neves•seven

1.3K 153 23
                                    

Ertesi gün Luke, Michael'ı matematik sınıfında gördüğünde cidden kötü hissetti.

Michael sınıfın en arkasına, duvar köşesindeki tekli bir sıraya oturmuş, dikkat çekmemek amacıyla mavi saçlarını örtmek için başına siyah kapşonunu geçirmişti. Her iki bileğinde de bir sürü bileklik olmasına rağmen arada sırada telefonunu bırakıp bileklerini kaşımaya çalışıyordu.

Luke onun yüzünü tam olarak görmemiş olsa da yüzünün önceki günlere göre çok daha solgun olduğunu söyleyebilirdi. Bu sarışın çocuğun midesinin suçlulukla kasılmasına neden oldu ama şu anda hiçbir şey olmamış gibi de yanına gidecek cesareti yoktu.

Her zamanki yerine oturdu ve birkaç gün önce burada Michael'la oturduklarını düşününce bıkkın bir şekilde iç çekti. Gözlerini ona çevirdiğinde Michael'ın sadece telefonuyla uğraştığını ve onun bulunduğu yere bakmadığını gördü. Ancak bir süre sonra Michael birinin onu izlediğini hissettiğinde başını çevirmiş, Luke da böylece onun ağlamaktan -veya belki de uyuşturucudan?- kızarmış gözlerini görmüştü.

Mavi saçlı çocuk hemen bakışlarını tekrardan telefonuna çevirdi ama düşünceleri hala Luke üzerineydi. Zihnindeki sesler kendisine gülüyor, Luke'un ondan nefret ettiğini söylüyordu. Michael gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı ama bu, sesleri susturmayınca söylediklerini umursamıyormuş gibi davranmaya devam etti.

Calum gelip okula gitmesi için ona bağırmasaydı Michael şu an hala evinde olacaktı. Eğer bir bahane bulup da eve dönmeyi başarırsa kendini odasına kilitler, sesleri tamamen durdururabilirdi. Şimdiyse daha azıyla idare etmek zorundaydı.

Öğretmen içeri girdiğinde Michael telefonunu kapadı ve kalemliğinden bir iğne çıkarmadan önce onu izleyen birileri var mı diye etrafa bakındı. Kimsenin ona bakmadığını görünce biraz da olsa rahatladı ve sağ baş parmağı ile işaret parmağı arasına aldığı iğneyi bilekliklerinin kapatamadığı bir bölgeye bastırdı. Acı, sinir uçlarından geçip beynini onu küçümsemek yerine daha önemli işlerle  uğraşması için uyarıyordu. Dikkatini iğneyi, derisini kanatmadan hareket ettirmeye verdi.

Bu yolu seviyordu. Acıtıyordu, arada sırada kanasa da fazla kan akıtmıyordu ve sessizdi.

Sınıftaki diğer  öğrenciler yaklaşan sınav yüzünden öğretmenin her söylediğini defterlerine geçirirken Michael ise sınavda zaten sadece kopya çekeceğini düşünüp kendine zarar vermeyi sürdürdü.

Luke arada sırada ona bakıyor ama ne yaptığını fark etmiyordu. Michael onun bunu fark etmemesine sevinmişti. Onunla bu konu hakkında konuşmak istemiyordu. Gerçi onunla hiçbir konu hakkında konuşmak istemiyordu artık.

Gereğinden fazla bastırdığı iğne, Michael'ın aniden elini geri çekmesine ve zaten ince olan iğnenin sınıfın gri tabanına düşüp gözden kaybolmasına neden oldu.

"Siktir." diye mırıldandı mavi saçlı çocuk. Sesi gereğinden fazla çıktığından önündeki kız arkasına dönüp ona onaylamayan bir bakış attığında kolunu sıranın kenarına çarptığıyla ilgili bir yalan uydurdu.

Luke, öğretmenin anlattığı şeyleri bilinçsizce deftere geçirirken iç çekti. Dersten sonra Michael'la konuşmayı düşünüyordu, böylece ona fazla kaba davrandığı konusunda özür dileyebilirdi belki.

Birkaç dakika sonra zil, onun düşüncelerine yanıt veriyormuş gibi çaldı. Luke hemen defterini ve diğer eşyalarını çantasına doldurup ayağa kalktı.

Michael, Luke'un onun sırasına doğru geldiğini görünce homurdandı. "Git başımdan."

"Michael, ben-"

"Susar mısın lütfen?"

Sarışın çocuk onu duymazdan gelerek sözlerine devam etti. "Sadece özür dilemek istiyorum ve-"

"Luke kes sesini!"

Luke, mavi saçlı çocuğun aniden bağırmasıyla irkilmiş, kelimelerin dökülmesi için araladığı dudaklarını kapamıştı. Michael elini sinirle saçlarından geçirdi ve derin bir nefes aldı.

"Bak, Luke, sadece benden uzak dur tamam mı? Bu senin için daha güvenli."

Michael çantasını omzuna atıp sınıftan çıkarken Luke onun gidişini izledi.

~
Hayatımdaki birkaç şey kötüye gitti, o yüzden bu bölüm benim de içime sinmedi zaten bunu bir filler olarak falan görebilirsiniz isterseniz...

borderline //mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin