...
Merdivenin son basamağında sabit pozisyonda duruyor, ne yapacağımı düşünüyordum. Bennet'ın konuştuğu kişinin Criss olabilme ihtimali beni korkutuyordu. Eğer öyleyse geçen gece beni boğmaya çalışan Criss, bugün benim karşıma gülen yüzle nasıl çıkabilirdi ve ben bunu Bennet'a nasıl açıklayabilirdim. Hayır Criss lütfen bana bunu yaşatma .. Lütfen o sesin sahibi sen olma diye içimde temennilerde bulunuyordum.Benim garip ve hareketsiz bir vaziyette dikeliyor olmamı Bennet farketmiş olacak ki " Imm.. Ashleey misafirimiz geldi güzelim istersen buraya bir dön " O an arkamı dönmektense odama kaçıp kapıyı kitlemeyi yeylerdim. Odamın da güvenli olduğu meçhuldü gerçi az önce ezilmekten kıl payı kurtulmuştum.
Daha fazla iç sesimle tartışmayı kesip derin bir nefes aldım. Gözlerimi sıkıca yumup, aşağı merdivene doğru gerileyip kapıya doğru yöneldim. Kafamı yere eğerek karşılaşacağım yüze kendimi hazırlamaya çalışıyordum. Merdiven tam kapının karşında ki bir alanda olduğu için Bennet ve o şahıs sessizliğe bürünmüş bir vaziyette beni izleyip onları selamlamamı bekliyorlardı. Daha fazla duraksamayı keserek kafamı yerden kaldırıp kapıya doğru ürkek bir bakış attım.
Karşımda beni tebessüm eden mimiğiyle yuvarlak yüz hatları olan beyaz tenli, ensesine kadar uzanan kıvırcık saçlara ve siyah gözlere sahip uzun boylu biri bekliyordu. Cılız yapısına kıyasla cesur bir duruşu vardı. Bu cesur tavrı elinde tuttuğu milyon dolarlık arabanın sahibi olmanın verdiği "zenginlik" duruşu olmalıydı. Çocuğu bir güzel gözlerimle süzdükten sonra onun hatırlayabildiğim kadarıyla Criss olmadığını anladım ve içimden derin bir "Oh!" çektim. Sabitlendiğim yerden ayrılıp seri hareketlerle kapıya doğru ilerlemeye devam edip tebessüme tebessümle karşılık vermeye çalışarak elimi uzattım. "Hoşgeldiniz" deyip başımla reverans yaparak selamladım. Tekrardan yumuşak bir ses tonuyla "Üzgünüm beklettim. Merdivenlerde biraz başım döndü de hareket edemedim " diyerek açıklama yapma gereği hissettim. " Önemi yok " diyerek gayet kibar bir şekilde uzattığım eli sıktı. Konuştuğu sırada farkettim ki ses tonu tize kaçmayan bir inceliğe sahipti. Geçen gece kulağıma fısıldayan kalın ve ürkütücü ses ona ait olamazdı. Beynim yine bana ufak bir oyun oynamış ve yine beni korkutmayı başarmıştı.
Bennet artık kapıda beklemekten kök salmak üzere olan adamı içeriye davet ederek " İstersen daha fazla kapıda bekleme " diyerek bir eliyle siyah kapının kolunu tutarken diğer eliylede evi gösterip içeri girmesini bekliyordu. Adamda " Haklısın " deyip tebessüm ederek evin salonuna doğru bir kaç adım atıp kendisine en yakın olan kahverengi tekli koltuğa oturdu. Koltuklar deri olduğu için otururken çıkarttığı ses sessiz evin içinde ufak bir yankı oluşturdu. İstemsiz dudaklarım gerildi ve gülmemek için kendimi zor tuttum. Adam bundan rahatsız olacak ki eliyle geniş alnını ovup hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalıştı. Ortamın sessizliğini bozmak isteyen Bennet " Siz daha önce tanışmamıştınız değil mi ? Ashleey bu Cuddy , Cuddy buda Ashleey " diyerek konuya girmiş oldu. Cuddy daha önce duymadığım bir isim olduğu için garibime gitmişti. Ben memnun oldum demek için elimi uzatacağım sırada Cuddy benden önce davranıp " Memnun oldum Ashleey " diyerek elini uzattı ama bu sefer bakışlarında bir gariplik vardı sanki. Bakışı ve soğuk eli ürpermeme sebep olmuştu. Daha sonra yarım ağız " Bende " deyip hazırlanmak için izin istedim. Bennet'ta Cuddy'nin çaprazında ki koltuğa oturarak muhabbet etmeye başladı.
Ben Criss'i beklerken Cuddy ile karşılaşacağımı sanmıyordum ve içimden bi ses Cuddy'de bir gariplik olduğunu söylüyordu yada garip beynim benim öyle düşünmemi istiyordu. Bu düşünce karmaşası içinde odamın önüne gelerek kapıyı açmak için elimi uzattım. Kapı açılırken ki çıkarttı gıcırtı beynimin içinde yankılandı. " Aptal kapı " diyerek içeriye doğru bir adım atıp sinirle kapıyı çarptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİSEPNİ
Mystery / Thriller" Disepni Sendromundaki kişi her gece gördüğü şiddetli kabuslar nedeniyle gerçeklik kavramını yitirir ve artık kabuslarını günlük hayatının bir parçası olarak algılamaya başlar. Buda gördüğü kabusları gerçekmiş gibi hissetmesine neden olur. " yazıyo...