Veliahtlar...

8.9K 629 87
                                    

Selam millet...

Medyadakiler Ema ve Teğmen Nickholas...

Leo'nun uzanan eline dokunamıyordum. Sanki biri ayaklarımdan yere çivilemiş gibiydi. İkimizde birbirimize dokunmak istiyorduk ama olmuyordu.

"Biraz daha Leo, biraz daha..."

"Ema, Ema gitme." gitme mi?

"Seni bırakıp gitmeyeceğim Leo." hala tüm gücümle ona ulaşmak isterken, o kendini geri çekip, başını öne eğdi.

"Gitmeyecek misin? Ama zaten bırakıp gittin Ema. Sen beni ve çocukları geride bırakıp gittin." olduğum yerde kalırken tüm vücudum buz kestiğini hissettim. Ben onu bırakmadım, bırakamazdım. Arkasını dönüp, karanlığın içine hapsolan Leo'ya bağırıyordum. Tüm gücümle, avaz avaz ona bağırdım ama ne yerimden milim oynayabiliyor, ne de ona kendimi duyurabiliyordum.

"LEO!!!"

Soluk soluğa kalktığım yatağımda, terler içindeydim. O günün üzerinden tam tamına 7 yıl geçmişti ama hala ilk günkü gibi kabuslarım devam ediyordu. Leo ve çocukların öldüğü günü unutamıyor, aynı acıyı ilk günkü gibi hissediyordum. Onları çok özledim. Leo'yu çok özledim...

Nefes almak için camı açtığımda, güneş gözlerimi kamaştırdı. Güneşi seviyordum, ışığı ve sıcaklığını ama bu bile vampirlere engel değildi.

Dünya çok değişti. Soylarının tükendiğini düşündüğümüz insan ırkı aslında hala ayaktaydı ama büyük bir kayıpla. Artık sokaklar bomboş, evler, caddeler, hastaneler, dünya bomboş. Sadece vampirler ve onlara karşı kurulmuş bir insan ordusu dışında. Her şey ikiye bölünmüştü.

O yıl ki salgında insan ırkının yüzde yetmişi ölmüş, geriye kalanlar ise çocuklar ve salgına yakalanmayan insanlar olmuştu. Leo ve çocuklarla beraber kaçırıldığımız vampir şehri onların kurduğu en büyük inşaaydı. Dünyanın dört bir yanında tıpkı insanlar gibi vampirlerinde ordusu vardı ama ARGONA onların merkeziydi. Vampirlerin şehri...

Bunca zaman boyunca oraya hiç kimse saldıramamış, girişimde bile bulunamamış. Büyük ve yıkılmaz duvarlarının sınırları oldukça genişti. İnsan ordusu yılladır vampirlere karşı savaşacak bir ordu yaratmaya çalışıyor. Şimdilerde başardı sayılır. Eski teknolojiden eser kalmamıştı. Bildiğimiz bütün modernlik vampirlerin ortaya çıkmasıyla yok olmuştu. Silahlar, bombalar, nükleer silahlar hiçbir işe yaramıyordu. Vampirlerle ilgili bildiğiniz klasik şeylerde bir yalandı. Gün ışı, haçlar, kutsal su, sarımsak ve kazık...

Bunlar işe yaramıyordu. Bazılarında kazık hariç, tek silah kılıçtı. Vampirler de insanlar gibi kendi aralarında gruplara ayrılıyordu. İnsanlarda normal hayat süren, sıradan toplum ve vampirlere karşı kurulmuş bir ordu vardı. Vampirler de ise bu gruplar üçe ayrılıyordu. En aşağıda en iğrençleri, en pislikleri vardı. Onlar sıradan vampirlere göre daha kontrolsüz ve sadece kan için yaşayanlardı. Argona bile onları şehirlerine kabul etmeyecek kadar düşüklerdi. Görüntüleri sadece deri ve kemikten oluşan, bilinçlerini tamamen kaybetmiş, gün ışığına bile dayanamayan, yeraltında kanalizasyonlarda yaşayan mahlukatlardı. İki düzey ise insan ordusuna karşı kurulmuş, vampire ordusuydu. Onlar kontrollü, güçlü ve acımasızlardı. Vampirlerin en büyük kısmını onlar oluşturuyordu.

Son olarak da en üst düzeyde olanlar soylulardı. Onlar vampirlerin ilk ataları olduğuna inanılır. Soylular saf kan ve en güçlüleri. Bir soylu, 30 kişilik bir insan ordusuna bedeldi. Onlara yaklaşmak hiç ama hiç kolay değil.

Leo'yu ve çocukları öldüren vampirde bir soyluydu. Sadece zevk için, özgürlüğümüzü elimizden almak için hepsini tek tek katleden şeyde bir soyluydu.

Underworld #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin