Babamın intihar ettiğine hiç bir zaman inanmamıştım bizi bırakıp gitmeyeceğini biliyordum ama soruşturmayı yürüten savcı babamın ölümüne intihar deyip dosyayı kapatmıştı. Böyle sonuçlanınca annemde durumu kabullenip babamın yokluğuna alışmamız gerektiğini söylemişti. Bunun doğru olmadığını biliyordum bu yüzden benim için dayanılmaz bir hal almış ve uzaklaşmaya ihtiyaç duymuştum. Ama şimdi tüm bunların aksini iddia eden bir mektup vardı elimde. Aslında tam bir mektup ve itiraf denilemezdi kağıtta yazanlara, çünkü babam bütün olanların bizi korumak için olduğunu yazmış. Kafam hepten karışmış bu olanları hazmetmeye ve çözmeye çalışıyordu.
Daha fazla evde duramaz hale gelmiştim çıkıp temiz hava almam lazımdı hatta biraz kafamı bile dağıtmam gerekiyordu. Hemen üzerimi değiştirip evden çıktım yolda giderken Bahar'ı aradım.
'Efendim canım' diyerek açtı telefonu. Sonra devam etti konuşmama fırsat vermeden.
'Ya Şimal bu arada bizimkiler seni çok özlemişler. Bu akşam bize yemeğe davet ediyor seni'
"Desene tam zamanında aramışım seni"
'Evet gerçekten zamanlaman mükemmel, akşam geç kalma sakın'
"Tamam tamam geç kalmam merak etme akşama görüşürüz"
'Tamam canım öptüm görüşürüz' deyip kapattı telefonu. Akşama daha çok vardı, kafamı dağıtmaya da hala ihtiyacım vardı. Tek başıma birşeyler yapmaktan pek hoşlanmayan ben tek başıma bir alışveriş merkezine girmiştim. Hem biraz gezip kafa dağıtır hemde akşam elim boş gitmemiş olurum diye düşündüm. Alışveriş merkezinde ilerlerken vücudumun tüm hücrelerini saran kahve kokusuna dayanamayıp kahve aldım ödemeyi yapmış kahvemi bekliyordum sonra gözüm gelip geçen insanlara takıldı. Düşüncelere dalmıştım bir anda insan olmak zor zanaat gerçekten beynimizden geçen onca düşüncenin vermiş olduğu ağırlığa aldırış etmeden yaşamaya devam ediyorduk herkesin bir derdi vardı muhakkak bu devirde derdi olmayan mı var belki bazıları basit dert ama yine de beynimizi meşgul ediyordu. Bu düşüncelerin ardı ardını kovalarken ismimin söylendiğini fark etmem de geç olmuştu. Hemen kendime gelip kahvemi almıştım bir yudum aldım ki kahveden hızla biri bana çarptı ve bütün kahve üzerime döküldü. Kahveyi içemediğime ve kıyafetlerimin batmasına sinirlenip karşımdakinin kim olduğuna bakmadan bağırmaya başladım
"Ne yaptığını sanıyorsun ? Yürürken önüne bakmaz mısın sen ? Kahveyi içemedim bile, ki kıyafetlerim mafol..
Diyerek kafamı kaldırdım ki karşılaştığım gözler sözümü kesmeme adeta boğazıma düğümlenmesine neden oldu. Bu tam olarak beni garip duygular yaşamaya zorlayan gözlerin sahibi Bay GİZEM'di. Bu gözler gerçekten beni bir anda titretmeye ve kendimi garip hissettirmeye başlamıştı. Hemen ayağa kalktım ama yinede başımı kaldırmadan konuşamayacağım kadar uzun boylu bir o kadar yapılıydı.
'Gerçekten bana mı diyorsun ? Peki ya sen önüne bakıyor muydun ? Burada suçlu biri varsa o da sensin Cici Kız.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNAN BANA
Teen FictionŞimal babasının intiharından sonra her şeyi ve herkesi arkasında bırakıp uzaklara gider orada ölmek isterken hayatın ona sunduğu ikinci bir şansa tutunur ve bıraktıklarını toparlamak için geri döner.. Tabi ki bu dönüş onun için kolay olmayacaktır. K...