( Dolunayın Giydikleri )
Dün gece eve geldiğimde Çağataya açıklama yapmak zorunda kalmıştım.
Yataktan kalkıp dolabıma doğru yürüdüm. Kıyafet aramaya başladım.( multide )
Üstümü giydikten şapka ve gözlük taktım. Oha süper olmuşum.
Hazırlandıktan sonra aşağıya indim. Çağatay kahvaltı hazırlamıştı. Bende gelince yemeye başladık.
- Bana bak kuzi. Bir yere gidecekken artık bana haber vericeksin anlaşıldımı..dedi Çağatay
- Sen iste yeter prensim..deyip kıkırdadım.
Oda gülümsedi bana. Tek akrabası benim onun. Oda benim akrabam. O yüzden birbirimize değer verir ve severiz.
Kahvaltımız bitince dışarı çıkıp arabaya bindik. İkimizinde yaşı 17 ama araba kullanıyoruz. Sahte kimlikle hepsi halloluyor.Okula geldiğimizde gözler bize döndü. Çağatay kendi arkadaşlarının yanına giderken bense sınıfa yürümeye başladım. Pamirler bahçedeki bankta oturuyordu. Ve bana bakıyorlardı. Herkes gibi. Umursamadan ifadesiz bir suratla yürümeye başladım.
Sınıfa gelince sırama oturdum. Zaten sonrada zil çaldı.
Sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı. Pamirler geldiğinde bana bakarak sıralarına oturdular. Niye bu kadar dikkatli bakıyorlar. Belki dün akşam yaptıklarımdan dolayı. Aklıma gelince sırıttım.
Sonra sınıfa hoca girdi. Herkes ayağa kalkarken ben kalkmadım. Ne yapıyım doğamda var. Kalkmayı sevmiyorum . Kalk otur kalk otur. Bune be.
Hoca bana baktı. Sinirle kaşlarını çattı.
- Sen niye kalkmıyorsun..dedi hoca
Umursamazca omuz silktim.
-Canım istemedi..dedim ifadesiz bir yüzle
Hocanın sinirden yüzü kıpkırmızı olmuştu.
- ÇIK DERSİMDEN. ÇABUK MÜDÜR BEYİN YANINA..diye bağırdı hoca
Tekrar omuz silkip ayağa kalktım ve kapıya yürümeye başladım. Giderken birden hocanın kulağına yaklaşıp fısıldadım.
- Bir daha sakın bana bağırma. Cezasını ağır ödersin. Maaşını kimler veriyor unutma tatlım..diye fısıldadım. Fısıltım soğuk ve keskindi.
Ama dediğimde doğruydu. Herne kadar burası belalı bir okul olsada buradaki herkes zengindi. Bizim verdiğimiz paralarla maaşlarını alıyorlar.
Hoca korkuyla yutkunup kafa salladı. Sınıftakiler ise ne dedi bu diye merak ettiklerinden hiç konuşmadan bize bakıyorlardı.
Hocaya alayla güldüm. Bunuda sınıftakiler gördü. Umursamadan çıktım sınıftan. Müdürün odasına geldim.
Kapı çalmadan içeri daldım. Müdür sinirli gözüküyordu. Hoca ona herşeyi anlatmış olmalı.
- Sen ne yaptığını zannediyorsun. Hocalara nasıl böyle saygısızlık yaparsın..dedi müdür
Benim ise suratımda mimik bile oynamamıştı. Dudaklarım düz bir çizgi halindeyken ,gözlerim ifadesiz ve boş bakıyordu. Müdürün gözlerine dik dik baktım. Ama biraz tırstı galiba. Çünkü gözlerini kaçırdı.
O başka birşey demeyince kapıyı çarpıp çıktım. Cebimden sigara çıkarıp yaktım. Derin bir nefes çekip verdim.
Sınıfa gelince kapı çalmadan içeri daldım. Herkes bir bana bir elimdeki sigaraya bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Kız 1 (İntikam Ateşi)
Ficção Adolescenteİntikam hırsıyla yanan bir kız. Karanlığın içine batan bir kız. O sonradan kötü olmadı. O hep kötüydü. Her zaman acımasız , kötü bir kızdı. İnsanlarla kukla gibi oynayan , uyuşturucu ve sigara içen bir kız. Canı istedi diye insanların derilerin...