Dürüst davranıp,her şeyi anlatsam mı? Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar derler. Off. Kafam çok karışık.
"Rüya sana bir soru sordum! Cevap ver!"sesi oldukça sert çıkmıştı.
"Babam bunun gibi stresli bir olay yaşarsa kaldıramazmış. Herhangi bi stres anında kalbine pıhtı atabilirmiş. Bu da durumunu kritikleştiriyormuş."
"O yüzden emekli olmak istedi değil mi?"diye sordu abim.
"Bilmiyorum. Şu an hiçbir şey bilmiyorum. Babam orda yatıyor. Nefes alıyor mu? Bilmiyorum. Ve bu benim canımı yakıyor."dedim ve akan göz yaşımı sildim. Abim karşıma gelip,diz çöktü. Ellerimi ellerine aldı.
"Özür dilerim. Sende gerginsin ve ben bu tarz sorular sorarak seni iyice geriyorum. Affet beni." dedi. Ona sarıldım.
"Bir şey bilmemek canımı yakıyor. Arkamda kapı gibi babam var ya o yıkılınca bende yıkılıyorum. Kendimi ilk defa bu kadar çaresiz ve yalnız hissediyorum. Babam benim her şeyim. İlk aşkım. Onu kaybetmekten korkuyorum ve bu çok canımı yakıyor."dedim. Abim benden ayrılarak yüzüme bakmaya başladı.
"Sakın ağlama. Güçlüsün sen. Tanıdığım herkesden her şeyden daha güçlüsün."dedi ve göz yaşlarımı sildi. Yengem:
"Rüya hadi siz gidin. Yol yorgunusunuz zaten. Duşunuzu alın,bir şeyler yer gelirsiniz."dedi. İtiraz edecek hâlim olmadığı için başımla onayldım.
Mert ile hastaneden çıkıp,arabaya bindik.
"İyi misin?"
"Biraz. Ama merak etme. Duştan sonra kendime gelirim."dedim. Mert,anahtarı kontağa takıp,çevirdi ve gaza bastı.
Eve gelince kendimi mutfağa attım. Sağlam acı bir kahve iyi gelirdi. Mutfağın kapısı açılınca o tarafa döndüm.
"Git sen,duşunu al. Ben yaparım kahveni."sarıldım ona.
"Seni çok seviyorum."
"Bende seni. Hadi git,duşunu al."ayrıldık. Mutfaktan çıkıp,banyoya girdim. Kendimi soğuk suyun altına attım.
Bornozumu üstüne geçirip,banyodan çıktım. Aşağı inip,mutfağa girdim. Mert balkonda kahvesini yudumluyordu.
"Sende duş almalısın."dedim. Sesimi duyunca bana döndü.
"Sıhatler olsun."
"Aşkım,hadi sende duşunu alda gidelim."dedim. Yanıma geldi. Alnıma öpücük kondurdu.
"Tamam,birtanem."dedi ve mutfaktan çıktı. Bi elime kahveni diğer elime de telefonumu aldım.
Abim aranıyor.....
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor.."aramayı sonlandırıp,yengemin numarasını çevirdim. Yine telesekreter çıktı. Bu sefer annemi denedim. Yine telesekreter. Allah'ım kafayı yiyeceğim. Hemen yukarı çıktım. Bornzumdan kurtulup, çiçekli elbisemi üstüne geçirdim. Saçımı tarayıp,tepeden at kuyruğu yaptım.
"Rüya,bir şey mi oldu?"
"Abimi,annemi ve yengemi aradım. Ama ulaşamadım. Babama bir şey olmamıştır değil mi?"
"Sen kimin kızısın? Engin Atahan'ın. Seni istemeye geldiğimiz gece babam:"Rüya git gide babana benziyorsun." demişti. Sen güçlüysen babanda güçlü. Ve seni bu kadar güçlü gördükçe daha çok güçleniyor. Babama bir şey olmaz."
"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Yoksa senin bildiğin bir şey var da bana mı söylemiyorsun?"
"Tek bildiğim şey,üstümü giyinip,yola koyulacağımız. Sen in. Ben geliyorum beş dakikaya."dedi. Aşağı indim. Eğer bir şey olsaydı Mert bana söylerdi değil mi? Söyler miydi? Söyledi canım. Karısıyım ben onun. Söylerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkı
RomanceÇocukluktan beri birbirlerine aşık olan Mert ve Rüya,lisede yollarını ayırırlar. Rüya yeni kişilerle arkadaşlık kurdukça Mert'i unutur. Tabi ki sadece bu değil Rüya'ya,Mert'i unutturan. Aynı zamanda Melin'in,Rüya'ya yaptıkları. Rüya zor bir dönemde...