Gitme! ( 1.Kitabın Sonu )

348 29 8
                                    

Multimedya Meriç ve Şevval(Arkadaşlar Wattpad hatasından ötürü bir sonraki bölümü bu bölümden önce okumalısınız.)
Jale zar zor uyandı çünkü iki gece önce hastaneden dönünce Meriç 'in Şevval ölmek üzereyken söylediği şeyler aklına gelince uzun süre uyku tutmamıştı . Dayanamamış ve o da ağlamıştı öyle ki Meriç daha çok ağlamasın diye yüzünü Erkan 'ın omzuna gömerek ağlamıştı. Erkan ona döndüğünde Jale onunda sessizce ağladığını farketti. Meriç 'le göz göze geldiğinde Meriç ona " Yalvarırım Jale bana Şevval 'in sadece uyuduğunu söyle ." dercesine bakmıştı. Meriç böyleyse kim bilir Erkan - R beni merdivenden attığında nasılda ağlamıştır diye düşündü. Üstüne mavi açık omuzlu bir bluz altınada mavi bir etek giydi . Elini yüzünü yıkayıp odasına geri döndüğünde bir el arkadan ağzını kapadı ve saçlarının okşandığını hissetti. El onun ağzını açtığında arkasını dönüp bir tane yumruk atacakken karşısındaki kişi ellerini tutarak onu engelledi.
- Yine mi gözüme yumruk atacaktın Jale ?
- Evet ! Yine nerden girdin ?
Erkan sırıtarak onu süzerken cevap verdi.
- Sence nerden girmiş olabilirim sinirli çıta -Mufak balkonunun kapısından ! Artık -R 'nin sen olduğundan şüphelenmeye başladım .
Erkan yüzüne şeytani bir gülümseme yerleştirip mavi gözlerini kocaman açıp sesini değiştirerek Jale 'yi korkutmaya çalıştı.
- Doğru tahmin . Baktım ki merdivenden atınca ölmedin ben de şarkı yarışmasının olduğu gün evine gelip öldüreyim dedim.
- Ayy Erkan yaa !
Jale gülme krizine grip yatağa oturdu ama o kadar çok kahkaha attı ki en sonunda yatağa düştü . Erkan da onun yanına yatarak gülmeye başladı.
- Ee prenses bugün için heyecanlı mısınız ?
- Evet . Özellikle senin süprizini merak ediyorum. Bir ipucu versen olmuyor mu ?
Erkan yine yüzüne şeytani bir gülümseme yerleştirip düşünüyormuş gibi yaptı ve "İpucu verirsem süpriz bozulur ." dedi.
-Off ! Neyse en azından 6 saat kaldı.
- Sen hangi elbiseni giyeceksin ?
Jale dolabına doğru yürüyüp kapağını açtı. Askıdan kırmızı, gelinlik gibi ve tülleri olan bir elbise çıkardı. Arkasını döndüğünde Erkan ona kocaman gözlerle bakıyordu.
- Hayırdır kankanın düğünü mü var Jale ?
- Hee kankamın düğünü var !
- Hayır resmen elinde gelinlik tutuyorsun ondan dolayı öyle dedim.
Jale gülerek Erkan 'a baktı ama Erkan ona hiçte iyi bakmıyordu.
- Söyleyeceğim şarkıda şarkıcı gelinlik giymişti. Hem de gelinlik giymeyi seviyorum.
- Niye daha önce hiç evlendin mi ?
- Hayır.
- O zaman nasıl gelinlik giymeyi seviyorsun ?
Jale iç çekip birşeyler mırıldandı. Erkan 'a dönüp şeytani bir bakış attıktan sonra telefonuna gelen mesaja baktı , mesaja cevap verirken gülümsüyordu. Erkan gözlerini kısıp ona baktı. Jale önüne döndüğünde Erkan soran gözlerle ona bakıyordu.
- Kim mesaj atmış ?
- Müge , yani ablam.
Erkan kısa bir süre tavana baktıktan sonra Jale 'ye döndü.
- Karnım aç , beraber kahvaltı yapalım mı ?
- Olur.
Erkan 'ı morali bozuk gibiydi ve Jale onun bakışlarından birşeyler olduğunu anlamıştı. Elleri Erkan 'ın ellerine gitti ve gözleri birbiriyle buluştu.
- Senin niye moralin bozuk ?
Erkan bakışlarını nevresime çevirip cevap verdi.
- Yok birşeyim benim , hadi kahvaltı yapalım.
Alt kata inerken Jale Erkan 'ın suçlu bakışlarından birşey olduğunu anlamıştı. Hatta bir ara Erkan 'ın gözlerinden gözyaşı aktığını görür gibi olmuştu. Kahvaltısını yaparken Erkan 'ın ona çaktırmadan baktığını biliyordu.
- Erkan niye böyle mutsuzsun ?
- Bir kötü rüya gördüm ondan böyleyim.
- Anlatmak ister misin ?
Erkan elindeki çatalla oynayıp cevap verdi.
- Yok, unuttum zaten.
Jale iç geçirerek cevap verdi.
- Eh öyle olsun o zaman .
...
Meriç gözüne gelen güneş ışığıyla uyandı . Elini yüzünü yıkayıp evde gezinirken masada bir not buldu.
" Ben Burçinlerdeyim ordan yarışmaya geleceğim. Ezgi ". Şevval 'in odasının kapısını açtı ama Şevval odada yoktu. Odadan çıktıktan sonra salonun bahçeye açılan camının açık olduğunu gördü. Ses çıkarmamaya özen göstererek dışarı çıktı. Şevval üstüne sarı bir gömlek ve siyah bir hırka , altınada kot pantolon giymişti. Onun telefonla konuştuğunu anlayan Meriç çalıların arkasına saklandı. Şevval 'in sesi üzgün çıkıyordu.
- Dün gece bir kabus gördüm. Meriçle evlenmişiz ve bir kızımız olmuş, aynı babasına benziyordu. Bir gece kızımın ağlama sesiyle uyandım karşımdaki beşikte gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Beşik cayır cayır yanıyordu !
Meriç 'e uyanması için bağırırken -R geldi. Yüzünde bir maske vardı kafasınıda siyah bir kapuşonluyla örtmüştü. Arka cebinden silahı çıkarıp Meriç ' i vurdu ! Ben artık Bursa 'da kalamam Jale . Meriç beni koruyamaz , Erkan seni merdiven olayında koruyamadı mesela. Meriç 'e şarkı yarışmasından sonra Ezgi 'yle Paris'e gideceğimi söyleyeceğim. Ev tadilat olana kadar orada kalırız.
Jale 'yle konuştuktan sonra bahçedeki koltuğa oturdu ve ağlamaya başladı.
- Yeter artık -R 'den nefret ediyorum! Bursa 'da kalmak istemiyorum ! Meriç 'i riske atmak istemiyorum ! Kabus görmek istemiyorum!
Şevval bunları söyledikten sonra dahada kötü ağlamaya başladı. Tüm olanları izleyen Meriç kaşlarını çatarak içinden " Gitmene izin vereceğimi mi zannediyorsun Şevval ?" diye geçirdi. Ses çıkarmadan içeri girip kendisini odasına attı. Yatağına oturup gözyaşlarını serbest bırakarak telefonundan Şevval 'le olan fotoğraflarına baktı.
- Sen de git zaten bende yalnızlıktan öleyim ! Bunca şeyden sonra beni yalnız mı bırakacaksın ? Hani söz vermiştik birbirimizi yalnız bırakmayacaktık.
Şevval 'le tartıştıkları günü hatırladı , Şevval taşları onun kafasına değil denize atmıştı. Ona kıyamadığı için yazlık evi terketmemişti. O olayı hatırladıktan sonra Meriç 'in kalbine bir ağrı saplandı. Birden bire kendisini Şevval 'in odasının kapısında buldu.
Kapıyı yavaşça açıp içeri girince Şevval ona korku dolu gözlerle baktı
ve yüzünü buruşturdu.
- Meriç sen ağladın mı ?
- Anlaşılan ağlayan bir tek ben değilim !
Şevval kaşlarını çatıp olan bitene anlam vermeye çalışırken Meriç odanın kapısını kilitliyordu. Bunu farkedince Şevval kafasını yatak başlığına dayayıp bağırdı.
- Meriç delirdin mi sen ?
- Evet , delirdim . Hem de senin yüzünden !
Şevval bunu duyunca sinirlenip Meriç 'in yanına gitti ve yakasından tutup bağırmaya başladı.
- Kendine gel Meriç ! Niye kapıyı kilitledin ?
- Sen de kendine gel Şevval ! Telefonda Jale 'ye dediklerini duydum !
Şevval 'in Meriç 'in yakasına yapışan elleri kaydı. Meriç ona sol kaşını yukarı kaldırmış bakarken o yatağın üstüne oturup kafasını tekrar başlığa dayadı. Meriç bıraktığı yerden ona hayalkırıklığıyla bakarken gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Meriç 'e dönüp sesini yükselterek konuştu .
- Gitmek zorundayım ! Artık dayanamıyorum ! Kabus görmekten bıktım !
Meriç onun yanına gelip kafasını yatak başlığına dayadı ve gözlerinin içine baktı.
- Sen benim kabus görmediğimi zannediyorsun ama ben de görüyorum. Her kabusumda senin öldüğünü görüyorum. Ama senin gibi gitmek istemiyorum !
Bunları söyledikten sonra Meriç 'in gözleri kapağı kapalı olan leptopa takıldı. Tam onu alacakken Şevval leptopu yanındaki komedinin üstüne koydu.
-Şevval ver şu leptopu !
- Ne yapıcan Twitter 'e mi giricen ?!
- Sen vermezsen ben alırım !
Şevval 'in engellemesine izin vermeden komedinin üstünden leptopu alıp , yerine oturdu. Kapağı kaldırınca Şevval 'e dönüp kaşlarını çattı.
- Vayy! Prensese bak Paris 'ten kiralık daire arıyormuş !
- Sanki sen burda beni koruyabileceksin Meriç !
- Eğer gidersen beni silahla kalbimden vurmuş olursun !
- Aaa o ne biçim söz öyle !
- Sen tartıştığımız gün bana ikiyüzlü diyince içim nasıl kötü oldu biliyor musun ?
Şevval daha dikkatli bakınca Meriç 'in gözünden yaşlar aktığını farketti. Onu öyle görmemek için yan gözle yanındaki telefonuna baktı. Ama bir el uzanıp telefonu çekmeceye koydu.
- Hey !Ne yapıyorsun sen ?
- Dikkatini bir tek bana vermeni istiyorum ! Sana bir soru sordum Şevval !
- Biliyorum zaten ondan seni o gün çabuk affettim yaa!
Meriç ellerini Şevval 'in elinin üstüne koydu .
- Birbirimizi hiç bırakmayacağımıza söz vermiştik , ne çabuk unuttun !
- Ama Meriç bunu yapmak zorundayım , daha fazla dayanamayacağım .
Meriç gözlerinden damlayan yaşlara aldırmadan Şevval 'in saçlarını okşamaya başladı. Daha sonra sesini yükselterek konuşmaya devam etti .
- Bunu daha 9.sınıftayken beni teselli eden Şevval mi söylüyor !
Son dediği şey Şevval 'in içinin tuhaf olmasına yetmişti. İçini çekerek cevap vermeye çalıştı.
- Meriç, ben...
- Orçun olayını düşün , öyle kararını ver. Beni öldürmek mi yoksa yaralarımı sarmak mı ?
Şevval gözyaşlarını silerken 5 yıl öncesini düşünmeye başladı.
5 yıl önce
Şevval kulaklığını takmış Bursa'nın geniş sokaklarında yürüyordu. Kendisini müziğe kaptırırıken okulunun karşısındaki köprüde olduğunu fark etti. Köprünün mavi korkuluklarına tutunarak adımlarını yavaşlattı ve havayı içine çekti . Okulun bahçe kapısından girerken bir tek sınıfından kendisinin geldiğini fark etti. Özel Toprak Müzik Lisesi tabelasının yanından geçerken saçlarını düzeltti. Sınıfındaki karanlığa aldırmadan dolabına anahtarı soktuktan sonra arkadan biri ağzını kapatınca çığlık attı. Arkasını dönünce kahverengi saçlarını düzelten ve gözlüğünün altındaki kahverengi gözleriyle ona bakan Özcan 'la karşılaştı.
- Özcan seni instasnap yapa yapa döverim ! Ben bu tür şeylerden korkuyorum bilmiyor musun ?
- Tamam prenses ya ben de şaka yaptım . Yaptığıma pişman etme beni.
- Sen niye ışığı açmadın, karanlıkta duruyorsun ?
Özcan sırıtarak onu süzdü ve cevap verdi.
- Ben karanlığı severim prenses hâla öğrenemedin mi ?
O sıradan kapıdan içeri Sema girdi .
Sarı kıvırcık saçlarını savurarak kahverengi gözlerini telefonundan kaldırmadan sırasına oturunca Özcan Şevval 'e ses çıkarma işareti yapıp Sema 'nın yanına gidince ellerini omzuna koydu. Sema yerinden sıçrarken az daha İphone 'sini düşürüyordu . - Özcan seni öldürür damatlık giydiririm. Telefonuma bir şey olsaydı seni boğazlardım !
- Sen ne giyeceksin gelinlik mi ?
- Özcan !
Şevval dolabına yaslanmış onları gülerek izliyordu.
- Ayy benim Şevvalim burdaymış yaaa! Özcan gidip Şevval 'e sımsıkı sarılırken içinden "Deli Sema ne olacak "diye geçirdi. Bir süre sonra sınıfa Melih'le Esra girdi. Melih Özcan'ın yanına giderken Esra Şevval 'le Sema'nın yanına gitti . Kızıl saçlarını özenle taramıştı ve siyah renk beyaz nokta desenli elbisesini düzeltirken mavi gözlerini telefondan ayırmıyordu. Sırasına çantasını bırakıp ,telefonundan başını kaldırınca Şevval 'i hayranlıkla süzdü.
- Şevval ne kadarda güzel olmuşsun .
Şevval üstüne gül desenli , açık omuzlu, beyaz ve püsküllü bir bluz altınada mavi bir pantolon giymişti.
- Sağol kanka bu benim her zaman ki halim.
- Esra! Şevval güzelde ben çirkin miyim ?
Sema 'nın isyanına gülmeden edemeyen Esra onun ciddi bakışlarıyla karşılaştı.
- İlk Şevval 'i gördüm ondan öyle dedim. İkinizde benim best friendimsiniz .
- Ayy ponçik kankam yaa!
- Öyleyimdir.
Esra telefonuna gözlerini kocaman açarak baktı. Telefonunu gözüne yaklaştırdıktan sonra olduğu yerde dans etmeye başladı. Sema , Şevval , Melih, Özcan ve sınıfa yeni giren Adem ona deliymiş gibi bakıyordu. En sonunda Şevval dayanamadı.
- Esra telefonda ne gördünde böyle mutlu oldun ?
- Ay kanka hiç sorma ! Bizim yan sınıfın yakışıklısı Cenk var ya instangramdan beni takibe başlamış !
Melih bunu duyunca iç çekip Esra 'ya döndü.
- Görende fanı olduğun yabancı bir şarkıcının onu etiketlediğin fotoğrafını beğendiğini zanneder.
Esra somurtarak Melih 'e baktı.
- Kıskanıyosun oğlum.
- Niye kıskanayım seni ? Şu kapıdan çıksam peşimden bir sürü güzel kız gelir.
Esra omuz silkerek Şevval ve Sema 'ya döndü.
- Gelin üçümüz selfie yapalım. Belki beğenir.
Sınıfın kapısının önüne geçip üçü birden poz verdi .
Esra tam instangramda fotoyu paylaştıktan sonra yerinde dans etmeye başladı.
- Yess! Beğendi, birde yorum yaptı. Demiş ki " Ravza çok güzel çıkmış ."
Ravza mı !!
- Nihayet fark ettiniz geldiğimi .
Arkalarını döndüklerinde Ravza beyaz renk ve kırmızı şeritli elbisesinin bel kısmındaki kırmızı fiyonkla oynuyordu.
- Ravza seni öldürücem !
- Niye ki ?
- Yan sınıftaki Cenk fotoma" Ravza güzel çıkmış " yazmış!
- O benim abim olduğu için olabilir mi ?
- Neeee!
- Evet öz mü öz abim selfielerimiz var göstereyim istersen.
Esra daha bir şey demeden Ravza telefonunu çıkarıp Cenk 'le selfielerini gösterdi.
- Ravza artık sen de best friendimsin . Şevval senin ki nerde ?
Bunu duyunca Şevval şaşkın bir şekilde Esra 'ya baktı.
- Senin ki derken ?
- Neydi onun adı ? Ha ! Hatırladım Meriç.
- Yaa tamam hoşlanıyorum ondan ama o benden hoşlanıyor mu bilmem .
- Dün sen kitap okurken sana bakmadan duramadı.
- Normal beni izlemesi çünkü yanımda oturuyor. Hem baksa bile bana değil kitabın adına bakmıştır
- Tabii canım yanında güzel bir kız otururken kitaba bakacak !
O sırada kapı açıldı ve içeri Meriç girdi .
- Günaydın gençler.
- Günaydın.
Meriç Şevval 'in yanındaki yerine otururken kulağındaki kulaklığı düzeltti. Çaktırmadan Şevval 'i süzdü bugün yine çok güzeldi. O bunları düşünürken Şevval yanına gelip matematik kitabını çantasından çıkarmıştı
- Meriç matematikte bir soruyu anlayamadım da sana sorabilir miyim ?
Meriç bunu duyunca yüzüne bir gülümseme yerleştirip cevap verdi.
- Tabii ki sorabilirsin .
Şevval matematik kitabının 50. sayfasını açıp 5.soruyu işaret etti.
- Şu kümeler konusuyla ilgili soru. Hem iki katıdır demiş hem yarısı demiş. Ben de yapamadım işte.
- Tamam ben sana anlatayım , anlamazsan yirmi kere olsa bile tekrar anlatırım.
Meriç soruyu en detayına kadar Şevval 'e anlatarak çözdü.
- Bu işlemin sonucu 6 çıkar. Yarısı dediği için 2'ye böleriz ve sonucu 3 buluruz. O zaman kesişimleri yani cevabımız 3 olur. Anladın mı ?
- Evet .Çok teşekkür ederim.
- Ben de sana Edebiyat 'dan bir soru sorabilir miyim ?
- Tabii ki sorabilirsin.
Olumlu yanıt alınca Edebiyat kitabının 20 . sayfasından 3 .soruyu işaret eden Meriç Şevval 'in ona soru sormasına çok sevinmişti.
- Cevap lehçedir. Çünkü Barış Hoca "Lehçe bizim büyük abimiz olduğu için bizden ayrılmıştır" demişti . Başka sorun var mı ?
- Yok , teşekkür ederim.
Meriç sol kaşını yukarı kaldırmış ona bakıyordu. O da Şevval 'den hoşlanıyordu. Şevval ne zaman gülümserse o zaman mutlu oluyordu. Melih yanlarına gelip kısık bir kahkaha atarak onlara baktı.
- Sizde yalnız bırakınca ders çalışıyorsunuz .
- Öyleyizdir . İlk ders ne ?
- Resim.
Meriç içten içe mutlu oldu çünkü resim dersinde en sevdikleri sınıf arkadaşlarını çizeceklerdi. Tabii ki de Şevval 'i çizecekti ama o Şevval 'in onu çizmemesinden korkuyordu.
Düşüncelerini yanlarına gelen Esra böldü.
- Şevval kanka sen kimi çizeceksin ?
- Hoşlandığım kişiyi.
Meriç içi açılıp ağır bir yük koyulmuş gibi hissetti. İçinden " Sevgilisi varmış yaa ! " diye geçirdi.
- Haa anladım kanka .
Esra Şevval ' e göz kırpıp yerine geçerken Meriç, Şevval 'e sevgilisi olup olmadığını sormamak için kendini zor tuttu.
- Şevval senin sevdiğin biri olsa ama ona aşkını itiraf edemezsen ne yaparsın ?
Bu soruyu duyunnca Şevval Meriç 'in kahverengi gözlerinin içine gülümseyerek baktı
- Zaten öyle yapıyorum. Kimi zaman söylesem mi diyorum kendi kendime. Ama sonra diyorum ki Şevval o senden hoşlanmıyordur.
Meriç kaşlarını kaldırıp ona şaşkınlık dolu bir bakış attı.
- Ya hoşlanıyorsa ?
- O zaman itiraf etsin. Ben de onla sevgili olayım.
- Ya utanıyorsa ?
- Ben utanılacak bir insan değilim.
- Ben de değilim ama bazı insanlar benden utanıyor.
- Kimler ?
Meriç tam Şevval 'in sorusuna cevap verecektiki Resim hocası derse girdi.
- Oturun gençler, oturun. Eee hangi arkadaşlarınızın resmini çizeceğinize karar verdiniz mi ?
Bütün sınıf aynı anda cevap verdi .
- Evet hocam !!
- Hadi şimdi çizmeye başlayın bitirince arkadaşlarınıza teslim edin.
Meriç eliyle kağıdını kapatıp Şevval 'in resmini
çizmeye başladı . Şevval de aynısını yapıp Meriç 'i çizmeye başladı.
Meriç resmini bitirip çantasından tükenmez kalem alırken Orçun geldi. Resmini bitirmekle meşgul Şevval 'e çaktırmadan Meriç 'in çizdiği resimle kendi çizdiği resmin yerini değiştirdi. O şeytani bir bakış atıp yerine geçerken Meriç arkasını dönmeden Şevval 'e seslendi.
- Şevval resmime bir bakar mısın ?
Resmini bitirip Meriç 'in resmine baktı.
- Seni güzel çizmiş miyim ?
- Ben yılan mıyım ? Benim ne kötülüğümü gördün !!
Tam o sırada zil sesi duyuldu, hoca sınıftan çıktıktan herkes Şevval 'in bağırmasından korktu.
- Şevval o resmi ben çizmedim.
- Tabii canım ben akıl hastasıyım o zaman ! Tam bir ikiyüzlüsün !
Şevval bağırarak onu karşısındaki duvara itti. Eline kurşun kalemi ve resmini alıp karşısına geçti . Tam kalemi Meriç 'in boğazına saplayacakken vazgeçti.
- Artık senden nefret ediyorum Meriç Acar !
Şevval konuşurken ağlıyordu , Meriç ise olayın şokundan çıkamamıştı.
- Ben çizmedim diyorum sana . Bana güven artık Şevval !
Meriç 'in yalvaran ses tonuna Şevval yüksek sesle bağırarak cevap verdi.
- Sen benim için öldün Meriç !
Sesi öyle şiddetli çıktı ki olayı izleyen Nesrin çığlık atarak yanında oturan Rabia 'nın üstüne atladı.
- Ayyy Nesrin niye üstüme atladın ?
- Şevval bağırınca hiç iyi şeyler olmaz ! Bence Meriç 'e bir fatiha okuyalım.
- Haklısın Şevval bu sinirle cinayet işler !
Şevval artık sinirden deliye dönmüştü. Orçun Meriç 'e şeytani bir bakış atıp elindeki resmi Şevval 'e gösterdi.
- Bir saygısız için bu kadar üzülme Şevval ben senin resmini yaptım.
Şevval Orçun 'a teşekkür ederken Meriç kendi resmini tanımıştı.
- O resmi ben çizdim!
- Ben de inandım ! Yalan söylerken bile saçmalıyorsun !
Bunu söyledikten sonra Meriç için çizdiği resmi yırtıp yere attı . Meriç tüm olanları şok içinde izlerken Şevval elindeki kalemi onun boğazına doğru götürdü sonra geri çekti .
- Kaleme yazık ! Hoşlandığım kişi değilsin , nefret ettiğim kişisin artık !
- Şevval bana güven artık ! Orçun resmimi çalmış işte !
Şevval ona güvenmediğini belirten bir yüz ifadesiyle kapıya doğru yürüdü. Meriç sinirle Şevval 'i kendine çekti ve kaşlarını çatıp onun gözlerinin içine baktı.
- Benden nefret edemezsin !
- Ederim. Bal gibide ederim !
Meriç 'in ellerini ittirip sınıftan çıkarken Esra 'ya döndü.
- Kaküllü prenses sen bana Meriç senden hoşlanıyor demiştin ama bak hoşlanmıyormuş.
- Kanka özür dilerim.
- Senin bir suçun yok , boşuna üzülme.
Meriç öylece kalakalmıştı karşına geçmiş ona bakan Nesrin sayesinde kendine geldi.
- İnşallah Şevval 'in ağlayan yüzü kabuslarına girer. İnşallah R 'leri
söyleyemezsinde adını soranlara Meyiç Acay dersin.
Ondan sonra Meriç ' e sert bir tokat
attı ve suratına tükürdü.
Özcan gelip elini Meriç 'in omzuna koydu.
- Kanka Şevval 'e yılan denir mi ?
Artık Meriç 'in gözünden yaş damlaya başlamıştı.
- O resmi ben çizmedim. Orçun resmimi çalmış !
Hepsi ona inanmadıklarını belirten bir bakış attı .
- Yaaa ben yapmadım diyorum!
Ravza yanına gelip ona acıyan gözlerle baktı.
- Meriç kanka Şevval yalnız kalmayı sevmez. Tek başına olduğu yerlerde aklına Şeyma geliyor .
- Şeyma ?
- Bilmiyor musun ? Şevval 'in ölen ikizi. Şevval ve Şeyma 12 yaşında evde gezinirken babalarının silahını bulmuş. Şeyma silahı eline almış Şevval 'de tehlikeli diye onu uyarmış. Bırakmayınca elinden almaya kalkışıncada Şevval silahı ele geçirdiğinde yanlışlıkla onu vurmuş. O zamandan beri yalnız kaldığında Şeyma 'yı görüyor. Ara sıra bizleyken de görüyor.
- Bana bunu nasıl söylemez.
- Kızın soyadı Açıcı diye dertlerini herkese açacak mı sandın ?
Meriç gözlerini yerden ayırmadan cevap verdi.
- Bu olaydan sonra bana güvenmez zaten.
- Ben Merve ve Jale'yle onu biraz sakinleştiriyim . Sonra sen de gel özrünü dile ondan.
Ravza , Merve ve Jale çıktıktan sonra Orçun Meriç 'in yanına geldi ve yüzüne şeytani bir gülümseme yerleştirip ona baktı.
- Şevval artık sana güvenmeyecek.
- Resmimi çaldın !
- Şevval sana asla güvenmeyecek. Çünkü yetim zaten terbiye görmemiştir diye düşünecek.
- Şevval öyle bir şey düşünmez !
- Sana dediklerini duymadın mı ? Artık senden nefret ediyor.
- Hepsi senin yüzünden !
Orçun bunu duyunca Meriç 'in gözüne yumruk attı. Yumruğun etkisiyle yere düşen Meriç dayanamayıp gözyaşlarını serbest bıraktı.
- Aaa ne oldu Meriç yenildiğini mi kabul ediyorsun yoksa !
Meriç zihninden Şevval 'in ona bağırışını atamıyordu. Orçun yüksek sesli bir kahkaha atıp sınıftan çıkarken Kerem sınıfa girdi. Olanları bildiğinden Meriç 'i yerden kaldırdı.
- Meriç sana bir şey vermem gerekiyor . Verdiğim şeyi Şevval 'e götür.
- Ama bana güvenmiyor ki !
- Sen dediğimi yapınca sana güvenecek.
- Ne yapacağım ?
Kerem Meriç 'e en uzun ayrıntısına kadar anlatırken Meriç ise planın tutması için dualar ediyordu.
- Peki ders ne olacak ? Yok yazılmayalım.
- Fizikçi hastaymış ondan ders boş.
- Peki Şevval 'in yanındaki kızlar ne olacak ?
- Onlara mesaj attım. Şimdi onun yanından çıkıyorlar.
Meriç yerine oturup zilin çalmasını bekledi. Zil sesini duyar duymaz sınıfın kapısından fırladı. Koridor boştu böylece kimseye yakalanmazdı. Çatıya geldiğinde etrafta kimse yoktu ve kapı açıktı .
Meriç içeri girdiğinde Şevval ona kaşlarını çatıp baktı ve yanından geçip kapıya doğru yürürken Meriç onu kendine çekti ve cebinden çıkardığı kulaklığı Kerem 'in ona verdiği telefona taktı. Şevval 'in şaşkın bakışları karşısında kulaklığın bir tanesini kendi kulağına bir tanesini de Şevval 'in kulağına taktı. Telefonun ekran kilidini açıp gözlerinden akan yaşları silip Şevval 'e baktı. Kulaklıktan gelen sesi dinleyince Şevval 'in gözleri şoktan kocaman oldu ve Meriç 'e utanç dolu bir yüz ifadesiyle baktı. Orçun 'un Meriç 'e dediklerine inanmak istemiyordu.
Meriç 'in ağladığını görünce hemen ona sarıldı.
- Şşt ! Tamam yanlış anlaşılma olmuş . Özür dilerim sana güvenmeliydim. Hadi ağlama artık seni hâla seviyorum.
Meriç Şevval 'i serbest bırakıp onun kahverengi gözlerinin içine bakarken gökten yağmur damlaları düşmeye başladı.
O sırada terasın kapısının önünde onları izleyen Esra seslendi.
- Ooo yağmurda yağsın tam aşk dizisi gibi olsun.
- Yaa tamam geliyoruz.
Meriç elini Şevval 'in sırtına koyup kapıya doğru yürürken Şevval birden arkasını dönüp eski oturduğu yere doğru döndü ve korku dolu bir bakış attı. Meriç onun Şeyma 'yı gördüğünü anlamıştı ama fark etmemiş gibi yaptı.
Sınıfa girdiklerinde sınıfın tüm erkekleri Orçun 'un başındaydı .
- Şevval kanka bu Orçun 'u dövelim mi ?
- Olur .
- Bence Sema dövsün birde damatlık giydirsin.
- Ayyy Özcan yaaa !
....
Meriç kaşlarını çatıp duvara kafasını vurmaya başladı . Şevval 'in geçmişi hatırlamasını beklerken yerinde duramamıştı . Şevval ise ağlayarak karşısındaki banyo kapısına bakıyordu. Birden bire yerinden kalkıp oraya doğru yürümeye başladı. Sesi titreyerek Meriç 'e dönmeden konuştu .
- Seni ben öldürmedim!
Meriç şaşkınlıkla onun yanına gitti.
- Şevval ben zaten yaşıyorum.
Şevval onu duymamış gibi yere oturdu.
- Şeyma seni ben öldürmedim . Silahı elinden almaya çalışırken yanlışlıkla vurdum . Ben katil değilim anladın mı ? De-ği -lim !

Ergen Yalancılar 1.kitap(Tamamlandı ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin