7. (Değişik hisler)

695 26 12
                                    

Rüveyda'dan

Erol beni bir apartmanın önüne bırakıp bavullarımıda indirdikten sonra gittiğinde tekerlekli bavullarımı alıp binaya girdim. Asansörün karşısına geldiğimde sağ elimdeki bavulumu bırakıp düğmeye bastım ve asansörün gelmesini beklemeye başladım. Beşinci katta olduğu için biraz geç gelmişti ama şükürler olsun ki gelebilmişti işte.

Asansöre binip üçüncü katta indiğimde direk asansörün karşısında olan 13 numaralı daireye ilerledim ve zile bastım. 'Umarım gelmişlerdir.' diye geçirdim içimden. Saatlerce burda beklemek zorunda kalmayı düşünmek bile istemiyordum.

Kapı açıldığında düşüncelerimden sıyrılıp karşımdaki kişiye baktım. Kapıda mavi gözlü sarışın bir çocuk duruyordu ve itiraf etmeliyim ki aşırı derecede yakışıklıydı. Allah'ım sana geliyorum! Senin tipini yerim ben be!

"Rüveyda?" diye sorduğunda yutkundum ve "Evet de sen kimsin? Yanlış eve geldiğimi sanmıştım." dedim.

"Yanlış sanmışsın. Hadi içeri geç." deyip kapıda yana çekildiğinde bavullarımı alıp içeri geçtim. İnsan taşımama yardım eder ama değil mi? Tamam tanışmıyor olabiliriz ama bu centilmenlik yapmasına engel değil ki.

Bana odamı gösterdiğinde bavullarımı odama bırakıp oturma odasına geçmiştik. O telefonuyla ilgileniyor bende çaktırmadan onu izliyordum. Birine mesaj yazıp telefonunu cebine koyduktan sonra bana döndüğünde "Kim olduğunu sorabilir miyim? Arel'in adamlarından biri veya koruma falan mısın?" diye sordum.

"Hayır." diye kısaca cevap verdiğinde kaşlarını çattım.

"Arkadaşı mısın?" dediğimde sırıttı ve "Sayılır.." diye cevap verdi. Ne diye sırıtıyor ki bu?

"Adın ne ve ayrıca neden sırıtıyorsun?"

"Adım Çağlar ve canım istediği için sırıtıyorum."

"Yalancı piç!" diye mırıldığımda duymuş olacak ki suratındaki sırıtma silinmiş ve kaşları çatılmıştı.

"Ben yalan söylemem." diye net bir ses tonuyla konuştuğunda "Hı-hı. Eminim öyledir." dedim.

Çatık kaşları eski halini alıp rahatça koltuğa yayıldıktan sonra " Ne yalan söylediğimi duydun ki bana yalancı diyorsun?" diye sordu.

"Sana Arel ile arkadaş olup olmadığınızı sordum. Sende bana 'Sayılır..' dedin. Bunun arkadaşlıkla ne ilgisi var? Siz onunla resmen şey yapmışsınız. Arkadaşlar da zaten hep şey yapıyordu değil mi? Siz onunla sevgilisiniz veya takılıyorsunuz ama arkadaş değilsiniz. Arkadaşlar şey yapmaz." dediğimde bir süre suratıma öyle baktıktan sonra kahkahayı patlattığında sinirle ona bakmaya başladım. Söylediklerimde gülünecek ne vardı?

Sonunda kahkahalarını durduğunda "Ney?" diye sorduğunda "Ne ney?" diye sordum bende.
"Arkadaşlar ne yapmaz." dediğinde kollarımı göğsümde bağladım ve ona dik dik bakıp "Şey." dedim sertçe.

"Ney?"

"Şey."

"Ney?"

"Şey."

"Ney?" diye tekrar sorduğunda sinirle nefes verdim. Neden benimle uğraşıyordu ki bu beyinsiz?

"Benimle uğraşma çocuk." dediğimde güldü ve başını olumsuz anlamda salladı.

"Ona şey değil sex derler güzelim. Ayrıca bilgin olsun diye söylüyorum sex arkadaşları sex yapar. Sonuçta onlarda arkadaş sayılır." deyip göz kırptığında kızaran suratımı başka bir tarafa çevirdim. Ne kadarda edepsiz bir çocuktu bu böyle. Resmen açık açık söylüyordu her şeyi.

"Ne o utandın mı?" dediğinde bakışlarını tekrar ona çevirdim.

"Ben erkeklerle böyle şeyler konuşmam."

"Nasıl şeyler konuşursun peki? Söyle onlardan konuşalım madem."

"Ne konuşucam seninle ya? Git başımdan."

"Neden ben gidiyor muşum? Sonradan gelen sensin. Sen git." dediğinde kaşlarımı çattım ve inatla "Gitmiyorum sana ne?" dedim.

"Çoluk çocukla uğraşıyorum resmen."

"Ben çocuk değilim. Ayrıca sana uğraş diyen mi oldu be? Sanki yalvarıyor muyuz?"

"Böyle atarlı kız tavırlarınla benden etkilendiğini gizlemeye falan çalışıyorsan pek başarılı olduğun söylenemez. Hani haberin olsun diye söylüyorum." deyip omuz silktiğinde ona inanamıyormuş gibi baktım.

"Ben mi? Ben senden etkilendim öyle mi? Senin gibi egoist bir piçten..? Sen kendini bulunmaz hint kumaşı falan mı zannediyorsun? Sen kimsin ki ben senden hoşlanacağım."

"Kapıyı açtığımda ve tipimi görüp apışıp kaldığında surat ifaden öyle demiyordu ama."

"Ne tipi be? Sen hiç aynaya bakmıyor musun? Sende tipin "T" si bile yok." dediğim sırada içimdende 'Tövbe yarabbi çok tövbe' demeyi ihmal etmiyordum tabii. Sabaha çarpılmış bir şekilde uyanmazsam iyidir.

"Kanıtla o zaman."

"Ne kanıtlaması ya. Sana hiçbir halt kanıtlamak zorunda değilim."

"Bana benden etkilenmediğini kanıtlarsam seninle uğraşmayı bırakacağım." dediğinde ona şaşkınlıkla baktım.

"Ciddi misin sen ya? Ben istemediğim sürece benimle uğraşamazsın ki sen zaten."

"Neden? Yoksa kaçmayı falan mı planlıyorsun?"

"Ne kaçıcam ya? Senden korkup veya bıkıp kaçacağımı sanıyorsan avcunu yalarsın."

"Ben başka şeyler yalamayı seviyorum ama neyse artık." dediğinde arkamdaki yastığı alıp yanına gittim ve kafasına kafasına vurmaya başladım.

"Seni pis sapık! Ben sana demiyor muyum erkeklerle o konularda konuşmam diye? Ne kadarda iğrenç bir şeyin sen ya." diye bağırıp elimdeki yastıkla kafasına kafasına vururken elimden yastığı alıp kenara fırlatmıştı ama ben umursamadan ellerimle vurmaya devam ediyor ve söyleniyordum.

"İki saattir beni sinir ediyorsun be! Benimde sabrının bir sınırı var! Çıldırttın beni resmen! Zaten Arelin arkadaşı olmandan anlamalıydım gıcı.." diye söylenmeye devam ederken bir anda ellerimi tutup dudaklarıma yapışmasıyla donup kaldım. Gitti ilk öpücüğüm!

Sizi fazla bekletmek istemediğimden küçücük bir bölüm paylaşmaya karar verdim. Umarım beğenmişsinizdir hepinize iyi geceler. Seviliyorsunuz..

Karanlık Yol (LGBT) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin