Ergen Yalancılar 1.kitap(Tamamlandı )

Alevlerin İçindeki Kız

Şevval yatakta sağa sola döndü ama uyuyamadı. Yataktan kalkarken ise oldukça halsizdi . Üstüne askılı mavi bir bluz , altınada kırmızı dar bir pantolon giydi. Birden bire titremeye başlayınca bluzunun üstüne beyaz renk ,mavi çiçek desenli kısa ve ince bir hırka giydi. Zar zor odasından çıktı , merdivenlerden aşağı inerken kendini bayılacakmış gibi hissetti. Yavaş adımlarla lavaboya gitti ve elini yüzünü yıkadı.
Kahvaltı hazırlamak için mutfağa gitmek istedi ama kendini salondaki koltukta buldu. Koltuğa uzanırken içinden bir parça alınıpta yerine konulmamış gibi hissetti. O haliyle okula gidemeyeceğini düşündü. Merdivenlerden gelen topuklu ayakkabı sesini duyunca arkasına döndü. Ezgi merdivenlerden hızlı hızlı indi. Görende arkasından boğa kovalıyor zannederdi. Şevval 'i yatarken görünce yanına gitti .
- Ayy Şevval hasta mı oldun sen ?
Şevval 'in alnına elini koydu.
- Ooo ! Cayır cayır yanıyorsun resmen .
- Bugün okula gelemem bu halde.
- Bence de gelme zaten. Burçin ve Nur 'la şarkı yarışması için kıyafet bakacağız öyle okula gideceğiz. Birazdan gelirler.
Öyle dedikten sonra kapı çaldı. Kapıyı açınca Burçin ve Nur "Günaydın " diyerek içeri girdi. Onlar Şevval 'in karşısına geçtiğinde Ezgi kahvaltı hazırlamaya gitti. Şevval , Nur ve Burçin o kahvaltıyı hazırlayana kadar sohbet etti. Kahvaltı yaparken oldukça halsiz olan Şevval, Ezgi 'ye " Meriç merak ederse hasta olduğumu söylersin ." dedi. Ezgi başıyla onu onayladı , kahvaltıdan sonra Şevval yatağına uzandı, diğer üçü bulaşıkları yıkayıp ve Şevval 'in arabasını alıp gittiler. Şevval ise telefonundan Lp Lost On You 'yu açıp camdan bakarken içindeki sıkıntı daha da arttı. Gözleri bulanık görüyordu. Önünü göremediği için makyaj masasına çarptı , bütün rujlar ve kremler yere düştü. Bir parfüm şişeside yere düştü ve camı tuzla buz oldu. Biraz daha ilerlediğinde kitaplığa çarptı kitaplık devrilirken kaçmayı başardı.
Odasının kapısını açtığında gözyaşlarını tutamadı , dengesini kaybedip yere düştüğü zaman ise hüngür ağladı. Bir daha ayağa kalkamadı , merdivenlerden emekleyerek üç katlı evlerinin 1. katına zar zor indi. Koltuğun yanındaki beyaz fiskosa tutundu ama fiskos yere düştü ve üstündeki vazo paramparça oldu. Bir anda etraf karardı , telefonunun ışığıyla koltuğa tutundu , sendeleyerek mutfağa gitti . Bardakların altındaki raftan çakmağı aldı odasına giderken gördüğü tüm mumları yaktı. Odasına girdiğinde çok yorgundu ve hâla ağlıyordu . Tam yatağına doğru giderken ayağı yere düşen kitaplığa takıldı. Acı içinde yatağına tutundu ama bedeni daha fazla dayanamadı yatağa tırmanırken bayıldı ve kafası yatağa düştü. Salonun bahçeye açılan camı zorlandı ,içeri yüzünde maske olan biri girdi. Elindeki benzini parkeye ve koltuklara döktükten sonra üst kata çıktı. Merdivenlerden yavaş adımlarla ilerlerken basamaklarada benzin döküyordu . Şevval hala yatağın üstünde herşeyden habersiz baygın yatıyordu ,elindeki telefondan çalan şarkı bitince tekrar çalmaya başladı. Tam o sırada odasına -R girdi . Yere düşen kitaplığa , masaya , pencereye ve üstündekier yere düşen makyaj masasına da benzin döktü . koridorada benzin döktükten sonrra aşağı indi. Elindeki çakmağı çaktı ve yere attı alevler evin iki yanına doğru ayrıldı . Alevler merdivene sıçradığı sırada -R çoktan evi terketmişti. Şevval 'in baygınken gördüğü rüya kabusa dönüşüyordu. Alevler en üst basamağa kadar geldiğinde telefondan çalan şarkı hâla çalıyordu.
...
Meriç üstüne Amerika bayrağı deseni olan bir tişört altınada kot pantalon giydi. Kahvaltısını yaptıktan sonra okula gitmek için arabasına bindi. İçinden " Bugün Şevval beni niye aramadı acaba ?" diye içinden geçirdi. Telefonunu alıp Şevval 'in numarasını çevirdi . Uzun süre boyunca telefon çaldı ama açan olmadı. " Duymamıştır herhalde " diye düşündü.
- Ya bana küstüyse ? Yok niye küssün ki ? Ezgi 'nin yanındadır. Neyse okula gidince öğrenirim.
Aklında bir sürü soru dolanıyordu Meriç 'in. Okulun otoparkına arabasını parkettikten sonra gözleri etrafta Şevval 'in arabasını aradı ama yoktu. O sırada yanından Merve geçiyordu .
- Mervee!
- Efendim Meriç.
- Şevval "i gördün mü ?
- Hayır, görmedim. Niye sordun ?
- Telefonuma cevap vermedi. Arabasıda otoparkta yok.
- Ezgi 'yle geziyordur.
- Olabilir.
Merve, Jale ve Pınar 'ın yanına giderken Meriç de boş bir masaya oturdu. Şevval 'i bir daha aradı ama Şevval telefonu açmadı. Mesaj attı ama mesajınada cevap gelmedi. Bir saat sonra Burçin , Nur ve Ezgi bir masaya oturup aldıkları elbiseleri konuşmaya başladı. Onları görünce
Meriç dayanamadı ve yanlarına gitti. Üçüde Meriç 'i görünce Şevval 'in onlara söylediklerini hatırladı.
- Ezgi , Şevval niye gelmedi ?
- Sana çok hasta olduğunu ondan gelemediğini söylememi istedi.
- Telefonla aradım , cevap vermedi. Mesaj attım yine cevap vermedi.
- Cayır cayır yanıyordu resmen bayılacak gibiydi.
Tam o sırada Meriç 'in telefonuna mesaj geldi.
"Sevgilin artık alevlerin içindeki kız oldu ,ergen yalancı - R"
Meriç ilk başta bir şey anlamadı ama sonra kafasına dank etti: Şevval 'lerin evi yanıyordu. Bunu düşününce telefonu tutan eli titremeye başladı. Ona merakla bakan Ezgi 'ye baktı ve konuşmaya devam etti.
- Hemen itfaiyeyi ara ve sizin eve gönder.
- Hıı ! Vay başıma gelenler ! Eyvah ! Şevval evde !
Ezgi söylendikten sonra itfaiyeyi aradı. Meriç ise koşarak otoparktaki arabasına bindi. İstemsizce gözünden yaş akıyordu.
- Geliyorum Şevval . Seni kurtarmaya geliyorum.
Öyle ki bir ara arabasına sinirlendi.
- Daha hızlı gitsene ! Başka zaman olsa aşırı hızlı gidersin !
En sonunda Cankonak Villaları yazısının önüne geldi. Uzaktan gelen dumanları görünce o kadar hızlı kullandı ki arabayı bir dakikada
27 numaralı villanın bahçe kapısının önüne geldi. Arabadan inip kapıyı açtığı gibi eve doğru koşmaya başladı. Evin kapısını kırarsa alevlerin yoğun olduğu kısıma gireceğini anladı. Evin arka tarafından dolandı. Yemek salonun büyük penceresinden baktığında alevlerin tüm eve yayılma üzere olduğu gördü. Verandanın önündeki saksılardan birini alıp cama attı. Cam tamamen kırılınca içeriye girdi. Odadan çıkarken " Şevval !" diye bağırdı ama cevap veren olmadı. Koridordaki duvarlar cayır cayır yanıyordu . Bir tablo alev alıp Meriç 'in kafasına düşecekken son anda Meriç farkedip oradan uzaklaştı. Alevler merdiveni kaplamıştı. Yemek odasının perdesini çıkardı . Perde tüm basamakları kaplayacak kadar büyük olduğu için perdeyi merdivenin üstüne attı. Perdenin üstüne basarak üst kata çıktı. Koridor tamamen yanıyordu . Duvar kağıtları parça parça yere düşüyordu. Şevval 'in odasını ararken gözleri gözyaşı seli olmuştu.
- Şevval ! Şevval !
En sonunda kapısı açık bir oda buldu . Kitaplık yere devrilmiş ve makyaj masası dağılmıştı. Gözleri yatakta baygın yatan Şevval 'e takıldı.
- Şevval yalvarırım aç o güzel gözlerini sevgilim !
Ama Şevval gözlerini açmadı o sırada odanın kapısıda alev aldı. Pencereyi açtı ve verandanın çatısıyla karşılaştı. Yatakta baygın yatan Şevval 'i sırtına aldı . Verandanın çatısından aşağı inerken kendini bayılacakmış gibi hissetti. En sonunda aşağıya inebildi ama kendini halsiz hissetti. Sonunda Verandadan uzaklaştığında Şevval 'in saçlarının sarı olan kısmını okşadı ve yere oturdu.
- Bak sevgilim kurtulduk artık aç o güzel gözlerini .
Birden bire Meriç gözünün önünü göremedi. Sonra kendini bir ormanda buldu , bisiklet sürüyordu .
Arkasında oturan Şevval gülümseyerek ona bakıyordu , üzerinede beyaz bir yazlık elbise giymişti. Meriç de ona gülümsedi sonra ona bir soru sordu .
- Şevval sen ne ara ayıldın ?
Şevval gülümsemesini hiç bozmadan cevap verdi .
- Ben hiç bayılmadım ki ayılayım. Ben hep senin yanındayım Meriç .
Biraz daha da bisiklet sürdükten sonra bir ağacın önünde durdular. Ağacın önünde çimlerin üstüne serilmiş kırmızı bir piknik örtüsü ve üstünde kırmızı bir piknik sepeti vardı. Meriç kaşlarını kaldırıp şaşkın bir şekilde ona gülümseyerek bakan Şevval 'e baktı.
- Bunları sen mi hazırladın ?
- Evet senin için hazırladım.
Şevval sepetten sandiviçleri çıkardı ve Meriç 'e kendi elleriyle yedirdi. Bir süre sonra yüzünde oluşan gülümseme ölücek olan birinin gülümsemesine dönüştü. Meriç 'in gözünden kaçmamıştı Şevval 'in gülümsemesi. Elini Şevval 'in çenesine koydu, kaşlarını çatıp ona baktı.
- Şevval iyi misin ?
Şevval 'in gözünden yaşlar gelmeye başladı.
- Meriç ,ben hep senin yanında olacağım sakın yalnız kaldığını düşünme olur mu ?
- Ama ben sensiz yaşayamam ki !
- Gitmek zorundayım sonra görüşürüz .
O sırada oldukları yerin biraz ilerisinden gelen dumanları gördüler. Şevval ağlayarak oraya giderken Meriç onu kollarından kendine çekti. Gözyaşlarını serbest bırakarak Şevval 'in kahverengi gözlerinin içine baktı.
- Yalvarırım beni yalnız bırakma Şevval ! Sen benim herşeyimsin !
Şevval parmağımı Meriç 'in ağzının önüne koydu ve diğer eliyle onun gözyaşlarını silerken sakinleştirmeye çalıştı.
- Hşt ! Sus bakiyim , beni engellersen sana küserim.
Meriç kocaman gözlere ona bakarken Şevval dumanların içinde kaybolmuştu. Meriç 'in ağzından acı bir feryat çıktı.
- Şevvaal !
...........
Meriç gözlerini açtığında ilk gördüğü şey bembeyaz olan tavan oldu. Sağında ise Erkan , Berk ve Bora durmuş ona bakıyordu. Meriç 'in aklına gelen ilk gelen şey Şevval 'di.
- Şevval 'in durumu nasıl ?
Bora ona haline üzülmüş bir şekilde bakıp cevap verdi.
- Durumu çok ağırmış. Dumandan bayağı etkilenmiş .
Meriç 'in gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. O sıra televizyonda açık olan haber kanalında Şevval ve Meriç 'ten bahsediliyordu.
- Evet sayın seyirciler, ilk haberimizle başlayalım. Bursa 'nın en zengin işadamlarından Cüneyt Açıcı 'nın Bursa Cankonak Villaları 'ndaki triplexs villasında bugün bilinmeyen bir nedende ötürü yangın çıktı. Yangın sırasında villada Açıcı 'nın en büyük kızı , 20 yaşındaki Şevval Açıcı 'nın olduğu öğrenildi. Şevval Açıcı sevgilisi Meriç Acar tarafından yangından kurtarıldı. İtfaiye ekipleri villaya gittiklerinde Meriç Acar 'ı ve Şevval Açıcı 'yı bahçede baygın buldu. Meriç Acar 'ın durumunun iyi olduğu öğrenilirken Şevval Açıcı 'nın durumunun ağır olduğu öğrenildi.
Televizyonda Şevval 'in siyah bir elbise giymiş ve saçlarını kıvırcık yaptığı resim gösteriliyordu. Kafasınada siyah şapkasını takmıştı.