25. (Final part 1)

318 8 6
                                    

Yazar'dan

Gün gelir de bir gün birini seversen unutma acı çekmeyi göze almışsın demektir. Sevilmeme ihtimaline rağmen ona söylersen, olanların üstesinden tek başına gelmen gerekir.

Sevgi güzel şey. Sevmeyi ve sevilmeyi herkes ister. Fakat her güzel şey gibi bu da meşakatli bir yoldan başarı ile geçmeyi ve sabretmeyi gerektirir. İşte bu yüzden hayatta herkesin hikâyesi mutlu son ile bitmez. Sevgisinden asla ödün vermeden, güvenerek, açık gözlü olarak, ona onu sevdiğini hissettirerek ve gerektiğinde kıskanarak.. Bu ve buna benzer bir çok şeyi sınırları ile yaşayabildiğinde gerçekten güzel sever insan. Karşısındaki kişi de onu bu şekilde sevdiğinde ancak sevgisine gerçekten karşılık bulabilmiş olur.

Ve en önemlisi ne kadar güzel seversek sevelim reddedilme ve sevilmeme ihtimaline rağmen bunu cesurca söylemedikçe sevgimizin hiçbir anlamı olmaz.

Her ne kadar korkutucu ve zor olsa da keşkelerle ve belkilerle yaşamaktansa söylemek her zaman daha iyidir.

Çağlar ve Poyraz.. Birbiri için tutuşan iki kalp.. Birlikte mutlu olmayı delicesine isteyen bu iki kalbin arasına giren şey ise duyulan bir vicdan azabı..

~

Delicesine atan kalbi ve akan göz yaşları ile hastane koridorunda koşan bir genç. Morgdan içeriye dalıp sevdiğini gözleri kapalı bir şekilde odanın ortasında, yatarken gördüğünde dünyası başına yıkıldı sanki. Sevdiğinin yanına gidip elini elleri arasına aldı ve çaresizce yere çöktü.

"Ellerin hâlâ sıcacık. Soğukluğunla bırakma beni Çağlar. Yalvarırım yapma. Seni seviyorum. Gitme ne olur. Sen beni bırakmazsın, bırakamazsın. Ne olur gitme. Sensiz olmak istemiyorum. Sana yalan söyledim. Ben seni hep sevdim. Hâlâ deli gibi seviyorum. Ben.. Ben sadece bir katil ile yaşamanı istemedim. Vicdan azabı çekiyordum. Cezamı çekmem gerekti.

Ben.. Toprak'ın annesini öldürdüm Çağlar ama babası, babam suçu üstlendi. Kimse bilmiyordu ondan ve benden başka. Toprak bile..O sadece babasının annemi sevdiğini biliyordu. Babalarımızın aynı kişi olduğundan haberi yoktu.

Ben ve annem hep yoksulluk içinde yaşadık. Annem beni mutlu edebilmek için ömrü boyunca çalıştı. Beni hiçbir şeyden eksik bırakmak istemedi. Her gün eve yorgun geldi ama bana gülümsemeyi asla ihmal etmedi. Etraftaki herkes ona orospu gözüyle baktı. O hiç huzur içinde olamadı ve bir gün çalıştığı fabrikanın kimyasal atıklarla dolu olan suyuna düşüp öldü.

O adam bize sahip çıksaydı böyle olmazdı. Ben annemi kaybetmezdim. Ben.. annem öldüyse o da ölsün istedim. Onu öldürmek istedim ama karısı ben onu vuracakken önüne geçti. Masum, her şeyden habersiz birini öldürdüğüm için, Toprak'ı annesiz bıraktığım için her gün vicdan azabı çektim içten içe. O adamın bana yaptığını bende Toprak'a yaptım çünkü. Belki istemeyerek yaptım ama bu yaptığım şeyi değiştirmezdi. Bu kadar kötü bir şey yapmışken, bir katilken bunu sana yapamazdım. Affet beni ne olur sevgilim. Yalvarırım affet. Geri gel ne olur. Bırakma beni. Benim yüzümden gitmek istedin evden. Sebebin olmayı kaldıramam. Lütfen.. Seni seviyorum... Seni seviyorum... Seni seviyorum." dedikten sonra suratını ellerinin arasındaki ele gömdü. Ve tam da o anda hiç beklemediği bir şey oldu.

"Bende seni seviyorum." diyen sesini duydu sevdiğinin.

Hızla başını kaldırıp gözleri açık ona gülümseyerek bakan Çağlar'ın yüzünü buldu gözleri ve hayretle "Sen.. Sen nasıl..?" dedi. Başka bir şey demeye de gerek duymadan kolundan tutup hızla kendine çekti onu. Sıkı sıkı sarılırken yüzünü boynuna gömdü bu defa ve derin derin içine çekti kokusunu.

Karanlık Yol (LGBT) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin