+Sen iyi birisisin dostların var gençsin, rahatsın yediğin önünde yemediğin arkanda. Daha ne istiyorsun?
-Evet anne/baba haklısın ben iyiyim.
Işte hep bu tür cümlelerle sonlandı.
Insan aç olunca yemeğini yer yatar uyur. Peki ya ruhu açsa? Her gece kendi kendine konuşup ağlarsa kendisiyle dalga geçerse.
Çok uzağa gitmeyelim sadece pezevenkleri ve orospuarı sahneden alalım.
Sevdiğimiz şeyleri sahneye alalım. Ceşitli enstürumanlar kitaplar sporlar (bu uzar gider) ve bir kaç arkadaş.
Şimdi o sahneye bakalım. Güzel şeyler var. Evet çok uzak değil sadece 2-3 adım uzakta.
Ama bazılarımız adım atamıyoruz.
Genel sebep aile izinleri dışı olması ve ya toplum baskısı falan.
+Hayır dostum sen beceriksizin tekisin otur şuraya.
Gibisinden cümleler bizi içten içe yok ediyor.
Yani Kalben'in dediği gibi "Bazen kendimizi olduğumuz gibi kabul edince esas sükunet orda belki de başlıyodur."
Kendi dünyamızı yaratalım.
Hem insanlar geçicidir belki de bugün sana baskı uygulayan birisinin yarın cenazesi kalkıyodur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsyankar Hüzün
PoetryGöz yaşlarım yanaklarımı yaka yaka akarken başımı cama daha'da bastırdım. (Söz kitabıdır.)