BAY GİZEM

81 3 0
                                    


İnsanın ruhuna işleyen dalga sesleri ve burnumu büsbütün dolduran o mis gibi deniz kokusu, saatlerdir belkide oturuyordum bankta ama kalkmaya da niyetim yoktu. Gece çok geç olduğu için kimse yoktu ve ben burada kendimle kalabiliyordum. İnsanın huzurlu hissettiği yerlerden biriydi deniz kenarı. Bu insanlardan biride ben oluyordum muhakkak.  Gözlerimi kapatıp dalgaların kayalara çarpma sesini dinledim, resmen bir terapi gibi geliyordu kulaklarıma. Gelen mesajın sesiyle tüm konsantrasyonum dağıldı ve dünyaya geri döndüm. Mesaj Bahar'dan gelmişti; 'Nasılsın tatlım iyisin değil mi bana çok kızmadın değil mi ? Kızma bana olur mu ağlarım sonra' deli ya ağlarım demiş birde ama Bahar bu oturup ağlar gerçekten inanırım. Tekrar denize doğru bakarken ikinci mesaj sesi geldi. Mesaj yine Bahar'dandı; 'Yarın sabah sana gelmek istiyorum adresi mesaj at eğer mesaj atmazsan olacakları ben düşünemiyorum söyleyeyim.' Anlaşılan Bahar'dan kurtuluşum yoktu 'Tamam' diye mesaj attım ve telefonun kapatıp çantama koydum. Tekrar gözlerimi kapatıp hem denizi hemde kendimi dinlemeye başladım bir yandan da kendimle konuşmaya tabi.  'Bundan sonra ne olacak ve ben ne yapacaktım?' 'Neyden kaçıyordum peki? Kendimden mi yoksa herkesten mi?' Kendime sorduğum sorulara bile cevap veremezken başkalarının sorularına nasıl cevap verecektim ki? "Baba sana çok ihtiyacım var. Şimdi yanımda olsan ve elimi hiç bırakmasan ne olurdu sanki?" Dolan gözlerime engel olamadım ve ağlamaya başladım. Ellerimle yüzümü kapatmış kollarımı dizime dayamış ağlıyordum. Uzun bir süre ağlamaya devam ettim. Birden araya ayak sesleri karıştı şaşkınlık içinde gözlerimi açıp etrafa baktım, sessizliği bozan bir adamdı ve kayalıkların önünde dikilmiş öylece uzaklara bakıyordu. Gözlerimde ki yaşları silip daha dikkatli bakmaya başladım. Sakallı uzun boylu biriydi yüzü tam gözükmüyordu, zaten arkası dönük bir şekilde duruyordu. Sanki ona baktığımı fark etti hafiften başını sağa çevirerek  bana doğru baktı, karanlıktan yüzü hala tam gözükmüyordu. Ama gözleri çok netti yada bana öyle geldi. Uzun bir müddet birbirimize baktık ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. Birden o garip duygu sardı tüm bedenimi sanki kalbim yerinden çıkacakmış gibi delicesine atıyordu. 'Aslında korkmuyorum ama bu olanda ne? Kalbim niye böyle atıyor?  Bu adam kim ? Ve ben hala burada ne yapıyorum?'  diye geçirdim içimden.  Biranda ne olduysa anlamadığım bir şekilde arkasını döndü ve hızlıca gitmeye başladı.  'Bu neydi şimdi? ' dedim ve adamın gittiği yöne doğru baka kaldım. Bu adamı tanımıyordum ama gözleri çok tanıdıktı, bir yerde karşılaşmış olabilir miyiz ? Yok olamaz neredeyse bir yıla yakındır yalnızım gördüğüm tek tük insanlarda gayet iyi hatırlıyorum. Bu olay baya kafamı karıştırdı ve hafiften esen rüzgar beni biraz titretti. Artık eve gitsem iyi olurdu oturduğum banktan kalktım ve arabaya doğru gittim. Arabanın kapısının açacakken silecekleri ilişmiş bir kağıt gördüm. Hemen kağıdı hızlıca alıp merakla üzerinde ne yazıyor diye baktım. Otopark ücretiymiş pekte merak edilecek birşey değilmiş doğrusu. Arabaya binip kağıdı sonra ödemek için  torpido gözüne koydum ve gaza bastım. Eve gelir gelmez üzerimi değiştirdim ve direk yatağa bıraktım kendimi. Güzel rahat ve beni her türlü kabul eden sevgili yatağım.

Güvenliğin kapıyı çalmasıyla gözlerimi açtım ve hemen yataktan fırladım. Üzerime bornozumu alıp direk megafona koştum ' Neler oluyor acaba bir sorun mu var?'
'Efendim kapıda arkadaşınız olduğunu söyleyen bir bayan var ve biliyorsunuz ki güvenlik gereği kendisini siz olmadan içeri alamıyoruz.' ' Tamam hemen geliyorum.' Deyip odaya  gidip üzerimi değiştirdim. Nasılda unuttum Bahar'ın bana geleceğini halbuki gece mesaj bile atmıştı. Telefonuma baktım ki Bahardan gelen neredeyse otuza yakın arama var 'Allahım Bahar beni öldürecek'  diye diye sitenin girişine geldim.
Keşke gitmeseydim de Bahar'ın o sinirli bakışlarıyla karşılaşmasaydım ama daha gitmiş bulunmaktaydım ve gitmeseydim eğer bu sefer daha kötü bir durum olabilirdi. "Kusura bakmayın ben arkadaşımın geleceğini unutmuşum sorun yok yani" 'Tamamdır Şimal hanım arkadaşınız geçebilir, buyurun hanımefendi' "Sağolun ya sonunda İzin verdiniz de geçebildim ' diyerek ters ters güvenliğe baktı Bahar. Gülmemek için kendimi zor tuttum dudaklarım ısırmaktan acımıştı artık. Bahar koluma sert bir şekilde girdi ve hızlıca binaya doğru sürükledi daha eve girmeden triplere girmişti bile. "Yavaş Bahar kolumu çıkaracaksın özür dilerim gece eve çok geldim uyuya kalmışım" desemde sinirli olduğu için beni pek dinlemiyordu. Asansörde sessizlik hakimdi her ne kadar sinirli olsada etrafı iyi gözlemliyordu Bahar. Asansör durur durmaz hemen  kapıyı açıp çıktı ve binanın içine bakmaya başladı baya dikkatli izliyordu her yeri. "Kız baksana ne kadar çok kamera var güvenlikte baya sıkı, güzel yermiş, baya güvenli" kendi kendine mırıldanıyor bir yandan da peşimden geliyordu. Evin kapısını açar açmaz Bahar hemen  eve daldı, beni çoktan unutmuştu gerçi sinirini unutması  işime gelmiyor da değil. Tüm odaları tek tek gezdikten sonra mutfağa yanıma gelip 'Ya bayıldım ben bu eve, acaba yanına taşınsam nasıl olur?' diye sorunca bir anda şaşkınlıktan öksürmeye başladım 'Helal helal şaka yaptım be sende hemen ne boğuluyorsun' diyerek kahkaha attı. 'Ama şaka bir yana kaldığın yeri beğendim candostum en azından güvenliği çok iyi içim rahatladı resmen' diyerek sarıldı bana. Canım arkadaşım ya neleri de düşünüyor. "Ya Bahar yardım ette masayı hazırlayalım çok acıktım" 'Tamam' diyerek hazırladığım tabakları alıp masaya koydu. Tabiki çay olmazsa olmazdı hemen iki bardak aldı ve çayları doldurdu Bahar. Gerçekten ikimizde baya acıkmışız ki uzun  bir süre konuşmadan sadece midemizi doyurduk. Bahar eline çayını aldı ve bana bakmaya başladı tuhaftı çünkü, ilk defa bana böyle baktığını görüyordum. Hayırdır anlamında başımı salladım Bahar da sıcacık bir tebessüm ederek bir şey yok anlamında bana baktı. 'Sadece seni ne kadar özlemişim, onun için doya doya bakıyorum. Ama sana çok kırgınım be ' gözleri dolmaya başlamıştı Bahar'ın. Sonunda kendini tutamayıp ağlamaya başladı ve devam etti 'Beni çok yalnız bıraktın sana en çok ihtiyacım olduğu anlarda sen yanımda yoktun. Hani gidecek birinin olduğunu bildiğin halde onu bulamayıp çaresizce ağlarsın ya bunu çok yaşadım ben. Seni affedemiyorum Şimal affedemiyorum'

Baharı ağlarken görmek dayanılmaz bir acı vermişti bana bende kendimi daha fazla tutamadım ve gözyaşlarımı serbest bırakmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baharı ağlarken görmek dayanılmaz bir acı vermişti bana bende kendimi daha fazla tutamadım ve gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Oturduğum sandalyeden kalkıp gidip Bahara sarıldım "Özür dilerim candostum Özür dilerim "  artık gitmek ve kaçmak yoktu her ne zorlukla karşılaşırsam karşılaşayım kaçmak yerine savaşacaktım. Ve artık biliyordum ben geri dönmüştüm ve herseyi baştan inşa edecektim.

İNAN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin