Bölüm -2- Uras Aslında Kim?

185 18 4
                                    

  Telefonu açtığımda sinirli bi adam bağırmaya başladı "Bu gece elimizden kaçtın ama yarının olmayacak Uras Yıldırım!" dedi ve yüzüme kapattı...

   Konuşmadan sonra telefona bakakaldım. Uras'ın çatıya girmeye çalışmasının mantıklı bir açıklaması vardı artık. Peki Uras'ı bile kaçıp korkuta bilecek, Vural Yıldırım'a rağmen tehdit edebilecek bu adamlar kimdi. Hepsinden önce Uras kimdi ? Şuan dizimde yatırdığım adam kimdi ? bana zarar verecekmiydi ya da başıma bela açacakmıydı? Bu sorularla kafayı yemeden önce bişeyler yapmam gerekiyordu. Artık Uras'ın babasını arayacaktım. Derin bi nefes alıp cümlelerimi toparlamaya çalıştım, rehberden babasını bulmaya çalıştım. Acaba ne diye kayıtlıydı. Tüm rehberi bitirmek üzereydim ki "V" harfine geldiğimde Vural Yıldırım'ı gördüm babası adıyla mı kayıtlıydı ? Bu çocuk hakkında öğrenmem gereken çok fazla şey birikiyordu. Daha fazla beklemeden aradım yoksa vazgeçecektim. 3. çalışta telefon açıldı "Ne var Uras işim var" böyle bi cevap beklemiyordum bu adam oğluna düşkün değilmiydi. "Merhaba efendim ben Asel, Uras şuan benim yanımda gece ufak bi kaza oldu hafızasını kaybetti" ne bekliyorsunuz kafasında vazo kırdım diyecek halim yok hem Uras da hatırlamıyor. "O yanındakinin başına kaza gelmediği gece varmı acaba eminim seninle görüşmemek için hatırlamıyor numarası yapıyordur. Söyle ona hemen şirkete gelsin" "Numara değil gerçekten kafasını kötü çarptı hiç bişey hatırlamıyor. Ben ne yapacağımı bilemedim" "İyi, inanmış gibi yapıyorum Uras'ın telefonuna adresi mesaj atıyorum. Eve gitsin bende doktor gönderirim" "Peki efen" suratıma kapattı telefonu.

Bu nasıl bi baba ilgilenmedi bile, bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama böyle babam olcağına olmasa daha iyi. Adresi mesaj atmıştı Vural bey(!). Uras'ı kaldırmam gerekiyordu ama bi an tereddüt ettim, çok huzurlu görünüyordu. Biraz incelemek istedim. Siyah t-shirt'ü altındaki siyah dar kotu ve ayağındaki siyah vanslarla biraz fazla karanlık gibiydi. Saçları biraz karışık dursa da ona ayrı bi hava katmıştı. Onu tanımayan biri tam olarak bad boy veya ukala ve kendini beğenmiş biri olarak görebilirdi. Gerçi bende çok tanımıyordum, ama uyurken onu izleyince aslında anlatılan gibi biri olmadığını anlıyorsunuz. Biraz saçma gelecek ama Uras'ın böyle biri olmadığını hissediyordum. O az önce "Annecim sen mi geldin?" diyen çocuktu, o iyi biriydi. Belki de ben o çocuğu dışarı çıkarabilirdim, hani şu kitaplarda kötü çocuğun içindeki iyiliği çıkaran kızlardan. Tam tersi olup o beni karanlığa çekebilirdi ama ben bu riski alıyordum. Biraz merakımdan biraz da o kızlara özendiğim içindi bilemiyorum ama risk alacaktım. Kaybedecek bişeyim yoktu. Ben hayatımı değiştirecek kararı verdiğimde Uras'da kucağımda mırıldanarak uyandı. Gerçekten mırıldandı ve o anı çok masumdu. "Günaydın" dedi gözlerini ovuşturarak "Şu haline bak hiç uyumamışsın gibi. Yoksa rahatsız mı ettim?". Bu soruyu sorduracak kadar kötümüydüm gerçekten. " Hı yok hayır sadece uyku tutmadı, hadi kalk seni evine götüreceğim." . Bi an duraksadı acaba hatırladımı diye düşünmedim değil ama sonra yüz ifadesi hemen normale döndü. Kucağımdan kalktığında bacaklarımı hissetmediğimi fark ettim. "Ayy Uras yardım et". Benim bağırmamla birazda uyku sersemi olmasının etkisiyle sıçradı Uras. "Asel noldu iyimisin?" "Uras kontrol edermisin bacaklarım varmı. Hissedemiyorum ben". Hala ne olduğunu anlamamıştı bir süre yüzüme baktıktan sonra kahkaha atmaya başladı. "Komik olan ne ya burda acı çekiyorum" tamam belki fazla tepki verdim ama sizde biliyorsunuz çok acı bir durum. "Ahahaha Asel ahaha biraz abartmadın mı? " cidden sinirlerimi bozmuştu. "Neyse siz gülmeye devam edin bende üstümü değiştireceğim Uras bey" dedim ve kalkmaya çalıştım. Hala bacaklarım uyuşuk olduğu için, o iğrenç karıncalanmayı yaşadım. Tekrar bağırıp yerime oturdum. Uras'a baktım yardım ister gibi. "gel buraya salak" dedi ve beni kucakladı. Bunu beklemediğim için ağzım açık kaldı. Ne ara bu kadar samimi olmuştuk, doğru ya beni yakın arkadaşı sanıyordu. Odama kadar taşıdı, yatağın üzerine yavaşça bıraktı. "Kalanını halledersin umarım" dedi sırıtarak. Kafasına yastık fırlattım mesajı almış olmalı ki çıktı odadan. Yaklaşık 15 dakikada hazırdım. Siyah bi tay ve siyah gri geçişli bir kazak giydim bence gayet uyumluydum. Odadan çıktığımda Uras kapıda bekliyordu. Baştan aşağıya süzdükten sonra gülümseyip devam etti. Bu neydi şimdi, neyse umursamıyacak kadar önemli işlerim vardı.

HAFIZA KAYBIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin