"Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez" (SECDE-17)
İnsanın kimden nasıl güç alacağı belli olmaz bu hayatta; kimi dostundan alırken kimi sevdiğinden alıyordu bu gücü... Dünya döndükce içindeki sıkıntı, mutluluk, hüzün, korku, macera tek tek insanları dolaşıyor, orada ne kadar kalmaları söylenmişse o kadar misafir olup gidiyor, yerini yeni duygulara bırakıyordu... Biz de, bizde şu zamana kadar misafir olan hüzün korkuyu gönderip yeni misafirleri ağırlama zamanı gelmişti herhelde...
Ammar yüzümdeki ellerini yavaşca ellerime indirdi ve elimi tuttu yine kalbim maratona çıkmış Hüseyin Bolt gibi koşmaya başlamıştı. Gözlerimin içine bakıp gülümsedi.
"Ellerin üşümüş kumru hadi içeri girelim" dedi ellerimizi hırkasının cebine sokarken, Kalbime inat:
"Seninkilerinin de benimkilerinden bir farkı yok" dedim hastaneye doğru ilerledik. Yaşamış olduğum şeylere rağmen yüzünde kocam bir tebessüm oluştu, boş olan elimle saklamaya çalıştım ne de olsa dışarıdaydık.. Artık benimde bir koruyucum vardı abimin benden gitmiş olmasına rağmen benden gitmeyecek birisini bulmuşsun koruyucu olarak.. bana baba, abi, eş olacak birisini...
Hastanenin içine girip asansöre bindik. Odanın bulunduğu kata geldi odaya girdiğimizde Ammar yatağına yattı. Bizim peşimizden bir hemşir geldi. Herhalde bizim odaya girdiğini görünce Ammar'ın durumuna bakmak için gelmişti. Hemşir serumla ilgilendi sonra Ammar'ın eline takarken
"Ammar Bey artık biraz dinlenseniz iyi olur kendinizi çok yoruyorsunuz" dedi işi bitmişti. Ammar cevap vermeyince o da odada daha fazla beklemeyip dışarı çıktı. Hemşir odadan çıkınca bende Ammar'ın yatağının yanındaki koltuğu yatağa daha çok yaklaştırıp oturdum. Ammar'ın gözleri kapanmaya başlamıştı. hemşirinin dediği gibi kendini çok yormuştu. Bende Ammar yoğun bakımdan çıkana kadar doğru düzgün uyuyamamışlığın verdiği yorgunlukla bende kolumu Ammar'ın yatağına koydum. Ammar'ın uyumasıyla bende uyudum.
~BİR HAFTA SONRA~
Ammar artık kendini zorla taburcu etmişti. Herkes ne kadar dil döksede Ammar inada bindirmiş illâ ki hastaneden çıkacağım demişti ve sonunda isteğini elde etmiş. Doktordan evde çok iyi bir bakım karşılığından izini kapmıştı. Çıkış işlemlerini ben halletmiştim. Ben odaya gidecene kadarda İsra odadaki eşyaları toplayacaktı. Odaya geldiğimde İsra eşyalarını toplamış hattâ Ammarla bi çekişmeye bile girmişti.
"abi Musab abi gelsin işte almaya sen mi süreceksin bu halinle" diyordu. Musab abiler, Ammar'ın yoğun bakımdan çıktığı ilk akşam gelmişler ama bizim uyuduğumuzu görünce sessizce odadan çıkmışlar, yarını sadece Musab abi Muaz ve bikaç arkadaşı gelmişti. Onlar gelince ben direk odadan çıkmış onları yalnız bırakmıştım. Zaten istesemde duramazdım bildiğiniz gibi haram... Hasret ablada Ammar'ı evde ziyaret edebileceğini Yiğit'in durmadığını bildirmişti.
Ammar İsra'ya cevap olarak "İsra ben Kullanırım Musab'a gerek yok. Hem saat daha çok erken Belki uyuyordur rahatsız etmek olmaz"
"Ama abi ben daha çok gencim, yengemde aynı şekilde. E malum yani siz de daha yeni evlendiniz.. Sen bu halinle arabayı kullanamazsın, ağrın tutar hareket edemezsen" dedi yarsını gösterirken
" İsra bir şey olmaz Allah'ın izniyle hem yakın Ayrıca istemiyorsan sen taksiyle gelebilirsin" dedi biraz kızgındı ses tonu yediremiyordu galiba kendisine böyle davranılmsını hep kendini güçlü göstermeye çalışıyordu.Ama işte her insanın zayıf bir anı vardı. Ammar'ın da bu zamanıyd zayıf olduğu zaman... İsra sevinçle:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asir
SpiritualBütün planlar tıkırında ilerliyordu bu zor çetin hayatta.... Ta ki planları bozan kaba sert bir adam gelene kadar .... _-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_ -Ecrin hadi" dedi Abim sesini çıkarmadı biraz düşündü sonra bana yaklaştı. Az önce sıktığı kolumun ta...