16. (Abi - Kardeş)

580 15 19
                                    

Rüveyda'dan

Flashback

"Seni seviyorum Rüveyda. Bunu biliyorsun ve ben senden bir cevap beklerken başka biriyle evleneceğin haberini alıyorum. Söylesene ben bunu hakedecek ne yaptım? Seni sevmekten başka ne yaptım? En azından sana seni sevdiğimi söylediğimde beni sevmediğini söyleyebilirdin. En azından umutlanmazdım be." dediğinde bir suçluluk duygusu hissettim içimde. Kendi isteğimle evlenmiyordum ama yine de bu böyle hissetmeme engel olmuyordu işte.

"Özür dilerim." diyebildim cevap olarak sadece. Uzunca bir sessizlik oldu. Ne düşünüyordu kim bilir? Konuşmuyordu. Söylemek istediği çok şey vardı. Bundan adım kadar emindim. Ya söylemeye cesaret edemiyordu ya da beni bana karşı daha fazla söz söyleyecek kadar değerli görmüyordu. Her iki durum da moral bozucuydu işte.

"Her şeye rağmen ben seni doğru tanıdığıma inanıyorum ve ne olursa olsun böyle bir şey yapmayacağını biliyorum. Eğer onu gerçekten sevseydin bunu bana o an söylerdin. Sen sevgini söylemekten çekinecek bir kız değilsin. Bu işin altında bir şey var. Ne olduğunu bilmiyorum ama şunu bilmeni istiyorum. Nerede ve ne halde olursan ol. Kiminle olursan ol. Kalbimin kapıları sana asla kapanmayacak. Bir gün sana olan aşkımı anlayıp bana geleceğini biliyorum. Gerekirse ölene kadar beklerim ama umudumu asla kaybetmeyeceğim." dediğinde derin bir nefes aldım ve onu paramparça edeceğini bilsemde yalan dolu o cümleleri kurdum.

"Bak Toprak ben Arel'i seviyorum ve onunla isteyerek evleniyorum. Beni seviyor olabilirsin bunu anlıyorum ama kendini kandırma. Ben asla sana dönmeyeceğim çünkü kimse sevdiğini bırakmaz. Sen beni nasıl seviyorsan bende onu öyle seviyorum işte. Onunla çocuğum olmasını bile istiyorum. Gelecekle ilgili hayallerimi süsleyen aile tablosundaki kişi o, sen değilsin. O yüzden bir daha beni aramazsan sevinirim."

"Ne? Sen ciddi misin? Daha birkaç gün önce kendin verdin telefon numaranı bana. Umut verdin. Şimdi kalkmış beni arama diyorsun. Seni seviyorum diyorum. Beni bu kadar mutlu etmişken, kalbime küçücükte olsa bir umut koymuşken, bir anda senden vazgeçmemi nasıl beklersin benden."

"Yeter!" dedim sert çıkması için çabaladığım sesimle.

"Yüzsüz müsün nesin ya! İstemiyorum seni anlamıyor musun?! Sevmiyorum! Yüzünü görmek, sesini duymak istemiyorum. Aptalın tekisin ve tipin midemi bulandırıyor. Seni gördükçe midem bulanıyor anladın mı?!" diye bağırdığımda karşıdan birkaç iç çekiş ve hemen ardındanda üst üste birkaç hıçkırık sesi geldi.

Telefon suratıma kapandığında kulağımdan çekip birkaç saniye boş boş ekrana baktım ve "Özür dilerim." diye fısıldadım.

Flashback End

*

Yaşadığım şeyi hatırladığımda aynadaki yansımama bakıp "Bencilsin kızım sen." dedim.

"Kalbini paramparça ettiğin birinin yanındasın şu an ve bunu sırf kendini Arel pisliğinden kurtarabilmek için yapıyorsun. Kendi çıkarların için onu kullanıyorsun. Yine acımasızca duygularıyla oynuyorsun. Onun evinde kalıp, onun yatağında yatıyorsun. Onun yemeğini yiyor ve onun sana aldığı eşyaları kullanıyorsun. Hiç utanmadan hemde. Kendin için onu kullanıyorsun. Arel seni elde etmek için nasıl parayı kullandıysa sende kendi paçanı kurtarmak için onun duygularını kullanıyorsun.

Karanlık Yol (LGBT) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin