2

75 20 8
                                    

Tam beş ay evden çıkmadan her işimi siparişle hallettim. Bazen en yakın arkadaşım Okan gelirdi ve istemeyeceğim kadar içki getirirdi. Her hafta yanıma uğrar ve konuşmam için uğraşırdı. Şimdi daha iyi anlıyorum,Buğu sayesinde kazandığım en iyi arkadaşlık buydu. Okan'ın yerinde bir başkası olsaydı yüzüme bakmazdı ama o beni hiç yalnız bırakmadı.
Ve bugün tam bir yıl oldu.
Birgün bütün bunları dile getirmem gerektiğini biliyordum. Kimseye anlatamayacak kadar canım yanıyordu ama yazarsam belki geçer diye düşündüm. Buğu bana güvenmişti. Bugüne kadar hic sevgilisi olmamış,ilk defa benim elimi tutmuştu.
Neden kimseye güvenmediğini sorduğumda ağlamaya başlamıştı. İlk defa bir kadının yanında ne yapacağımı şaşırmış,susup kalmıştım. On dakika kadar ağlayıp anlatmaya başlamıştı.
"Babam. Her kızın ilk prensi,ilk yarası,ilk acısı. Ama benim babam beni hiç üzmedi. Öldüğünde sekiz yaşında bir çocuktum. Annemle ayrıldıklarından hemen sonra bir başka adamla evlenmiş. Elimde sadece düğün fotoğrafları var. Babam birden hastalandı. Bana bir defter bırakmış. On sekiz yaşına gelene kadar açma demişti. Ölmeden önceki son bir ay her zaman yanında durdum. Bazen o kadar çok konuşurdum ki beni kovmak zorunda kalırdı. O günlerden sonra pek konuşmadım. Bir de söz verdim babama Alaz... 'Asla bir erkeğe güvenmeden onun elini tutma,bir erkek için yeterince ağladın. Bana başka bir erkek için ağlamayacağına söz ver' demişti. Bir babanın hayatın boyunca senden istediği tek şey. Yapmaz mısın?" Bu nedenle kimseyle evlenmeden beraber olmuyordu.  Kimse için ağlamak istememişti. Bana ne kadar güvendiğini hatırladıkça intihar etmek istiyordum ama yapamıyorum. Bu kadar korkak bir adam olmak inanın çok zor.

Onu aldattığım gece her şeyin çok güzel olması gerekiyordu.
Şirkette terfi almıştım ve Buğu 'ya evlenme teklifini nasıl edeceğimi düşünüyordum. Yeni katıldığım için bir iş yemeği düzenlendi ve bizde katıldık. Buğu olmadan hiçbir yere gitmezdim. O benim ailem olmuştu,ben onun her şeyi.

Çalışmaya başlayalı iki hafta olmuştu ama Hüma her an yanımda olurdu. Buğu akşamları gelen mesajların ve aramaların oldukça farkındaydı ama kıskanmamak için elinden geleni yapıyordu. Ona aramızda bir şey olmayacağına dair sözler vermiş,eğer olursa ilk ona söyleyeceğime inandırmıştım. O akşam Hüma sürekli bana bakıyordu ve Buğu bunun farkındaydı.
"Alaz bu kadın sana bakmaya devam edecekse ben gidiyorum." diye kulağıma tıslamış ve bende bundan hoşlanmadığımı bakışlarımla belli etmiştim.
Aradan geçen yarım saatte Buğu daha çok sinirlenmiş ve bana bakmaya başlamıştı. "Güzelim ne oldu yine?"
Sinirlendiğinde gözleri dolar ve kendi saçlarını çekerdi.
"Eğer bana biraz değer veriyorsan şimdi bu masadan kalkarsın."
O kadar net söyledi ki bunu,ona aşık Alaz hemen kalkardı. Ama o gece ki ben yapmadım. "Bak güzellik bu yemek benim için düzenlendi. Sence kalkmam ne kadar doğru olur?" dediğimde yüzüme bile bakmadan masadan kalktı. Açıkçası kendimi affettiririm diye pek umursamadım. Bütün gece içki içip Hüma'nın arzu dolu bakışlarına karşılık verdim. Saat gece yarısına geldiğinde yanıma oturup kulağıma gayet cazip sözler söylemeye başlamıştı.
"Senin yavru kuş yuvayı terk etti sanki." dediğinde ikimizde kahkaha atmaya başladık. Buğu'nun yoğun ilgisi beni öyle bunaltmıştı ki ondan uzak kalmak beni rahatlatıyordu.
Sabah uyandığımda eve nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Tek hatırladığım şey Buğu'yu üzmüş olmamdı. Yatağa oturup düşünmeye başlamıştım,yanımda birinin yattığını fark etmeden.
Birden kapı açıldığında içeri Buğu girdi. Gözlerinde daha önce görmediğim bir bakış vardı. Kapıyı o kadar sert açmıştı ki Hüma uyandı ve doğruldu. Ben bunu yapmış olamazdım. Buğu'ya bunu yapacak kadar kötü biri değildim ben.
Hüma tekrar yatağa yatmış gülüyordu.
Hayatımda asla unutmayacağım o sözleri duymuştum.
"Vicdan yapıp buraya geldim bende. Ne kadar aptalım Alaz. Babama ihanet ettim senin yüzünden. Sana haksızlık ettiğimi düşünüp kahvaltı hazırlayacaktım. Seni bırakmazdım ben. Seviyordum seni,aptal bir kıskançlık yüzünden senden vazgeçmezdim. Ben... ben ağlamayacaktım Alaz. Ne oldu bize? Niye yaptın bunu? Bu kadın için mi beni harcadın? Bir daha bana ulaşamayacaksın. Hüma kızıl bir kuş,yaksın seni alev alev. Umarım pişman olmazsın Alaz. Eğer pişman olursan bir işe yaramaz zaten. "
Anahtarı yatağa attıktan sonra çıkmıştı evden. Ağlıyordu. Onu ağlatmayacağıma dair söz vermiştim. İlk defa elimi tutmuştu,ilk defa sevmişti. Onun ağlamasına izin vermeyecektim. Ben onu ağlatmadım , paramparça olmasını sağladım... Onu bir hafta boyunca aradım, her yere baktım,bütün arkadaşlarının evini talan ettim. Numarasını değiştirmiş,taşınmıştı. Dediğini yapmış,bir daha ona ulaşamamamı sağlamıştı.

Bugün bunları yazarken pişmanlığımdan birazcık bile azalmadığını fark ediyorum. Birbirini seven iki insan olmak bir mucizeyken bunu mahvetmek sadece aptallıktır. Ben onu aylardır görmüyorum. Yüzüne hasretim,sesini unuttum. Sesi. Bana şarkı söylemişti.

Az önce yerimden kalkıp bana şarkı söylediği CD 'yi aramaya başladım. Bütün kitaplarım yerde. Umrunda değil. Bulana kadar durmadım.
O CD'yi asla atmayacağımı biliyordum. Buğu'nun en sevdiği şiir kitabının arasında buldum. Şuan başa sarıp sarıp izliyorum. O gün bana bir sürpriz yapmıştı.
Evde her yere şiir yazmış,elinde gitarı beni bekliyordu.
Eve girdiğimde karşısında duran kameranın kayıt düğmesine basıp yerine oturdu.

"Yar gidiyor musun?
Gitme; içimde bir korku var
Biliyor musun? Böyle başlar ayrılıklar
Gel biraz; kokunu bırak
Baharımı al; soğuktur oralar Ağlıyor musun? Ağlama: hayırlar uğurlar
Gurbete giden döner mi dönmez mi? Belli değil bilirim
Ben bir karaağaç gölgesi buldum
Cebimde ümitlerim"

En sevdiği şarkıydı bu. Şarkı bittiğinde yanına oturup ona bakmaya başlamışım.
"Hadi sende en sevdiğim şiiri oku bana" demişti.

"Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü 
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi 
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü 
Bir başka türlüydü bu insanlar 
Sen bir başka türlüydün 
Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi 
Gözlerin gözlerimde erimekteydi 
Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun 
Beni bırakma diyordun "

Alnına bir öpücük bırakıp ona sarılmış sonra da kaydı kapatmıştım.

Onun sesini unutmak nefesimi kesiyordu.Sesini hatırlamıştım.

BuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin