《Ey insanlar, bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal ve temiz olmak şartıyla yiyin; fakat şeytanın adımlarına uymayın! Çünkü o sizin açık bir düşmanınızdır. O size hep çirkin ve murdar işleri emreder ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi ister.》(Bakara 168-169)
Bazen bir cümle birkaç söz bizi içinden çıkamadığımız bir karışıklığa sokar. Bilmediklerimiz bildiklerimizden fazladır. Hani derler ya yaraya tuz basmak, Ammar içinde bu hep böyleydi işte. Babasının hırsı öfkesi gözünü kör etmiş, merhametini yitirmişti. Annesinin gözünden yaş, yüreğinden hüzün hiç eksik olmamıştı. Çocuktu daha, o küçücükken öğrenmişti hüzün ve kederin umutları yok ettiğini. ''Benim olmaya mahkum'' bir cümle insanı bu kadar korkuya sürüklermiydi. İçinde endişe vardı. Kaybetme endişesi...
Merdivenleri hızla inip dışarı çıktı. Bir iz olmalıydı. Onu karısına ulaştırıcak en ufak bir şey... Etrafa ne kadar bakınsada hiçbirşey yoktu. Birkaç adam ve Bade dışında kimse yoktu. O an aklına gelenlerle Ammar;
''Bade'' diye seslendi kıza,
''Efendim ne oluyor Ammar?'' diye sordu. Bade'nin bu sakinliği Ammar'ı daha çok germiş, sinirlendirmişti. Biri dokunsa patlayacak bu dünyadan yok olup gidecekti sanki.
''Abin Ecrin'i kaçırmış. Sen ne oluyor diye mi soruyorsun!''dedi son kısmını yüksek sesle, Bade Ammar'ın bu halinden ürkmüştü ama cevap vermemesi onu dahada sinirlendirebilirdi, vakit kaybetmeden cevap vermeliydi.
''Saçmalama Ammar Ecrin içerdeydi en son. Ben arkadaydım birşey duymadım, abim Ecrin'i mi kaçırmış, nasıl yapar böyle birşeyi ya?!'' Dedi sinirli ve endişeli gibi çıkan sesiyle.. Ammar bir müddet durdu, elinde tuttuğu kağıdı kıza uzattı
''Umarım dediğin gibidir, bu işle alakan yoktur.''
Bade Ammar'ın bu tavırlarından hiç hoşlanmamıştı. Eğer Ecrin'i bulur ve bu işle alakası olduğunu öğrenirse bir daha asla Ammar'a yaklaşamazdı. Bu iş bir an önce bitmeliydi artık.
Ammar hızla telefonuna davrandı. Muaz'ı aradı. Muaz onun için öz kardeşi gibiydi ve bu işi o çözebilirdi, güvenilir adam gibi adamdı. Telefonu açınca konuşmasına izin vermeden selam verdi. Muaz:
''Aleykumselam abi hayırdır bu ne hız?'' dedi neşeli sesiyle,
''Muaz çiftlik evine araba gönder beni aldır. Murat Ecrin'i kaçırmış.''dedi Ammar, yerinde duramayıp volta atarken,
''Emin misin abi o kadar adam var orda nasıl olur'' Muaz duyduğu haberle ciddileşmiş nasıl o it yengesini kaçırırdı.
''Onu aç adamlarına sor Muaz, bana değil acele et Ecrin'in numarasını atacağım bak, belki sinyalden birşey çıkar.''dedi
''Tamam inşaAllah bekliyorum dedi '' Ammar selam verip kapattı. İsra'nın cevapsız aramalarını görünce hemen ona döndü. Açar açmaz genç kız selam dahi vereyi unutmuş ve ona Ecrin'in kaçırıldığını söylüyordu. Ammar
''İsra sakin ol ben geliyoru, gelince konuşacağız.'' dedi. Bu telefonda konuşulacak bir mesele değildi . ve kardeşinin söyledikleri belki işe yarar bir ize rastlatırdı onları.
Bade Ammar'ın düşünceli halinin farkındaydı ama aklından neler geçtiğini öğrenmesi lazımdı, sona bu kadar yaklaşmışken kaybedemezdi bu oyunu, o kazanmalıydı çünkü, o Ammar'ı gerçekten seviyordu. Ecrin gibi değildi dün Ammarla boş yere tartışmış Ammar'ın da canını sıkmıştı, halbuki Bade olsa asla böyle davranmaz Ammar'ı üzmezdi. o Ammar'ı, Ecrinden daha çok hak ediyordu o yıllardır Ammar'ı seviyordu. Ecrin gibi değildi işte o Ammar' ın acısına, hüznüne, gülüşüne, yıllarına şahitti. Şimdi Ammar'ın yanında olmalı ona yanlış yaptığını göstermeliydi. Usulca adamın yanına ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asir
SpiritualBütün planlar tıkırında ilerliyordu bu zor çetin hayatta.... Ta ki planları bozan kaba sert bir adam gelene kadar .... _-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_ -Ecrin hadi" dedi Abim sesini çıkarmadı biraz düşündü sonra bana yaklaştı. Az önce sıktığı kolumun ta...