sixth whisper

491 70 9
                                        

"Bana mesaj atmayacak mısın?"

Önündeki ders kitaplarına o kadar çok gömülmüştü ki kulağına gelen fısıltıyla yerinden sıçramıştı. Normalde fısıltılara alışıktı ama böyle bir işe çok yoğunlaşmışken bir anda duyunca yerinden sıçramasını engelleyemiyordu.

"Hah, neden mesaj atayım ki sana? Neyinim ben senin?"

"İşini bitirince mesaj atacağını söylemiştin."

Tamam, şimdi iş giderek korkunç bir hal alıyordu. Sanki HoSeok telepati yoluyla onunla konuşuyor gibi hissetmişti ve bu bedeninin istemsizce titremesine sebep olmuştu. Zaten bu fısıltılar onu yeterince korkutmaya başlamıştı. Çünkü bu duyduğu fısıltıların hastalığıyla bir alakası olmadığını öğrenmişti. Giderek paranoyaklaştığını hissedip kafasını hızla iki yana salladı.

"Benden ne istiyorsunuz?"

"Ölmeni."

Bu sefer başka bir fısıltı karşılık vermişti. Bu fısıltıdan gerçekten nefret ediyordu. Onun yerine HoSeok'la telepati yapıyormuş gibi hissettiren fısıltıyı tercih ederdi.

"Ne zaman intihar edeceksin?"

Bu diğer fısıltı ona her zaman bunu sorardı. Ve garip bir şekilde bu onu oldukça derinden yaralardı. Sanki daha yeni kabuk bağlamış yaranın kabuğunu kaldırır gibi acı veriyordu ve sonrasında ise kanamayı durdurması uzun zaman alıyordu. Bir anda neden bu negatif fısıltıları duyduğunu da anlayamamıştı. Onları kafasından uzaklaştırmak için HoSeok'a mesaj atmaya karar verdi.

ChangKyun: Hey! Rahatsız etmedim umarım.

HoSeok: Ah, hayır. Tabi ki de etmedin.

ChangKyun: Şey ben biraz kafamı dağıtmak istemiştim. Bana yardımcı olabilir misin?

HoSeok: Bir sorun mu var?

ChangKyun: Şu fısıltılar moralimi bozmaya başladı da.

Susurrous [WonKyun]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin