URAS'DAN
Sabah kalktığımda Asel hala uyuyordu. Biraz onu bu halde izlemeye karar verdim çok masumdu. Cebimde titreyen telefonu fark ettiğimde Asel'i uyandırmamaya çalışarak aldım. Aslan arıyordu "Ne var Aslan" "Abi adamı getirdik şuan depoda seni bekliyoruz" işte bu iyi bir haberdi. Açıklama yapmadan telefonu kapattım Asel'e geleceğimi beni beklemesini belirten bir not bırakıp arabaya atladım.
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰
Depoda o adamı gördüğümde Ase'in ağlayışlarını hatırladım. Bu onu öldürmem için yeterli bir sebepti. Geldiğimi fark edince Aslan yanıma geldi. "Abi istediğin kadar dön ama öldürme, onu sağ geri götürmeliyim." Bu söylediği hayallerimi suya düşürmüştü. Oysa ki ne planlar hazırlamıştım. Kafamda Aslan'ı onaylayıp çıkmasını işaret ettim. Deponun kapısı gürültülü bir şekilde kapandığında adam korkuyla bana baktı. Bir süre yüzüne baktıktan sonra daha fazla dayanamayacağımı anladım ve yüzüne bir yumruk attım. Eğer bir film çekiyor olsaydık kafasının yana savrulması ağır çekimde gösterilirdi. Kendini toparlayıp konuşmaya başladı "Abi ben sana ne yaptım, ne istiyorsunuz benden. Ne olur bırak gideyim benim çocuğum var bana muhtaç kızlarım var." Son söylediği beni delirtmeye yetmişti. Kızına o pisliği yapan adam şuan kızını öne sürerek hayatını bağışlamamı istiyordu. "Zaten kızının intikamını almak için geldim. Asel'e ne yaptığını biliyorum sende anlatacaksın şimdi." Bir süre şaşkınlıkla yüzüme baktı. "Ben ona bir şey yapmadım, bana iftira attığı için içerideyim hala devam ediyor demek. Bana aşıktı o kendi istedi bende olmaz sen kızımsın dedim ama o ısrar etti" Beni inandırmaya çalışır gibi yüzüme baktı. inanmamıştım ona Asel'i tanıyordum o öyle biri değildi. Bu söyledikleri beni daha çok sinirlendirmekten başka bir şeye yaramadı. Kafasına tekme savurdum, tüm gücümü üstünde deniyordum resmen. "Doğruyu anlat orospu çocuğu yoksa buradan sağ çıkamazsın. Seni öyle bir hala getiririm ki öldürmem için yalvarırsın." Yeterince korkmuşa benziyordu. "Tamam tamam anlatacağım. Asel'i tanıyorsun ne kadar güzel olduğunu görmüşsündür o geceye kadar fark etmemiştim. B-ben kendime engel olamadım çok pişmanım." Ağlamaya başladı. Daha çok midemi bulandırmıştı ağlaması. Artık kendimi tutamıyordum. Peş peşe salladığım yumruklardan sonra bayılmıştı. Dışarıda bekleyen adamlara seslendim ve kazığı hazırlamalarını istedim. İlkel bir yöntemdi ama işe yarardı kazığa oturtmak. Aslına bakarsanız insaflı davranıp kazığı biraz yağlatacaktım. O anda aklıma Asel'in "canım acıyor" diye yalvarması geldi. Oda acı çekmeliydi.〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰
"Abi yalvarırım yapma abi, bak özür dileyeceğim Asel'den de dileyeceğim özür yalvarırım yapma" kazığı gördüğünden beri karşımda yalvarıyordu bu şerefsiz. Boşa olduğunu hala anlamıyor.
Oturtma işlemi başladığında çığlıklarına artık dayanamayıp bayıldı. Aslıda durmazdım ama kazığa kan akmaya başladığında öldürmemem gerektiğini hatırladım. Bir tane hatıra fotoğrafı çekmeyi ihmal etmedim tabi ki. Adamı ayıltamayınca Aslan'ı çağırdım gelip götürdü adamı. Artık Asel'e olanları anlatıp rahatlatmalıydım içini.
ASEL'DEN
Sabah uyandığımda Uras'ı görmemek baya canımı sıktı. Çok alışmıştım ona, yataktan yuvarlanarak kalktığımda aynada asılı not gözüme çarptı. "Geleceğim güzellik beni mutlaka bekle. Bir de yemek hazırlarsan fena olmaz ;) " sonunda ki ifadeyi görünce gülümsemeden edemedim. Dünden sonra bana daha merhametli davranmaya başlamıştı hatta oda alışmıştı galiba bana. Belki de iyi arkadaş olabilirdik.
Mutfakta kaç saat oyalandım bilmiyorum ama sonunda muhteşem kokular yayılmıştı eve. Bildiğim ne kadar yemek varsa yapmıştım. İçerde Uras'ın gelmesini beklemek için koltuğa yayıldım. İçim ne zaman geçmiş bilmiyorum. Uras'ın salonun ortasında bağırışlarıyla uyandım. "Bakın hanımefendi Asel kocanıza bir şey yapmadı, hayır bende yapmadım. Bana bakın o orospu çocuğu kocanızın kızınıza ne bok yediğini biliyorsunuz buna rağmen onu koruyorsanız hesap soramazsınız. Kibarlığımı bozmuyorum sizde terbiyeli olun. Yeter lan yeter sikeyim kocanızı hoş sikmiş kadar oldum (iğrenç bir gülüş atarak) sizi de sikeyim. Aramayın artık Asel'i unutun onu." Ne olduğunu şimdi anlamıştım. Uras babama bir şey yaptı ve annem şuan ona hesap soruyordu. Harika hala o adamı savunuyordu. Göz yaşlarımı engelleyemedim. Uras telefonu kapatıp hırsla duvara fırlattığında ağzımdaki hıçkırığa engel olamadım. Sesi duymuş olacak ki Uras bana döndü. "S-sen ona ne yaptın. Ne yaptın Uras, beni ne duruma soktun farkında mısın sana inanamıyorum." Uras'a cevap verme fırsatı bulamadan çıktım evden. Çok güzel yine evsiz kalmıştım. Şimdi ne bok yiyeceğini düşün bakalım Asel...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAFIZA KAYBI
Teen FictionAsel o gece tüm hayatının değişeceğini bilmiyordu.... Hırsız sandığı o adam ya tüm hayatını çalacak ya da yeni bir hayat bahşedecekti...