《İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Şüphesiz, senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen O'dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O'dur.》
(Necm Suresi-30)ECRİN'DEN;
Bazen bu hayat çok garip geliyordu bana . Özellikle biz insanlar gerçekten birbirimizi anlamakta zorluk çekiyoruz. Mesela ben Ammar'ı anlamıyorum. Beş dakika önce bana yüzük verip takmamı söyleyen adam beş dakika sonra yoruldum dinleneceğim deyip hiçbir şey olamamış gibi uyumaya gitmişti. Bende oturduğum koltuktan kalkıp can sıkıntımın gitmesi için yemek yapmaya karar verdim. Ve büyük imtihanlardan olan mutfakta cebelleşmeye başladım. Neyseki 1,5 saat sonra yemek yapmayı başarmıştım. Başarmak her insana mutluluk verir değil mi? Yaptığım şaheserime baktım, internetteki görüntüsüyle hemen hemen aynıydı. Olduğum yerde ellerimi çırpıp zıpladım.
''Aferin Ecrin işte bu be kırk yılın başında güzel birşey başardın.'' dedim. Tam anlamıyla yalnızlığın vermiş olduğu rahatlıkla kendi kendime sıraladığım övgü sözcükleri ve hareketlerle saçmalarken:
''Ecrin iyi misin?'' Sorusuyla yalnız olmadığımı anladım. Ahh!! Hadi ama bu adam neden hep yanlış zamanda geliyodu ki? Başarımın vermiş olduğu rahatlılıkla ve yakalanmanın vermiş olduğu içinde biraz utangançlığın verdiği tebessümle Ammar'a döndüm. Şen sesimle:
''İyiyim hemde çok iyiyim'' dedim . Ammar da alayla güldü
''Burdan pek öyle gözükmüyor ''dedi. O senin bakış açının bozukluğundan demek istesemde demedim. Şimdi zamanı degildi. Sebepsiz bi mutluluk vardı içimde bunun için cevap vermek istemedim. Ve aldırmadan pilav yapmaya koyuldum. O da arkamda beni izliyodu. Vakit kaybetmeden hemen gıcıklığını yapıp laf attı.
''Zehirlenmeyiz değil mi?'' Dedi. Ahh ama ben elimden gelenin en iyisini yaptım.
''Özellikle senin yemeğine koymayı düşünmedim degil.''
''Öyle mi pek tavsiye etmem ''dedi. Yavaşça Ammar'a döndüm. Duvara yaslanmış bi ayağınıda duvara dayamış bana bakıyodu . bu adam kendini ne zannediyorsa böyle bir havalar bir havalar,
''Allah Allah niyeymiş o? ''
''Malum hasretime dayanamıyosun. Öyle hastane köşelerinde takılma. Bu sefer öle bi hafta konuşmakla olmaz hee bide verdiğin sözleri unutma. Uslu kız ol yaramazlık pek sana göre değil ''dedi göz kırptı. Ben şaşkınlıkla
''A-a-ama sen hatırlıyosun yani duydun mu?''
''Sadece çaktırmıyorum ''
''Senn... sen fenasın hemde çok fenasın'' dedikten hemen sonra ağzımdan çıkanı kulağım yeni yeni farkına varınca elimle ağzımı kapattım. Ammar gülmeye başlayınca arkamı döndüm. Yüzümün kızardığına emindim. Gerçekten Ammar'ın yanında bukalemun gibiydim mübarek sürekli beyazdan kırmızıya dönüyorum.O değilde adam herşeyi hatırlıyo yaa ama alıcağı olsun o doktorunda yani sadece bi ihtimal demişti cık cık cık. Ammar:
-''Yemek olunca yani eğer yarına kalmadan pişirebilirsen beni çağırırsın'' dedi. Resmen bana laf soktu. Bu lafa kadar çağırabilirdim ama sen kaşındın Ammar Bey.
''Canım ben yemeği kendime yaptım sana değil '' dedim . Ammar da aynı sakinlikle
''CANIM -kelimesine vurgu yapıp, elindeki yüzüğü gösterdi - malum artık ben senin kocanım yaa benide düşünmeye başlasan iyi edersin '' dedi. Ve içeri doğru gitti. Bende öylece arkasından bakakaldım .
Yine diyeceğini deyip gitti. Onu düşünmüyormuşum iki tencere yemeği ben nasıl yiyim bi kere! O benim onu düşündüğüm kadar beni düşünse ahh ahh! Şimdi bunları düşünmek istemiyorum. Sofrayı kurmaya başladım. Tabi eve yabancı olduğum için biraz uzun sürdü ama bittiğinde güzel olmuştu. Şimdi sırada paşamızı sofraya buyur etmekteydi. Ama Ammar ortalıkta yoktu odasına çıkmış olmalıydı. Peki Ammar'ın odası neresiydi? Üst katta olmalıydı. Alt katta iki oda mutfak felan vardı. Bağırsam uyuyorsa duymaz en iyisi çıkıp odalara bakmaktı. Hızla merdivenlerden çıktım. Bu katta beş kapı vardı. Sırayla sağdan başladım yarım saat hangi kapıdan başlasam diye düşünmek yerine. Eve zıt bi odaydı fazlasıyla sade kütüphane ve minderlerin oluşturduğu bir odaydı. Gayet ferah ve güzel gözüküyodu ama önceliğim Ammar'ı bulmak olduğu için diğer odaya geçtim. Kapıyı açar açmaz bu odanın İsra'nın odası olduğunu anladım. Bu kadar pembe renginin hakim olduğu bi oda Ammar'ın odası olamazdı. odaya girmeden kapıdan göz atıp çıktım. Sonuçta İsra'nın odasıydı ve rahatsız olabilirdi benden rahatsız olmazdı ama olsun yinede. Diğer odaya, hepsinin ortasında bulunan odanın kapısı kilitliydi. Tekrar denedim belki Ammar kilitlemiştir diye düşünüp kapıya doğru:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asir
SpiritualBütün planlar tıkırında ilerliyordu bu zor çetin hayatta.... Ta ki planları bozan kaba sert bir adam gelene kadar .... _-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_ -Ecrin hadi" dedi Abim sesini çıkarmadı biraz düşündü sonra bana yaklaştı. Az önce sıktığı kolumun ta...