Selam Millet...
Medyadakiler Nick, Ema ve Leo. Sizce hangisi? :}
"Ema benimle gel, gidelim buradan. Beraber çıkalım!" Leo'nun gözlerinde ki umut ve sevgi beni düşünmeden ona çekiyordu.
"Ema!" ama İrina'nın duyduğum sesiyle onun büyüsünden kopup, gerçek hayata geri döndüm. İrina bana gitme der gibi umutla bakarken, aklıma çocuklar ve Nick geldi. Buraya kadar gelip de onları yalnız bırakamazdım. Fakat Leo'yu da bırakmak istemiyorum.
"Ema bana bak, sadece bana." diyerek yüzümü kendine çeviren Leo yine aklımı başımdan alıyordu.
"Burada buna değecek kimse yok. Sadece sen ve ben varız, en başından beri böyleydi. Benimle gel." değecek kimse yok mu?
"Hayır Leo, hayır. Arkadaşlarım var." dediğimde bu söylediğime gücenmiş gibi baktı.
"Leo seni bırakamam ve gitmeni de istemiyorum ama arkamda bırakamayacağım kişiler var. İrina ve diğerleri gibi." şimdi ise büyük bir öfkeyle.
"O lanet insanların sana ne yaptığının farkında değil misin? Onlar senin arkadaşların değil Ema, hiç olmadırlar. Tek amaçları seni kullanıp yok etmek."
"Hayır değil, Leo onlar--" dememe fırsat kalmadan hızla İrina'nın yanına gidip, arkasına geçti. Onun boğazını sıkarken;
"Ona bak Ema, bu insanlar senin gerçek arkadaşın değil. Hepsi kendi çıkarları için seni kullanmak istiyorlar. Gör artık bunu." bu yaptığına öyle şaşırmıştım ki, ne yapacağımı bilemedim. İrina'nın can çekişen suratını gördüğümde nihayet kendime gelmiştim. Hızla yanına gidip, onu Leo'nun elinden aldıktan sonra;
"Kim olduğumu, ne olduğumu ve neden var olduğumu biliyorum, bunu öğrendim. Burada kalmayı ve bu yolda devam etmeyi ben istedim Leo. Onlar beni kullanmıyor, onlar benim arkadaşım." dedim. Ona kızamıyordum bile. Yüzünde ki öfke yerini hayal kırıklığına bırakırken;
"Bende senin arkadaşındım." dedi. Bu söylediği canımı çok yaktı. Beni yanlış anladı.
"Leo yanlış anla--"
"Seni nasıl bir oyunun içine çektiler bilmiyorum ama buna izin vermeyeceğim. Seni geri alacağım Ema. Geri alacağım." dedikten sonra bir şey demem fırsat vermeden hızla oradan uzaklaştı. Peşinden koştum ama çoktan ortadan kaybolmuşlardı. Bir süre arkasından öylece boşluğa baka kaldım. Beni bu durumdan çıkaran omzumda hissettiğim İrina'nın eliydi. Ona döndüğümde iyi görünüyordu ama Leo boğazını kötü sıkmış, belirgin kızarmasına neden olmuştu.
"İyi misin?" dediğime bana moral vermek ister gibi gülümseyerek başını salladı.
"Üzgünüm İrina, seni bu işe--"
"Bu işe kendim bulaştım. Asıl ben özür dilerim, seni bu kadar yıpratacağını bilseydim en başından kabul etmezdim."
"Hayır, hayır. Buna sevindim. Artık biliyorum, Leo'nun neden vampir olduğunu ve yaşadığını..."
"Peki ne yapacaksın? Yani sen..." İrina da Leo kadar cevabımı merak ediyordu. Ve sanırım kararımı çoktan vermiştim. Herkes için iyi olan şeyi yapacağım. Artık gelecek için planlarım var.
"Ema, İrina..." duyduğumuz sesle çıkışa baktığımızda Nick'in telaşla bize koştuğunu gördüm. Nefes nefese yanımıza vardığında;
"Siz iyi misin? Alarm--" diyerek cümlesini yarıda kesmesinin nedeni İrina'nın boynundaki kızarıklığı farketmesiydi. İrina da durumu çakmış ve durumu toparlamak için;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Underworld #wattys2016
VampireHani derler ya her ne olursa olsun hayat devam ediyor. Aslında devam eden hayat değil, bizleriz. Yaşananlar bizleri olgunlaştırmaz, olmamız gereken kalıba sokar. Ölüm karanlıktır, soğuk ve acı dolu. Kim olduğumu, ne için yaşadığımı, ailemi, çocuklar...