Yaralı Aslan

2.5K 207 16
                                    

Bazen aklımızında hiç bir şey almadığı zamanlar olur işte o zamanlar bilmediğimiz bize yabancı olayların ortasında oluruz çoğu zaman bu yüzden kabullenemeyiz bazı olayları... İşte bende böyleydim çevremde dönen olaylar bana o kadar yabancı ki anlamıyordum . Düşüncelerimin sınırı vardı . Kötü düşünmüyor değildim bende insanım ama bunlar hep düşüncede kalırdı hiç eyleme dökülmez hiçbir zaman kine nefrete dönüşmemişti. Peki içimde Murat'a karşı olan nefret miydi? Bunu yapmışmıydı? Bu yaşıma kadar nefret nedir bilmeyen birine nefret etmeyi öğretmişmiydi? Kendime yabancıydım sanki ..Neden kendimi düzgün ifade edemiyordum . Asıl söylemek istediklerimi dile getiremiyordum . Neden Murat'ın kız kardeşiyle aynı masada oturup yemek yiyordum . Mesela neden bu kız bana öyle nefretle , tiksinir gibi bakıyordu . Ve dahası neden o gözler Ammar'a sevgiyle bakıyordu. Ne yapmıştım ki ben Bade ye ? Kendimemi kızmalıydım beni tanımadığı halde böyle davrandığı için Bade'ye mi ? Ya da Ammar'a mı ? 

Aklımdaki sorulara cevap yoktu . Çünkü alışık olmadığım olayların içindeki insanlarda bir o kadar uzaktı insanlıktan ...

Peki Ammar oda neden susuyordu? Aklında ne vardı ki yine ? Bu kızın burda olmasına neden izin vermişti ? O neden ona öyle bakarken sesini çıkarmıyordu? Beni sevmemesini anlayabilirdim. Ama kendini de tehlikeye atıyordu. Ya da onun için hiç mi önemim yoktu ki kırılabileceğimi düşünmüyordu. Canım yanıyordu ama öyle tarif edilebilicek bir acı değildi. Gözlerim dolduğunu hissediyordum. Ağlayamazdım. Şimdi olmazdı. Aklıma gelen her düşünce kalbime eziyet ediyordu. Belki de Ammar da bu kızı seviyordu ya da sevmişti. Olabilir miydi ?

Düşüncelerimin tam ortasına dalan adamın gözlerine baktım. Belki orda birşeyler görürüm umuduyla ama değişen birşey yoktu. Ammar

"Ecrin neden yemiyosun diye soruyorum. " dedi

"Ben masayı hazırlarken atıştırmıştım" dedim

"Atıştırmakla olmaz bu dünden beri birşey yemedin ." Dedi

"Yiyorum" dedim. Yemeye başladım. Ammar da kendi yemeğine döndü. Bitirir bitirmezde kalktı.

"Ellerine sağlık ben yatıcam biraz "

"Yarana pansuman yapmadan yatma " dedim  . Bana doğru yaklaştı. Ve benim duyabileceğim sesle

"Sende hızlı ol peşimden gel " dedi. Kafamı salladım sadece . Belliki konuşucakları vardı. Onun çıkmasıyla Bade de daha bir rahatlamıştı. Ve şuana kadar koruduğu sessizliğini bozdu

"Eee anlat bakalım nasıl oldu bu evlilik ?"

"Ammar hastaneden çıkınca oldu nikah"

"Böyle aniden Ammar'ın evlenmesi hepimizi şaşırttı doğrusu "

"Neden?"

"Bilmem Ammar'ın hayatında biri olduğunu bilmiyorduk . Hele abim duyunca şok oldu "

"Ne demeye çalışıyosun Bade"

"Diyorum ki abim bu işin peşinde "

"Öyle mi ? Iyi o zaman abine söyle bu işin peşini bıraksın bizbirbirimizi bırakmıcaz"

"Ammar seninle isteyerek evlendi yani?"

"Azıcık Ammar'ı tanıdıysan O'na zorla birşey yaptırılamayacağını bilirdin"

"Bilirim... insan sevdiği insanı yakından tanır.!"

"Öyle " dedim ve kalkıp masayı toplamaya başladım. Korkmadan çekinmeden dile getirmişti işte sevgisini. Peki bu cesareti nerden, neyden, kimden alıyordu?

Bir anda tezgaha sertçe bırakılan tabaklarla düşüncelerimden irkilerek uzaklaştım. Ve Bade tekrar söze başladı:

"İnsan bazen arafta kalır. Verdiği kararlarda tam emin olamaz " dedi devam etmesine izin vermeden

AsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin