Selim'i hala bulamadık. Nereye gitti bu çocuk? Her tarafı aradık. Uçurumda bulamayınca bayağı uzaklaştık. Yok! Yok! Yok! Onu çok merak ediyorum.
Selim'den..
Saçma sapan düşünüp kaçtım. Onlara nasıl ulaşacağımı bilemiyorum.
Issız bir ormanda bir başımayım. Korkuyorum açıkçası. Arada sesler duyuyorum. Bir ara Selin'in sesini duyar gibi oldum. Aklımdan çıkmıyor ki sesi..
Ama ne olur ne olmaz bağırdım. Sesler bir anda kesildi. Boşa bağırmışım.. Kimse duymamış belli ki sesimi. Geldiğim yöne doğru ilerlemeye çalışıyorum ama yolu karıştırıyorum. Her yer aynı gibi. Doğru ya ağaçtan, topraktan başka ne var ki burada? Hava kararmaya başladı. Baykuş sesleri yükseldikçe daha çok ürküyordum. Bu sefer koşmaya başladım. Birden gözüme bir ışık çarptı.''Kim var orada?'' diye bağırdım. Ses gelmeyince korkumu yenerek o tarafa doğru ilerlemeye başladım.
''Ne işin var senin burada, evladım?'' dedi el fenerini gözüme gözüme sokan yaşlı bey.
''Ben sadece kayboldum.''
''Pek tırsakmışsın.''
''Ben tırsmam.''
''Evladım, kendini kandırma. Buralar pek tekin değildir. Yolunu bulamıyorsan yanıma gelebilirsin.''
''Amca beni uçuruma götürür müsün? Senden yalnızca bunu istiyorum. Bak nur yüzlüsün, güvendim sana. Hadi be amcam, n'olur!''
''Ben buralarda uçurum muçurum bilmem.''
''Bana ormandan nasıl çıkacağımı göster öyleyse.''
''Ormanın hangi tarafına çıkacağına bağlı. Yanlış tarafa çıkarsan yolunu bulman çok daha zor olur.''
''Ne yapabilirim amca?''
''Gel biraz soluklan hele. Akşam oldu, dolanma buralarda. Pek tekin değil, diyorum.''
''Peki'' dediğim gibi arkasına bile bakmadan yürümeye başlıyor. E haliyle ben de onun gittiği yerden geçerek, onu takip ediyorum. Bir süre sonra ''işte burası!'' diyor elini açıp, bana sunduğu evini göstererek. Sağlam bir eve benzemiyordu. Tuğladan, çimentodan da yapılmamıştı zaten. Bana marsupilaminin ağaçtaki evini anımsattı. Belki de o bile daha dayanıklıydı bu çökmüş evden. İçini çok merak etmeye başladım. Evi böyle olanın eşyaları nasıldır, kim bilir? Neyse beni arkasına alarak içeri geçti.
"Yeni evine hoşgeldin, oğul!" Tebessüm ettim. Yeni evim... peki ya Selin? Onu haddinden fazla özlüyorum. Acaba o da beni özlüyor mudur, yoksa Kemal'le otururken beni çoktan unutmuş mudur? Şu Kemal'i çok kıskanıyorum. Sevdiğimi elimden alacak diye ödüm kopuyor. Onu kaybedemem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK DİYE
Novela JuvenilAynı sınıfa giden iki gencin birliktelik ve uyumlarını anlatan dandik bir kurgudan ibaret olan hikayem aslında sürprizlere ev sahipliği de yapıyor. Her şey bir anda gelişmesine rağmen itiraflar bu kadar çabuk gün yüzüne çıkmayacak.