AŞK DİYE

Büyük Ada Mübarek

Selim, kızların verdiği fotoğrafların arkasına imza atarken ben de çevredeki yakuşukluları kesiyordum. Yakışıklı yoktu ama ben Selim tipsizinden sonra herkesi yakışıklı görmeye başladım. Çocuk şekilsizlikte çığır açmış, yine de kızlar etrafında dört dönüyor. Büyük ada mübarek. 

Onlar sohbet ede dursunlar, ben de müzik dinleyeyim. Youtube'a girdim ve önerilenlerde Selim'in tipini gördüm. Shawn Mendes'in klibinde mi oynamış bu? Videoyu açtım. Şarkıyı Shawn Mendes söylemesine rağmen klipte Selim söylüyormuş gibi görünüyordu. Gitar da çalabiliyormuş, maşallah. Ondan gitar dersleri alsam iyi olacak. Ya da o sohbet ettiği kızlara ders verir. Yormayalım, beyefendiyi. 

Bir dakika.. Şimdi ben bir ünlüyle aynı sırada mı oturuyorum? Daha doğrusu oturuyordum. O kız ülkesine gitsin de yerime geçeyim. Ya da niye onun gitmesini bekliyorum ki? Direkt onunla yer değiştireyim. Evet, evet.. yer değiştireceğim.  

Bir mesaj geldi. Bir bakayım bari.

Gönderen; Yasemin

Hani en iyi dostumdun benim. Bana, dostuna, canına, kanına, ciğerine nasıl yaparsın bunu? Benim sevgilimi nasıl seversin?

Ben senin sevgilini sevmiyorum ki. Ben sana böyle bir şey yapmam. Hem.. bu arada senin sevgilin kim?

Sevgilimin kim olduğunu bilmiyorsun ama sevgilimi sevmediğini biliyorsun. Çok saçma..

Ben kimseyi sevmiyorum. O yüzden sevgilin her kimse onu sevmediğime eminim.

Selim'den uzak dur.

Peki..

Demek Selim'le sevgili olmuşlar. Tebrik edeyim bari biricik yıldızımızı. Bu arada bu şekilsizi nasıl klipte oynatmışlar? Hiç yakışmamış ünlülük buna. O klipte Shawncığım olsaydı daha iyi olurdu. Gerçi benzerlik var. Evet ya Shawn Mendes ile Selim Gizem ikizler.. Acaba Selim klip için Kanada'ya kadar mı gitti? Yok yaa Shawncığım buraya gelmiştir. Acaba hala Türkiye'de mi? Ne gevezeymişim ben yaa. 

''Hadi gidiyoruz, küçük hanım.'' İşte yine şoförlüğe başladı. Bu huyunu sevmiyorum.

''Ben seninle gelmek istemiyorum.''

''Sana anlatacaklarım var.''

''Anlat öyleyse''

''Burda olmaz Selin. Gel seninle bir yere gidiyoruz.''

''Ne o? Bana süprüz mü yaptın yoksa?'' dedim sevinçle. 

''Sürpriz.. Sana sürpriz yapmayacağım. Sadece önemli ve seni de ilgilendiren bir şey söyleyeceğim.''

''Bir şey söylemek için götürme nereye götüreceksen. Söyle burada sonra da herkes kendi yoluna.''

''Sana söylemek ve göstermek istediklerim var.''

''Hmm o zaman gidelim. Ama uzak değilse.''

''Yok fazla uzak değil. Sadece tanıdıklardan uzak olalım yeter. Kimseyle karşılaşmak istemiyorum.''

''Gerek de yok zaten''

Elimden tutup okula yakın olan ama daha önce hiç görmediğim bir yere götürdü. Yolun sonunda havuz vardı. Havuzun kenarına oturdum, yanıma da o geçti. Okul pantolonumu katladım ve ayakkabımla çorabı çıkardım. O da bana bakıp aynısını yaptı. Sonra ayağımıza havuza geçirip, ıslatarak eğlendik. 

''Sevdin burayı'' dedi.

''Evet, iyi ki gelmişiz.''

''İyi ki seninle tanışmışım.''

''Ben senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.'' diyip kahkaha attım. Kendisinde de jeton düştü tabii. Birlikte gülüştük mal mal. Sonra bir anda yüzü ciddi bir hal aldı. Mimikleri değişti. İçinden bir şeyler söyler gibiydi ama bunu dışa vurmakta zorlanıyordu sanki. En sonunda bana döndü gözlerime baktı ve... ikimiz de kulağımıza gelen ürkütücü seslerle başımızı sesin geldiği yöne çevirdik. Sonumuz belki de dakikalar sonra gelecek.