Üzerimde hissettiğim ıslaklıkla bir hışımla yerimden birden kalktım."Ayy ne oluyor.Evi sular mı bastı,ülke genelinde sel felaketi mi var.Ölüyor muyuz yoksa." Dedim.
"Manyak mısın?"Dedi Korkunç Bey. Sinirle ona bakıp.
"Bir insan böyle mi uynadırılır be!!!"diye cırladım.
"O ses tonunu alçalt."dedi sert bir şekilde.Her yer ıslanmıştı.Yatağa baktım.
"Heryeri mahvettin ya.Şuraların haline bak.Hem yatakta ıslanmış akşama kadar kurumazda nerde yatacağım ben."sitem dolu cümlelerimi sıralarken Oda'da kimsenin olmadığını farkettim. Bu adam ne zaman gitti ya.Nasıl bir insan arkadaş bu.Eşyalarımı alıp banyoya girdim.Kısa bir duş alıp üzerimi giyindim.Saçlarımı kurutmadan tepeden topuz yaptım.
Aşağı indiğimde Korkunç Bey masada oturmuş gazetesini okuyordu.Bende masadaki yerime oturdum.
"Günaydın "dedim. Bana bakmadan sadece başını salladı.Öküz insan bir karşılık verir.Suç bende ne diye insanlık yapıyorsam.Tabağıma yiyebileceğim kadar kahvaltılık alıp yemeye başladım. Korkunçta gazetesini kenara koyup kahvaltısını yapmaya başladı.Ben bir yandan yavaş yavaş yerken bi yandan boş boş etrafa bakınıyordum.Sandelyemde biri ileri bi geri gitmeye başlayıca Korkunç'un birden bağırmasıyla elimdeki çatalı düşürdüm.
"Kes şunu.Adam akıllı ye yemeğini."Gözlerim dolmuştu.Dengesiz herif ne olacak.Yerimden kalkıp
"Kusura bakma rahatsız ettim."deyip odama koşarak çıktım.Yatağım ıslak olduğu için koltuğa uzanıp ağlamaya başladım.
"Bul beni anne.Dayanamıyorum.Bul ne olursun bul."sesiz göz yaşlarım hıçkırığa dönüşmüştü.
"Dayanacak gücüm kalmadı.Allahım al bu canımıda kurtulayım."
"O biraz zor.Benden kolay kolay kurtulamazsın. "Yattığım yerden kalkıp ona baktım.
"Ağlamayıda kes.Ne s*k*me ağlıyorsan.Seni bir daha ağlayarak görmiycem.En ufak birşeyde de güçsüzleşme."dedi soğuk bir şekilde.
"Nasıl bu kadar soğuk kanlı oluyorsun.Benim karşımda biri ağlasa bende ağlarım. Bu durumda nasıl güçlü olmamı istiyorsun.Canımı acıtıyorsun,beni bir lafınla darmadağın ediyorsun.Hissizleştim,kırıldım anla bunu.Benden güçlü olmamı bekleme."İçimdekileri bir çırpıda söylemiştim. Gerçekler buydu işte.Bana karşı gelerek.
"Kırıldıysan sende kıracaksın.Hissizleştiysen sende hissizleştireceksin.,Acı çektiysen sende acı çektireceksin.Bu kadar basit."dedi duygusuzca.
"Ben sana bunları mı yaptım da bunca şeyleri yaşatıyorsun. "Bunu beklemiyor olacak ki bir ân afalladı ama kendini geri düzeltip.
"Alakası yok sen farklı bir sebebten dolayı burdasın."dedi.Ses tonunda ki gizem ben burdayim diyordu.
"Neden burdayım işte neden?Kafayı yememi bekliyorsun.Merak etmeyin yavaş yavaş yiyorum.Sana karşı koyabilecek gücüm yok.Anlıyor musun Yook"dedim sinirle
"Var.Bana karşı koyabilecek gücün var."dedi ses tonunu yükselterek.sonra sakinleşerek.
"Ama ilk önce kendine karşı koyabilecek gücün olmalı."dedi.
"Dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum.Kapalı bir kutu gibisin."dedim.
"O halde o kutuyu açmak senin elinde."dedi.
"Bak anlamıyorum. Hiç birşeyi anlamıyorum.Birden hayatıma girdin ve allak bullak oldum.Bunun bir nedeni olmalı."
"Sana daha önceden de söylemiştim. Nedenini sorgulamaktan vazgeç."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İkinci Yüzü
General Fiction"Batur "diye fısıldadım. Adıyla seslenmeme şaşırmıştı. Arkasını dönüp soran gözlerle baktı. "Şey be-ben." diye kekelerken ilk defa ondan bir şey istemenin yükü binmişti omuzlarıma. "Söyle"diye kesin bir dille konuşunca. "Ben annemi özledim onu bir...