Bu nasıl olurdu. Gördüklerime inanamıyorum...Okula başladığım ilk günden kaçırıldığım güne kadar takip edilmiş ve günü gününe fotoğraflarım çekilmişti.Annemle olan bir fotoğrafım vardı. O günü çok iyi hatırlıyorum. Beraber Alış veriş yapmış baya eğlenmiştik. Burada da kahkaha atarkenki fotoğrafımız vardı. Bu fotografı alıp diğerlerini kutuya koydum. Kutuyu eski yerine sokup bilgisayarı açtım. Dosyaların bazıları şifrelenmişti. Tam Korkunçluk bir hareket.DVR yazan dosyaya tıklayıp açılmasını bekledim. Dosyanın içinde bir sürü tarih yazan klasör vardı. İlk baştakine tıklayıp açılmasını bekledim. Benim bu eve ilk getirildiğim gün ki videoydu. Diğer tarihleri açıp hepsini tek tek izledim. Aman Allahım kaldığım odaya hem video hemde ses kaydı vardı. Beni buradan sürekli izliyormuydu? Bu iğrenç birşeydi.Aşağıdan gelen seslerle hemen bilgisayarı kapatıp odadan çıktım. Daha niceleri vardır o bilgisayarda. Tüm aradığım soruların cevabı da belki o bilgisayardaydı. Odadan çıkıp kendi odama girdim. Hala gördüklerime inanamıyordum. Elimde ki fotoğrafı Korkunç'un yeni aldığı elbiselerin altına sakladım.Odaya göz atıp kameranın nerede olduğunu bulmaya çalıştım. Nereye saklamıştı bunu. Dolabın köşesindeki kamerayı fark edip o tarafa doğru ilerledim. Kamerayı yerinden söküp yere atarak parçaladım. Bundan sonra seyredemezdi. Pislik adam.Odamın kapısının birden açılmasıyla sıçrayarak uyandım. Korkunç bir bana bir de yerdeki parçalanmış kameraya baktı. Öfkeli olduğu her halinden belli oluyordu. Ama bu benim umrumda dahi değildi. Ne kadar da bu evde tutsak olarak tutulsam da böyle birşeye asla izin vermezdim.
"Sen benim odama mı girdin? "Ellerimi başımın altında birleştirip tavanı seyrettim.
"Cevabını bildiğin sorular sormamalısın. Laf kalabalığından başka birşey değil. "Onu takmayışım daha çok sinir ediyordu. Bu da beni mutlu ediyordu.Beni yakamdan tutup kaldırdı, duvarla kendi arasına aldı.
"Senin yedi ceddini sikerim lan. Sen kimsin ki benim sözümden çıkıyorsun?Haaa"
"Sen kimsin ki senin sözünü dinleyeyim? Haa"onu taklit ederek konuşmam hiçde zor olmamıştı. Bundan sonra dişe dişti. Elini yumruk yapıp kaldırdı. Bana vuracağı için duvara iyice sinip gözlerimi kapadım. Bana vurmayıp yan tarafıma, duvara vurdu.
"Bundan sonra ayağını denk al, çünkü çizginin öbür tarafına geçmene santimler kaldı."Odadan çıkıp kapıyı üstüme kitledi. Yine dönmüştük herşeyin başladığı yere. Her başlangacın bir sonu olduğu gibi, her sonun da bir başlangıcı vardı.Bu sefer ki sonu ben yazacaktım hem de öyle bir yazıcaktım ki tüm dünya buna şahit olucaktı.
Karşımdaki boş duvara baktıkça bu güne kadar yaptıklarımla yüzleşiyordum. Her biri hücrelerimden ayrılıp zihnimle dans ediyordu.Eski Açelya yoktu artık karşımda. Bambaşka biri vardı. Bu eve ilk gelen Açelya güçsüzdü,kırılgandı, narindi.Ama şimdi güçlenmiştim.Ben burada yaşadıklarıma korunç'un bana yaşattıklarıyla güçlenmiştim. Ya peki Batur, O ne yaşamıştı? Onun geçmişinde ne vardı? Kapalı bir kutudan ibaretti. Hiçbir şekilde kendi düşüncelerini ifade etmeyen,karşısındakine vermek istediği düşünceyi belirten bir adamdı. Kimse onun gerçek zihnini okuyamazdı. Kendini bile kendinden sakınan adam,ben seninle nasıl savaşacağım ? Allahım sen bana dayanma gücü ver.
Kapı kilidinin açılmasıyla kapıya yöneldim. Elinde bir tepsiyle odaya girdi,bay düşünceli ama ne düşündüğü belli olmayan adam.Tepsiyi önüme sinirli bir şekilde bırakması bu sana hala kızgınım anlamına geliyordu. Tepsidekilere bakıp burun kıvırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İkinci Yüzü
Fiksi Umum"Batur "diye fısıldadım. Adıyla seslenmeme şaşırmıştı. Arkasını dönüp soran gözlerle baktı. "Şey be-ben." diye kekelerken ilk defa ondan bir şey istemenin yükü binmişti omuzlarıma. "Söyle"diye kesin bir dille konuşunca. "Ben annemi özledim onu bir...