7.Bölüm

157 48 24
                                    

Günler hızlı bir şekilde geçip gidiyor,bense kendi hayatıma ayak uydurmaya çalışıyordum.Her geçen günün ardından ömrümden bir günün daha eksildiğini anlayabiliyordum.Günler,haftalar,aylar,
yıllar geçiyor ve ben yaşlanıyordum.

Yataktan doğrulup perdeyi açtım.Biraz gün ışığı girerse yararlı olacaktı.Pencereyi de açarak temiz havayı içime çektim.Ağaçlar,çiçekler ve böcekler yeni güne merhaba diyor,insanlar farklı amaçlarla bir oraya bir buraya gidiyorlardı.Başımı pencereden çevirerek saate baktım.Bugün haftalardır konuştuğumuz kreş mevzusunu halledecektim.Evet,Aysima'yı kreşe yazdıracaktım.Aşağı inip kahvaltıyı hazırlamak için kollarımı sıvadım.

Kahvaltının ardından bulaşıkları da yıkayarak üst kata çıktım.Giyecek bir şeyler ararken eşofmanımın cebinde duran zarfı gördüm.Doğru ya,bunu cebime attıktan sonra bakma fırsatım olmamıştı.Zarfı elime alarak bir süre öylece baktım.Evet,içindekini merak ediyordum fakat içinde üzülmeyeceğim sözlerin veya  bir haberin olması kesin değildi.Açmaktan korkuyordum ama korktuğum kadar da merak ediyordum.Açmasam ne olabilirdi ki!Özellikle de Seda'dan gelen bu mektubu açmasam ne olacaktı? Evet,bu zarfı açarak mektubu okumam bana bir şey kazandırmayacaktı,en azından şimdilik.Zarfı aldığım yere koyarak seçtiğim kıyafetlerle üzerimi değiştirdim.

Aşağı inerek Aysima'nın da üzerini değiştirdikten sonra evden çıktık.Araba Burak'ta olduğu için otobüsle gitmek zorundaydık ve bunun için de on  dakikalık bir yol yürümemiz gerekliydi.
Aysima hoplaya hoplaya gidiyor,kreşe gideceği için çok heyecanlanıyordu.Durağa geldiğimizde Aysima'nın elini tutarak ilk gelen otobüse bindim.İneceğimiz yer uzak değildi fakat içerideki bunaltıcı hava beni yeterince baymış,yol bir hayli uzun gelmişti.Zorda olsa yolcuların arasından geçerek otobüsün arka kapısından indik.Temiz hava ciğerlerimi doldururken bir taraftan gideceğimiz yeri kestirmeye çalışıyordum.Kreş olduğu fazlasıyla belli olan,yüzünde bütün renkleri barındıran binaya baktım.Aysima'ya dönüp "İşte burası!Gel bakalım!" dedim ve elini tuttum.Aysima'nın ağzı kulaklarında, içeri adımımızı attık.

Önüme konan kağıtları imzalarken başımı kaldırıp Aysima'ya baktım.Burak'la kreş mevzusunu bu kadar düşünmemizin yanlış olduğunu anladım çünkü Aysima şu an hiç olmadığı kadar mutluydu.Onu mutlu görmek beni de mutlu ediyordu.Belgeleri müdüre uzatarak ayağa kalktım.Müdür uzattığım belgeleri alarak bana baktı."Tamamdır." dedi.Aysima'nın başını okşayarak "Merhaba Aysima!" dedi.Aysima utanarak geri çekildiğinde gülümseyip teşekkür ederek kendimi koridora attım.Aysima'nın saçlarını düzelterek  "Hadi bakalım canım,eve gidelim artık!" dedim.Başıyla onaylayarak elimi tuttu.

Pamuk şeker satan amcayı görmemle heyecanlandığımı hissettim.En az benim kadar Aysima da çok severdi.Amcayı durdurarak sattığı pamuk şekerlerden iki tane aldık.Elimdeki bozuklukları amcaya uzatırken Aysima,amcaya teşekkür etmeyi unutmamıştı.Otobüsü beklerken bir taraftan pamuk şekerlerimizi yiyor hem de sohbet ediyorduk.

Otobüsün gelmesiyle ayağa kalktım.İçeride pek yolcu yok gibi gözüküyordu,en azından cama yapışanlar yoktu.Hızlıca otobüse binerek sağdan üçüncü koltuğa oturdum.Aysima da yanıma oturmuş,etrafı izliyordu.Otobüsün aniden durmasıyla elimde tuttuğum telefonunun kayıp yere düşmesi bir olmuştu.Oturanlar şoföre söylenirken eğilip yerden telefonumu aldım.Başımı kaldırmamla gelen yolcuların arasında onu görmem ile elimdeki telefon tekrar yerle buluşmuştu.Lakin ben yerde duran telefonumu almak yerine karşımda duran adamın gözlerine bakıyor,içimin nefretle dolduğunu hissedebiliyordum.Mustafa...Geçmişim gözlerim önünden geçerken aramızda oluşan değişik  hava beni korkutuyor,dişlerimi sıkmama neden oluyordu.Ben ona bakıyordum,o bana...Anlatılamayacak duyguların en değişiğini yaşıyor,kalbime söz geçiremiyordum.

Yaralıydım,en derinden...
Çaresizdim,ezelden...
Yorgundum,seneler öncesinden...

21 Temmuz 2011

Aynada kendime uzunca baktım.Duvağımı düzelterek oturduğum yerden kalktım.Hep beraber kuaförden çıktığımızda süslenmiş arabayı görmemle heyecanım ikiye katlanmıştı.Buse'nin yardımı ile arabaya binmeye çalışırken heyecandan ellerimin titrediğini hissedebiliyordum.Üzerimde taşımakta olduğum beyaz gelinliği tutarak arka koltuğa oturdum.Araba çalıştığında kafamı cama yaslayarak uzun bir süre öylece baktım.Evet,evleniyordum.Son iki sene gözümün önünden geçerken her şeyin ne kadar hızlı geliştiğini fark ettim.

Buse'nin cırtlak sesi ile kafamı,camdan  ona doğru çevirdim. "İpek canım,geldik!" Kafamı çevirerek binaya baktım.Bu bina çok büyük ve gösterişliydi.Kalbimin sesini net bir şekilde duyabiliyordum.
"Mustafa ne zaman gelecekmiş?"dedim.Buse soracağım soruyu bekliyor gibiydi."Birazdan burada olur,biz arka kapıdan gireceğiz.Mustafa gelince beraber salona girersiniz.Şimdilik gelin odasında bekleyeceğiz." dedi ve derin bir soluk alarak kapıdan indi.Bana da yardımcı olarak arabadan indirdi.

Gelin odasına girerek koltuğa oturdum.Bukle bukle yapılmış saçlarımı ellerimle düzeltiyor,bir taraftan saate bakıyordum.Davetlilerin tamamına yakını gelmiş,Mustafa daha gelmemişti ve bu beni korkutuyordu.Buse sürekli arıyor ama ulaşamadığını söylüyordu.Bana çaktırmamaya çalışıyordu lakin onunda endişelendiği apaçık ortadaydı.
"Şu telefonumu verir misin?Bir de ben arayayım." dedim.Buse telefonumu uzattığında hemen son arananlardan ismini bularak aramaya başladım.Çalıyordu lakin açmıyordu.Annemin içeri girmesiyle ayağa kalktım.Annem şaşırmış gözüküyordu."Mustafa daha gelmedi mi kızım?" diyerek odayı süzdü.
"Ha-hayır."dedim.Annem bana bakarak "Şimdi gelir,merak etme sen." dedi.Teselli amaçlı söylenen bir cümle kurmuştu işte."Ne de güzel olmuş benim kızım!"diyerek bana sarılması gözlerimin dolmasına neden olmuştu.Yüzüne bakarak "Keşke babam da burada olsaydı."dedim.Annem bana daha sıkı sarılarak yanağımdan öptü.Kapıyı açarak dışarı çıktı.Ağlamamak için uğraşırken elime tekrar telefonu aldım.Üçüncü çalışta açılmasıyla sevindim.
"Alo?Mustafa neredesin?Seni bekliyoruz.Kötü bir şey olmadı değil mi?"
dedim.Fakat sorduğum sorulara karşın sessizlikle karşılaşınca tedirgin olmuştum."Alo?"dedim tekrardan.Lakin ses vermiyor,soluk alış verişleri duyuluyordu.Bu beni sinirlendirmeye yetip artmıştı bile."Alo,Mustafa!" dedim son kez."Nerde-" cümlemi bitirmeye fırsat vermemişti."Ben yapamayacağım!" demesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım."Gelmeyeceğim." cümlesini duymamla telefon elimden kayıp yere düşmüştü.Buse karşımda durmuş,ne olduğunu soruyor lakin ağzımdan tek bir kelime bile çıkmıyordu.Üzerimde gelinlik ile terkedilmiş,yarı yolda bırakılmıştım.Evet,Mustafa ile hikayemiz burada bitmişti.Başlamadan bitmişti.

                                     ***

"Hanımefendi,çocuğu kucağınıza alır mısınız?Beyefendi ayakta kaldı." dedi yaşı elliyi geçmiş şoför amca,düşüncelerimi bölerek.Önce şoföre sonra Aysima'ya en son ona baktım.
Yanıma mı oturacaktı şimdi?Hayır oturamazdı,oturmamalıydı.Yere eğilerek düşen telefonumu alıp Aysima'nın elini tuttum."Hadi canım kızım kalk!İniyoruz!" dedim.Sesim her zamankinden titrek bir o kadar da ciddi çıkmıştı.Kızım kelimesine bilerek baskı yapmış,içinin yanmasını istemiştim.Yanından geçip giderek kapıdan indim.Kapı sert bir şekilde kapanırken arkama bile bakmadan yürümeye başladım.Tam o sırada caddede duyulan acı fren sesi ve bağırışıklarla irkildim.Arkamı döndüğümde bu manzarayı hiç görmemeyi istedim.Tekrar gözlerimi açıp kapatarak yola baktım ama bu gerçekti.Aysima sürekli kolumu dürtüyor,bir şeyler dememi bekliyordu.Çok korktuğu gözlerinden okunuyordu.Lakin ondan daha çok korkan biri varsa o da bendim.İçim yanıyor,kalbim sıkışıyordu.Ambulansın yerleri ve gökleri inleten sesiyle kafamı çevirdim.İşte şu an...Ne yapmalıydım?Gitmeli miydim oraya,girmeli miydim o kalabalığa?Tüm bu olanlardan sonra vedalaşmamız gerekiyor muydu?Hiç ama hiç bilmiyordum.Kalabalıktan sesler yükselmeye devam ederken kaldırımda durmuş,boş ve anlamsız gözlerle o tarafa bakıyordum.Ne yapacağımı,ne hissedeceğimi şaşırmış bir şekilde sadece bakıyordum.

Alttaki yıldıza basarak beni mutlu edebilirsiniz☺Şimdiden Teşekkürler❤

Savrulan Küller (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin