Herkese Merhaba... Evet sonunda yeni bölüm geldi. :)) Multide Derin var. Neyse fazla tutmadan siz okumaya başlayın... Bölüm bitince oy ve yorum yaparsanız sevinirim... :))
Derin'den
Hâlâ Egemen'in yanındaydım. Onunla konuşmak çok iyi hissettiriyordu. Her şeyi bir anda unutuyordum. Bu harika bir duyguydu.
Sanırım bir şeyleri artık gizleyemiyordum. Yani kendi içimde... Artık kabullenmiştim. Egemen'i... Ona karşı duygularımı saklamaktansa kendi içimde bağırıyordum.
Egemen'de sanki hisleri var gibiydi ama o soğuk ve ben onu çözemiyorum. Egemen kapalı bir kutu gibiydi. Anahtarı olan bir kutu... Bence o anahtarın kimde olduğunu Egemen bile bilmiyordu.
Belki de kayıptı... Bir yerde düşürmüştü... Veya hiç almamak üzere atmıştı... Bilmiyordum işte. Egemenle ilgili hiç bir şey bilmiyordum. Bazen beynimin bir köşesinde sanki ona ait izler varmış gibiydi. Ama sonra yok oluyordu, biraz daha siliniyordu. Ben ise o izleri tekrar canlandırmak, içimde duygularını hissetmek istiyordum.
Belki de aynı şeylerdi düşüncelerimiz fakat bilemedik ki; sözlerimiz farklıyken kalbimizin aynı olduğunu...
Ben inanıyorum. Bir gün düşüncelerimizin de aynı olduğunu öğreneceğiz ve o zaman her şey yeniden başlayacak. Yeniden hayata tutunacağız. Beraber olursak her şeyin üstesinden geliriz.
"Eee Derin daldın?"
"Pardon Egemen. Ben bir şeyler düşünüyordum."
"Önemli değil. "
Böyle söylemesi hafif gülümsememe sebep olmuştu.
"Sen iyisin değil mi Egemen?"
"İyiyim Derin. Sayende. Hep yanımda ol. Bir daha beni bırakma olur mu?"
"Bir daha mı yani daha önce ne zaman bıraktım ki?"
Sanki bir şey söylememesi gerekiyormuş da ağzından kaçırmış gibi dudaklarını birbirine bastırdı ve konuşmaya başladı.
"Üzgünüm Derin. Anlarsın ya Arda bende kafa bırakmadı. "
"Hmm peki sorun yok."
"Sağol. "
Egemen'den
Ne yapıyorum ben? Bir daha beni bırakma dedim. Bunu nasıl söyledim. Arda gerçekten de kafa bırakmadı. Derin de Allah'tan bir şey anlamadı.
Derinle gün geçtikçe daha da yakınlaşıyorduk. Kalbimin yerini hissettiren kız oydu. Beni ben yapan, içimdeki tarif edemediğim duygunun sahibi oydu...
Doğru ona karşı içimde duygu var. Hem de çok derin bir duygu. Bu duyguyu yıllardır kapatmaya çalışsam da olmuyordu. Eve gidiyordum. 'Tamam Egemen bundan sonra Derin'e yakın olma' diyordum. Ama ertesi gün onu görünce o güzel yüzünü, parlayan gözlerini görünce her şey eskisi gibi oluyordu. Hatta her gün daha da aşık oluyordum. Her gün yeniden aynı kıza...
Bizim kalplerimiz kırıktı... Ama biz kırık kalplerimizin parçalarını bir araya getiren çengelli iğne olacaktık. Bunu başaracaktık. Korkuyordum. Hem de çok... Kendim için değil ona zarar gelmesinden. Tekrardan üzülmesinden. Ayrılmaktan...
İşte bu yüzden duruyorum. Hissizim. Bu yüzden Derin'den kaçıp ona soğuk davranıyorum. Çünkü ona tekrar bir şey olursa bu sefer kendimi hiç affetmem.
Hatırlamak istemediğin şeyler bir anda düşer aklına, en unutmam dediğin anlar ise unutulur. İnsan olmanın çaresizlidir bu.
Neden böyle? Neden bu kadar zor? Her gün korkarak yaşamak. Sabah uyandığında nefes alıyor olmanın mutluluğu... Ama yine de gerçek değişmez o da şu;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fısıldayan Hatıralar #Wattys2016
Teen FictionHer kitap bir şansı hak eder sende bu kitaba bir şans ver... Bazı şeylerin yalan olduğunu büyüyünce anlarsın bazıları sonradan büyür bazıları ise hayata öyle başlamıştır. Hayat bazılarının çocuk olmasını değil de güçlü olmasını ister. Biz güçlü gör...