"Odamda ne yapıyorsun Ae Mi?"
Ae Mi elindeki silah kutusunu yatağa atıp başını öne eğdi.
"Buraya girmemen gerekirdi."
Ae Mi dudaklarını ısırıp heyecanla cevap verdi.
"Benden bir şeyler saklıyordun. O kutuyu benden sakladığından beri bir şeyler olduğunu anlamıştım. O silahla ne yapıyorsun Soo Min?"
Arkadaşı masumca sorduğunda Soo Min kapıyı kapatıp arkadaşına ilerledi.
"Bundan Jimin'e bahsedemezsin."
"Kimseye anlatmayacaktım zaten. Ama biz yakın arkadaşız değil mi? Bunu bilmeye hakkım var."
Soo Min küçük kutuyu kapatırken arkadaşını kovarcasına cevapladı.
"Bence gerek yok. Yemekler soğuyacak."
Ae Mi hışımla odadan çıktı ve merdivenlerden inip ayakkabılarını giydi.
Salondaki koltukta duran çantasını alıp Taehyung'a seslendi.
"Taehyung gitmem gerekiyor. Evde buluşalım mı?"
"Arabayla gidersen ben nasıl geri döneceğim? Hem ayrıca ne oldu?"
"Sorun değil yürüyeceğim. Görüşürüz Jimin."
Soo Min giden arkadaşının arkasından bakarken Taehyung seslendi.
"Ama ne oluy- Dur- Ae M-!"
Kapı sert bir şekilde çarpıldığında Taehyung açıklama bekleyen gözlerle Soo Min'e baktı. Onları ilk defa böyle görüyordu.
Jimin gözlerini kısmış sevgilisini izliyordu. Davranışlarından çıkarımlar yapmaya çalışıyordu. Çatalını masaya bırakıp konuştu.
"Soo Min neden küçük bir çocuk gibi davranmayı bırakıp neler olduğunu anlatmıyorsun?"
Soo Min bakışlarını yere indirdi.
"Bir şey olmadı işte. Yemeğe devam edelim."
Taehyung düşünceli bir şekilde ayağa kalktı.
"Aslında Ae Mi'nin peşinden gitsem iyi olacak. Yalnız yürümesini istemiyorum. Arabayla çıkarsam ona yetişebilirim."
Taehyung masadan kalktıktan sonra arkadaşının yanağını öptü ve Jimin'in omzunu sıvazladı.
"Sizi seviyorum çocuklar sonra görüşürüz."
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -DİKKAT AĞIR CİNSELLİK GELİYOR - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Hava kararmıştı. Jimin ve Soo Min sessizce hala masada oturuyorlardı. Jimin masanın ucunda oturan sevgilisine baktı. Aralarında enteresan bir atmosfer vardı. Soo Min konuşmamayı tercih ediyordu çünkü sevgilisinin konuyu açmasından çekiniyordu. Jimin karşısında duran kızı izliyordu. Soo Min gerginlikten kuruyan dudaklarını ıslatmak için bardağı eline alıp ağzına götürdüğünde su elbisesinin hafif açık bıraktığı göğsüne damladı.
Soo Min utanarak Jimin'e baktığında Jimin görmemek için başını çevirdi. Etkilenmenin zamanı değildi.
Soo Min peçeteyle göğsünü silerken Jimin dudaklarını ısırdı.
"Dur artık."
Soo Min başını kaldırıp Jimin'e baktı.
"Ama hala ısla-"
Jimin ayağa kalkıp emin ve seri adımlarla kıza ilerledi ve onu bileğinden tutup kaldırdı. Kız bileğine baktı ve gülümsedi. Jimin onu her anlamda özlemiş olmalıydı. Jimin kızın ince belini tutup kendi vücuduna yapıştırdığında Soo Min iç çekti.