Psikoloji

1K 48 10
                                    

"Yeryüzündeki her şey fânidir" (Rahman/26)

Herkes farklıydı. Aynı olayı yaşamış olsak bile farklı etkileniyorduk dışa farklı yansıtıyorduk. Farklı bakıyor, farklı görüyor farklı düşünüyorduk. Bazen en yakınımıza en uzak mesafede oluyorduk. Anlaşılmayı beklemek sürekli anlatmaya çalışmak boşa geçen zaman mıydı insan ömründe? Boşa kürek çekmek! Sahi çabalamak ne zaman boşunaydı? Dünya kocamandı. Bir sürü insan vardı birbirinden farklı. Kaç milyon hikaye acı, mutluluk, heyecan vardı. Biri veda ederken bu dünyaya biri gözünü açıyordu. İşte acı ve mutluluk aynı göğün altında aynı anda yaşanıyordu. Herkes birbirinden habersiz...

Peki ya kötülük! O ilk insanlık tarihinden beri vardı işte... Kardeş kardeşi öldürmüştü. Neden? Kıskançlık duygusu ağır basmıştı. Kardeşler bir olup bir kardeşlerini kuyuda ölüme terk etmişlerdi. Ya babaları? Onca yıl hasret kalmıştı bir evladına... İnsanda bazı şeyler vardır işte orada dozu aşıldı mı insan kendini kaybediyordur.

Derin bir nefes aldı genç kadın düşünürken, bir yandan güneşin doğuşunu izliyordu. Gökyüzünün adım adım maviye boyanışına hayranlıkla bakıyordu. Bir nebze içi ferahlamıştı. Lakin başını dizlerine koyup uzanan adamın içinde nasıl fırtınalar kopuyordu bilinmez. Sessizdi sevdiği adam, son günlerde iyice kapanmıştı içine... Ne demeli, nasıl teselli etmeliydi. Onu ne denebilirdi. Bilmiyordu gerçekten!

Elini adamın saçları arasında gezdirirken azda olsa adamı konuştrmak istemişti.

''Ne düşünüyorsun?'' diye sordu. Genç adam derin bir iç çekerek cevap verdi.

''Ne düşünmem gerektiğin bile bilmiyorum.'' bir süre sessizlik oldu. Adam derin bir iç çekerek devam etti.

''Ben baba nedir bilmiyordum zaten! Belli bir yaşa kadar hep şu soruyu sordum kendime 'acaba babam beni neden sevmiyor? Kötü bir çocuk muyum? Diğer çocuklar ne yapıyorlar ki babaları onları seviyor? Neyim eksik? Daha uslu mu olmalıyım?' dedim öyle oldum. Okulda başarılı olmalıyım, sessiz olmalı babamı rahatsız etmemeliyim. Söz dinlemeliyim bir çok şey denedim olmadı. Bu benim eksik yanımdı. Babam vardı ama beni sevmiyordu. Hiç elimden tutup beni parka götürmedi, düştüğümde kaldırmadı, başım sıkışsa gelmedi. Ben babamdan sevgisizliği öğreniyordum, acımasızlığı, pisliğe batmayı, karanlığı... Sonra yolumu buldum. Cemal hocayla tanıştım. Baba kelimesi bile o kadar yabancı ki bana ne kadar oldu ağzıma almayalı... Ama bu kadar ileri gidebileceğini hiç düşünmezdim. Canımı yakan babam olmaması değil! İsra buna dayanamaz - derin bir nefes aldı- Allah affetsin ben bugüne kadar hiç kimsenin ölümünü arzulamadım ama bugün ölmeyi arzuluyorum.''

Genç kadın akmak üzere olan yaşlarına hakim olmaya çalışıyordu. Adamın kurduğu son cümleye kadar. Gözünden akmasına engel olamadığı o tek damla çoktan adamın saçları arasına karışmıştı. Genç adam

''Ağlama! ağla diye söylemedim bunları'' dedi. Genç kadın konuşmak istiyordu ama kelimeler bir türlü diline dökülmüyordu. Yalnızca eğilip adamı yüzüne bir öpücük bırakabildi. Galiba bu onun yanımdayım deme şekliydi.

Genç kadın aklında olan en mühim meseleyi Ammar'a açmayı planladı bunu bilmek en çok onun hakkıydı.

''Ammar '' dedi devamını nasıl getiriceğini bilmiyordu. Burda geçirdikleri bir hafta kafasında dönüp durmuştu genç adamın sakinleşmesini beklemişti belki bilmiyordu ama bu konu açmalıydı artık

''Ya baban yani gerçek baban onu bulmak istiyor musun?'' diye sordu.

''İşte ondan emin değilim. Bunca yıl babasız yaşadım. Şimdi aynı şeyleri yaşamaktan aynı duygularla hırpalanmaktan korkuyorum.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin