2.Bölüm

279 145 20
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda mutfaktan çatal kaşık sesleri yükseliyordu.Saatin on iki olduğunu görünce hızlıca ayağa kalktım ve yanıbaşımdaki terlikleri giyerek elimi ve yüzümü yıkamak için lavaboya yöneldim.Bu saate kadar uyumam imkansızdı çünkü ben uyumak istesem bile muhakkak Aysima yanıma gelir ve bir şekilde beni kaldırırdı.O da uyuyor olmalıydı.

Merdivenlerden inip mutfağa geçtiğimde yanıldığımı anladım.Baba kız oturmuş kahvaltı yapıyorlardı.Aysima benim geldiğimi görünce koşup sarıldı.
"Günaydın anneciğim,ben babama dedim annemi de kaldıralım diye fakat sen yorgunmuşsun,öyle dedi babam.Dinlendin değil mi anneciğim?" dedi Aysima.
"Dinlendim,dinlendim." dedim tebessüm ederek.Aysima koşarak sandalyesine dönerken bende Burak'ın yanına yaklaşıp o tatlı yüzüne bir öpücük kondurdum."Günaydın canım." dedim gözlerinin içine bakarak.Burak hafif bir tebessümden sonra "Günaydın uyuyan güzel!" diyerek bana karşılık verdi.Kendime de bir tabak,çatal ve bardak alarak masaya oturdum.

Sohbetimiz yine her zamanki gibi Aysima'nın soruları ile başladı ve Aysima'nın soruları ile son buldu.Eşim masadan kalkarken ben de kalktım ve ceketini giymesinde yardımcı oldum.Kendisi öğretmenlik yapıyordu fakat haftasonları da istekli olanlar için okulda ders veriyordu.Bu yüzden evde pek durduğu söylenemezdi.Aysima'dan da öpücüğünü alan Burak gitmek için hazırdı."Hoşçakal hayatım." dedim ve ona sıkıca sarıldım.Hiç bırakmamak istedim.Hiç bırakmamak... Lakin şimdi vakti değildi oysa kendimi onun kolları altında o kadar emniyette hissediyordum ki!Sanki dünyadaki bütün olan biten kötülüklerden bihaberdi.Onda var olan duygular en samimi,en masumane duygulardı.Kin,kıskançlık,haset...Sanki bütün kötü duyguları tek tek ayıklayarak kalbinden atmıştı.Burak,sevdiğim adam,maneviyatım...Kulağına eğilip
"Seni seviyorum." diye fısıldadım. Burak benim bu hallerime alışık olduğu için geçiştirmelik "Bende." diyerek evden çıktı.

                               ***

Burak gittikten sonra evi temizleyecektim lakin Aysima'nın şiddetli ısrarları sonucu park yolunu tuttuk.Biraz da olsa hava almak aslında güzel bir fikirdi.Parka geldiğimizde Aysima en yakın kaydırağa doğru koşarken bende boş bulduğum bir banka oturdum.

Aysima'ya bakarken aklıma hafızamda bir yerlerde saklı kalmış çocukluğum geldi.Küçük çekirdek ailemiz:annem,babam ve ben...
Babam memleketim İzmir'de bir restaurant sahibiydi.Annem ise ev hanımıydı fakat birlikte parka felan gitmezdik.Günümün büyük bir bölümünü sokakta tozlu kıyafetlerim içerisinde geçirirdim.Susayınca eve gelir, çaktırmadan ayakkabı ile halıya basar eğer annem görürse de o akşam eve girmezdim çünkü dövüleceğimi bilirdim.Evet,hatırlıyordum. Terlikle,sopayla veya ne bileyim o anda eline kaptığı bir şeyle beni dövmeye gelirdi.Gerçi kıyamazdı ama olsun onun o görüntüsü bile korkmama yeterdi.Arkaya doğru atılmış eşarbı,siyah yeleği,elinde terliği ve sinirli bir surat...

Sahi ne ara büyümüştüm? Ne ara Burak'la beraber olmuş,ne ara anne olmuştum? Bunları düşünürken gözlerimin dolmasını engelleyememiştim.Ben,kafa kız İpek!
Hani neredeydi o masum duygularım,hepsini özenle kurduğum hayallerim?
Hepsi kaybolmuştu,hepsi.Dünyanın nasıl bir yer olduğunu anlamıştım.Belki ağır yaralar almıştım,belki geç olmuştu ama anlamıştım.Bunları düşünürken aklıma gelen bir kaç anıyla, o günleri tekrar iliklerimde hissetmenin korkusuyla ürperdim.

28 Eylül 2009

Ruhum ve bedenim bu garip duyguyu tadalı tam bir hafta olmuştu.Ruhum her ne kadar bu duyguyu çözümleyemesede sevmişti.Her teneffüs dışarıya onu görmek için çıkar, buluncada o koyu kahverengi gözlere bakabilmek için dakikalarca onu keserdim.Cesaretim olsa gidip konuşur ve o gün bağırdığım için özür dilemek isterdim fakat ben cesur bir kız değildim ve yapamazdım.Onun benle konuşmasını beklemek ise tam bir ölümdü.Her saniye,her salise onu düşünmeden duramaz olmuştum ve bu içinden çıkılmaz bir hal almıştı.

Aşk bana göre değildi.Her zaman bunu savunurdum lakin şimdi işler tersine dönmüştü ve aşık olmak nasıl bir duygu bunu yavaş yavaş öğreniyordum.

İşte o gün yine bir banka oturmuş,ufka doğru bakıyor ve başrolü ben olan, olmayacak bir sürü hayal kuruyordum.Buse o gün dışarı çıkmak istememişti.Sınıfta büyük bir iştahla(!) ders çalışıyordu.Yerdeki papatyalardan birini kopararak yapraklarını birer birer koparmaya başladım.
"Seviyor,sevmiyor,seviyor,sevmiyor..."

Tam bu sırada "Selam!" diye tok bir ses duydum.Arkamı dönüp bakacakken karşıma gelen kişiyle refleks olarak ayağa kalktım.Papatya elimden kayarak yere düşerken ben sadece onun gözlerine bakmakla meşguldüm.Gözlerinde tutsak kalmıştım ve çırpındıkça çırpınıyordum ama bu,o gözlerinde daha da boğulmama neden oluyordu."Selam" dedim gözlerimi onun gözlerinden ayırmadan."Oturabilir miyim?"diye sordu.Başımı olumlu anlamda sallayınca kendinden emin bir şekilde banka oturdu.Ben de ilk şaşkınlığı üzerimden atmış vaziyette derin bir nefes alarak onun yanına oturdum.Sanki söyleyecek bir şeyi varmış ama söyleyemiyormuş gibiydi.Ağzından çıkan cümlelerle tahminlerimin tuttuğunu anlamıştım.İçimin huzurla dolduğunu hissedebiliyordum ve en güzeli de elime kurduğum hayalleri gerçekleştirme şansı geçiyordu.

"İlk önce ne diyeceğimi bilemiyorum.Umarım beni çok yormadan ne demek istediğimi anlarsın.Ben bu dünyada herkesin bir ruh eşinin olduğuna inanırım.Er ya da geç insanlar ruh eşleri ile tanışırlar.Kimisi eline geçen fırsatı kullanır ve ruhunu bütünleştirir.
Kimisi ise bu fırsatı kullanamayarak veya kullanmayarak hayatının hatasını yapar.Seni geçen gün bahçede görünce ve o deniz mavisi gözlerine bakınca ruh eşimi bulduğumu anladım.De-deniz mavisi gözlerine ilk baktığımda zaten bir daha çıkamayacağımı anlamıştım.İpek,ben galiba ruh eşimi , hayatımı süsleyecek insanı buldum!" dedi.
Ses tonu giderek düşmüştü ve artık sadece ağzının kımıldadığını görebiliyordum.Dediklerini dinlemek istesemde pek başarılı olamıyordum.
Koyu kahverengi gözleri,bir girdap misali...
Omzumdan tutup sarsmasıyla kendime geldim.Yanaklarımın kızardığını ve alev alev yandığını hissedebiliyordum.Gözlerimi zorda olsa onun gözlerinden ayırarak önüme baktım.
"İyi misin?" dedi ciddi bir tavırla.Cevap vermek istedim lakin dilim tutulmuştu.Meraklı gözleri ile bana bakarken başımı olumlu anlamda salladım.Belli ki konuşması bitmemişti.Derin bir nefes alarak" Ruh eşim,bana bir şans verir misin?" dedi.
Bu cümleden sonra kendime gelmem uzun sürebilirdi fakat o gözleri öylesine ısrarcı bakıyordu ki sözünü bitirir bitirmez,sorusuna karşılık "Evet." dedim.Yanımda o zamana kadar ciddi bir şekilde oturan adam birden gülümsemeye başlamıştı.Yere düşen papatyayı alarak, eliyle son kalan yaprağı işaret etti ve uzun sürmeden kopararak "Seviyor!" dedi."Seviyor,ikisi de birbirini seviyor."diye ekledi.
Onu böyle mutlu görmek beni de mutlu etmişti.

Zil sesi ile beraber oturduğumuz yerden kalkarak okula girdik.Mutluluğum tarif edilemezdi.Onun gözlerinin içi güdüyordu, benimse yanaklarım kıpkırmızıydı.Sanki etraftakiler az önce olan biteni yüzümüzden anlamış gibiydi.Sınıfımın önüne geldiğimizde sonraki teneffüs buluşma kararı alarak ayrıldık.Yüzümde koca bir gülümseme ile sınıfa girerken olanları Buse'ye anlatmak için sabırsızlanıyordum.

                                 ***

Islanmış yanaklarımı elimin tersiyle silerek Aysima'ya baktım.Güçlü olmam lazımdı.Bu zamana kadar nasıl güçlü olduysam öyle de devam etmeliydi.Geçmişi düşünmekle elime ne geçiyordu ki!Geçmiş zaten geçmemiş miydi?Ayrıca yaptığım şey kendime zarar vermek değil miydi?Banktan hızlı bir kalkış yaparak silkelendim.Benim hayatımı çıkmaza sokan bu insanın hala hafızamda bir yerlerde kayıtlı olması biraz tuhaf değil miydi ?

Toparlandıktan bir müddet sonra Aysima'nın yanına giderek gitmemiz gerektiğini söyledim.Başta naz etsede giderken dondurma alma şartı ile kabul etti.Yol üzerindeki bir dondurmacıdan dondurmalarımızı alarak yürümeye başladık.Bir yandan dondurmalarımızı yiyerek,bir taraftan da sohbet ederek evimize gelmiştik.Aysima'nın görünüşünden yorgun olduğu anlaşılıyordu.Üstünü değiştirerek yatağına yatırdım.Hemen uyuması için yanıbaşında duran kitaplıktan en sevdiği masallardan birini alarak okumaya başladım.

Savrulan Küller (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin