Beddua Yerini Buldu..

257 62 10
                                    

Selamun Aleykum Kardeşlerim
Şimdi paylaşacağım yazı alıntıdır..

Bir beddua bir örgütü çökertti!
24 Temmuz 2016 Pazar 08:07
17 sene evvel “Minareler süngü, kubbeler miğfer” dediği için cezaevine atıldı. Bugün bu mısralar “tüm meydanlarda” marş olarak okunuyor!

Oysa her şey beddua ile başlamıştı: “Allah bizi de onları da yerlerin dibine batırsın.. evlerine ateşler salsın.. yuvalarını başlarına yıksın.. birliklerini bozsun.. duygularını sinelerinde bıraksın.. önlerini kessin.. bir şey olmaya imkan vermesin.. allahümme yeksirlihum.. ve zelziluhum…”

Beddua edeni buldu, kötü söz sahibine döndü! TSK askerinin üniforması ve helikopteriyle Yunan’a sığınarak yerlerin dibine battılar.. Binlercesi tutuklanarak kendi kendilerine ateşler saldılar.. TSK içinde yuvaları başlarına yıkıldı.. Devlet kurumlarında ele geçirdikleri birlikleri bozuldu.. Bütün duyguları sinelerinde kaldı.. Tanklarla çıktıkları caddelerde millet tarafından önleri kesildi.. Bir şey olmalarına imkan verilmedi..

Şimdi süreci madde madde okuyalım. İŞTE 15 TEMMUZ DARBE KALKIŞMASI’NIN ANLATTIKLARI:

* Seküler kesim yıllar boyunca darbenin sadece edebiyatını yaparken; “eli Kur’anlı, dili dualı, kalbi imanlı” muhafazakâr dindar kesim darbenin defterini dürüp ellerine verdi.

* “Haram lokma yemedik” diye şov yapanlar, 250’ye yakın insanımızı şehit etti.

* Erdoğan’a “Hırsız-katil” diyenler; tank “çaldı” ve masumları “katletti”; kamu malını yağmaladı.

* “Recep Tayyip Erdoğan halkı kutuplaştırıyor” diyorlardı; ama halk Erdoğan’ın bir cümlesiyle parti ayrımı yapmadan sokağa çıktı. Devletin kurumlarına değil, direkt bu kurumların sahibi halka seslenildi.

* Millet-asker-polis-hükümet-muhalefet tek yürek oldu.

* Dünyada “ilk kez” bir lider, darbecilerin kullandığı jetlerin arasından geçip milletine koştu.

* PKK’nın 40 yıldır neden bitirilemediği ve çukur zaafının sebebi daha iyi anlaşıldı.

* Camilerden, Cumhuriyet Tarihi’nde “ilk kez” namaz vakitleri dışında “selalar ve ezanlar” okundu. Gecenin 3’ünde, 4’ünde minarelerden okunan teşrik tekbirleri “Bir millet diriliyor” anlamındaydı.

* “Dantelli kefen” diye dalga geçtikleri yiğitler, al bayraklı kefenlere sarıldılar.

* Kendileri Gezi Parkı’nda gâvurla kol kola girip tiyatro oynayan içimizdeki hain hokkabazlar; milletin darbeye direnişini de tiyatro sandı. Odun için değil ezan-bayrak için mücadele edildi.

* Geziciler; “Toma geliyor kaçalım” derken, sokaktaki gerçek vatandaş “Tanklar geliyor yakalayalım” dedi. Fark çok net okundu!

* Gezi’de gaz sıkan polise “Ama o emir altında” demeyenler; millete helikopterden kurşun yağdıran adama “Ama o emir kulu” dediler. Millet bu hileyi çok iyi gördü!

* Geceye güvenip darbe yapmaya kalkanlar, milletin ezan ve bayrakla geceyi aydınlatacağını hesaba katamadılar. Milletin özgürlüğüne ve iradesine dokunanların hesabı sokaklardan döndü.

* Bütün bir millet meydanlara akın etmesine rağmen ne otobüs durağı yakıldı ne bankalar taşlandı. Tanklara karşı molotof atılmadı. İnsanlar; “inadına” değil “inancıyla” hareket ettiler.

* “Çobanın oyuyla benim oyum bir mi?” diyen çukurumsuların hiçbiri meydana çıkmadı. Esnafı haraca bağlayan abiler, bankada cevşen okuyan ablalar da meydanda yoktu.

* Darbeyi, uyduruk sanatçı duruşu ve akademisyen bildirileri değil, millet önledi. Elitler olmadan da demokrasi olabileceği anlaşıldı.

* Meydanlara “anarşistçe” değil “ailece” inildi.

* “Ülke yönetimine yurt genelinde el koyduk, evden çıkmayın” diye bildiri okutanlar, halktan darbeyi yedikten sonra “Emir kuluyuz” demeye başladı.

* Kalkışmadan önce Erdoğan’a “yatakta basıp, şafakta asacağız” diyenler şafakta basıldılar; ava giderken avlandılar.

* Öcalan’a “Abdullah” ismi yakıştırılamayıp APO dendiği gibi; Gülen’e de “Fetullah” ismi yakıştırılamayıp FETO denmesi tüm toplumca tescillendi.

* “Pensilvanya’da oturduğum evin odasının kirasını emekli maaşımla ödüyorum” diyerek yüzyılın algı yönetimine imza atan Gülen’in emekli maaşı kesildi.

* Tanklara karşı kamyonlar zafer kazandı. İmanlı göğüsler her işin üstesinden geldi.

* Abdülhamid Han, Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu dualarla anıldı. Millet onların meydanlarını boş bırakmadı.

* 100 yıl aradan sonra yine, yeni, yeniden bir tarih yazıldı.

Allah a Emanet olun Kardeşlerim

Müslüman Uyanık OlmalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin