman? nerede? nasıl ? adı ne?" dedi onun taklidini yaparak güldü ve anlatmaya başladı.Taki hoca gelene kadar....
Okul çıkışında herkes çıkana kadar eşyalarımı yavaş yavaş topladım ve çıkışa yürümeye başladım.Kapıdan çıkarken Jason'u gördüm oda çıkıyordu. Aynı anda çıktık. Derin bir nefes aldım.
Bir şey söyliyecek gibi oldum fakat kapıda duran adamları görünce kalakaldım. Elim ayağım birbirine dolanmıştı.
Kalbim ağzımda atıyordu ve boğazım düğümleniyordu sanırım bunları hissetmek için aşık olmayı beklememe gerek kalmamıştı.Adam şansıma arkasını döndü.Hızlı adımlarla eve gidecek yolun
tam tersine yürümeye başladım. Jason telaşlandığımı anlamıştı fakat bi tepki vermedi ya da birşey söylemedi.
Evet amelia ne yapıcaksın? Şimdi bir yerde otursam bile akşam ne olacaktı? Bugün çalışmıyordum.Kütüphaneye gitmeye karar verdim. Orada beni aramazlardı.Yürüyerek herkese açık olan
kütüphaneye girdim. Çantamı koydum ve oturdum.... Kitap okudum , Ders çalıştım, Kahve içtim,Uyudum,Müzik dinledim saat en sonunda 11 olunca ayrılık vakti gelmişti.
Sokaklar , gece hayatı bana hiç yakın değildi.Böyle yerler hoşuma gitmiyordu sakinliği sevenlerdendim.Barlardan çıkan müzik sesleri her yanımı sarıyordu.
Kafe gibi bir yer vardı ama daha farklı bir tarzı vardı burası hoşuma gitmişti.İçeri girdim ve bir kahve sipariş ettim açtım ama iştahım yoktu.Sandalyeme yerleşip etrafı izlemeye koyuldum.
Tuhaf tipler geliyordu ve etrafı kolaçan edip personel girişi yazan bir yere giriyorlardı.Ama hiç dikkat çekmiyordu gizli bir şey var gibiydi.
Neyse ki gizli şeyler umrumda değildi kahvemi içtim ve telefonumu çıkarıp bir şey var mı diye kontrol ettim.Başımı kaldırdığımda yine aynı adamlarla göz göze geldim beni tanımışlardı.
Kaçmam için 30 saniyem vardı. Gençlerin gizlice girdiklere yöne doğru koştum.Nereye girdiğimi görmediklerini umdum.Kapıdan içeri girince boş depo gibi bir yer boş ve karanlıktı. Koridorunda
yürüdüm onüme merdivenler çıkınca aşağı doğru indim burası nasıl biryerdi böyle merdivenlerden içince iri yarı iki adam bir kapının önünde oturmuşlardı beni görünce kapıyı açtılar.
Yüzüme çarpan sıcak hava dalgası ve kulağı sagır edicek cinsten olan müzik sesi beni irkiltti.İçeri girdim yep yeni bir dünya vardı sanki müzik, dans edenler içki, sigara içenler
birbirini yiyenler ne ararsan vardı. Bir süre burada kalmak zorundaydım etrafı kolaçan edip bara oturdum.
"İçecek?" dedi yakışıklı barmen gülümseyerek.
"Bira" dedim içmek istemiyordum ama kola istersem burada çok sırıtırdım.Çocuk birayı önüme koydu ve diğerlerin yanına gitti. Kapının olduğu yerden gözümü ayırmıyordum.Biradan bir yudum aldım
bu durumda cidden biraz alkole ihtiyacım vardı.Telefonumun titremesiyle yerimde zıpladım. Clara mesaj atmıştı.
"Napıyorsun??"
"Uyuyorumm" yalan söylemiştim yine ona yalan söylemeyi hiç sevmiyordum.
"İyi geceler canım"
"sanada hayatım" dedikten sonra telefonu cebime koydum. Kafamı diğer kuytuya çevirdiğimde jason'u gördüm bana bakıyordu. Paniklediysemde çaktırmamaya çalıştım çıkmazın ortasında kalakalmıştım.
İçim sıkılmıştı boğuluyor gibi hissediyordum.Jason'sa iki erkek ve iki kız halinde olan grubuyla birlikte içki içiyorlardı.Barmene elimle gelmesini istediğimi belli eden bir işaret yapım.
Önüme geldiğinde gülümsedi bende gülümsedim ve
"Ya şu kapadıdan başka çıkış var mı burada ?" dedim çıkış kapısını gösterirken girilen yerden çıkılmıyordu onun için ayrı bir kapı vardı. Eğer ki adamlar gelirse ve o kapıdan çıkarsam
kolayca yakalanabilirdim.Barmen gülümsedi
"Neden sordun" dedi.
"Başım biraz belada ve o kapıdan çıkamam" dedim bende gülümseyerek flört ediyordum ve işe yaramasını umuyordum.
"Sana neden yardım edeyim ki?" Gözlerimi devirdim ve biraz yaklaştım.
"Çünkü çok tatlı ve yardımsever birine benziyorsun" güldü cidden yakışıklıydı oda biraz yaklaştı (Jasona bakmak istediysemde yüzümü yakışıklı barmenden çekemedim.)
"Zeki kız " dedi gülerek
"Hadi ama lütfeen vaktim daralıyor "dedim başımı sola doğru yatırarak.
"Çıkışın yanında depo yazan yere gir dümdüz git ara sokaklardan birine çıkarsın" dedi gülümseyerek
"Bu iyiliğini unutmayacağım" dedim gülümseyerek. Göz kırptı ve yanımdan ayrıldı.Kapıyı kontrol etmek için döndüğümde adamlar içeri çoktan girmişlerdi.Çantamı öyle hızlı aldım ki
jasonla göz göze geldiğimizde herşeyi belli etmiştim bir sorun olduğunu anlayınca ayaklandı oda tabi bunlar olup bitene kadar barmenin söylediği kapıya doğru koşmaya başlamıştım.
Adamlar tam arkamdaydı ama insanların arasında beni kaybetmişlerdi.Depo yazan yere girdim tuhaf bir koku vardı.Hızlar yürdüm burasıda oldukça karanlıktı.Kapıyı bulduğumda
kapının sürgüsü vardı.Çekmeye çalıştım fakat açılmadı sıkışmıştı büyük ihtimalle vücuduma yayılan korku dalgası korkunç hissettiriyordu.Ellerim titriyordu kapıyla uğraştım ama faydasızdı.
Yerde bulduğum kaya benzeri şeyi kaldırdım ağırdı ama işe yarar görünüyordu.Sürgüye vurdukça ses çıkarıyor ve yerimi belli edeiyordu. Son vuruşumda büyük bir gürültüyle açılan
kapı yerimi iyice belli etmiş olacaktı ki sesler gelmeye başlamıştı.Kendimi hemen dışarı attım.Yol gözükmüyordu fazla tenha bir yerdi. Ara sokaktan çıktım başka bir ara sokağa girdim
başım dönüyordu ve ayaklarım beni taşımıyordu. Adamları atlatmış olmalıydım.Başka bir ara sokağa tekrar girdim ama duvarlardan başka bir yer yoktu.Tanrım! Labirent gibiydi başka
bir sokağa girdiğimde dört adamla karşı karşıya geldim.Tam arkamı dönüp kaçacakken
"Kaçmayı deneme bile yoksa seni vururum !"
+1000 kişi olmuşuz çok mutlu oldum :))
Lütfen vote yapmayı ihmal etmeyin :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TROUBLE (Baş Belası) (ASKIDA)
ChickLitAşıktım ? Aşk ne tuhaf şeydi. Tüm duyguları barındıran ve hepsine ihtiyaç duyandı aşk. Sanki bir tanesi olmazsa aşkta olmazdı. Öfkeydi aşk, nefretti, yeri geldiğinde kaybetme korkusuydu, yeri geldiğindeyse sahiplenmeydi. Sanki kelimelere sığardı? Aş...