MEDYADAKİ ŞARKIYI KESİNLİKLE DİNLEYİN
Yıldızları güzelleştiren, gözümüze görünmeyen çiçeklerdir...(KÜÇÜK PRENS)
"Rüzgarım"
Duyduğum kelime karşısında şaşırdım. Kafamı yan tarafıma çevirip Mirzaya baktım. Kafasını duvara yaslamış , gözlerini kapatmıştı. İğne tamamen etkisini göstermişti. Peki ya Rüzgarım kelimesi kime aitti? İlacın etkisindeyken söylediğine göre bilinçaltına yerleşmiş biriydi. Özlediği , sevdiği ya da nefret ettiği biri. Neden kriz geçirdiğinin ip ucuydu. Bunu aklımın bir kenarına not alıp onunla konuşmalıyım.
Onu uyandırmamak için yavaş hareketlerle odadan çıkıp bahçeye ilerledim. Ayça ve Emre bahçedeki küçük bankta oturmuş sohbet ediyorlardı. Beni gören Emre ayağa kalkıp yanıma geldi.
" Mirza nasıl? "
" Sakinleştirici iğne yaptım. Şuan daha iyi ve uyuyor. Gidip onu yatağına götürsen iyi olacak. Yarın asla ona kriz geçirme sebebini sorma. Eğer hatırlarsa daha kötü olacak."
"Çok teşekkür ederim Lina. İçeriye geçsenize size içecek bir şeyler ikram edeyim "
"Yok geç oldu biz gidelim . İyi akşamlar "
Israr etmek için ağzını açtı ama ben yapmacık bir sinirle bakınca tebessüm edip konuştu.
" Yine teşekkür ederim , iyi akşamlar "
Ben arabaya doğru yürümeye başlayınca Ayça da banktan kalkıp beni takip etti. Arabaya binip çalıştırdım.
Yol boyunca Ayça ağzını açmadı. Acaba bağırdığım için mi kızdı? Sessizliği bozarak konuşmaya başladım.
" Ayça... sesimi yükselttiğim için özür dilerim. O an işime odaklanmıştım. Gerçekten özür dilerim "
Kafasını cama yasladıktan sonra konuştu en tok sesiyle ,
" Yok önemli değil "
" Ayçam yapma böyle. Çok haklısın sana bağırmamalıydım. Ama sinirli olduğumda nasıl olduğumu biliyorsun "
Derin bir nefes aldı.
" Tamam gerçekten önemli değil. Sahile gidelim mi? Evde sıkıldım , hem şu hastanı da anlatırsın. "
Gülümseyip kafamı salladım. Biz böyleydik uzun süre küs kalmak bize göre değildi.
Arabadan inip masmavi denize doğru yürüdüm. Bu saatlerde huzur bulduğum tek yer burası. Denizin hemen karşısındaki her zaman ki banka oturdum. Birkaç dakika içinde Ayça elinde çekirdek , kola, cips vesaire şeylerle dolu bir poşetle yanıma oturdu.
İkimizde bir süre konuşmadan denizi seyrettik. İç sesim yine hücum etti benliğime
' Ayça 2 yıl aradan sonra yanında , gülüp eğlensene. O gidince bürünürsün yalnızlığına.'
Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.
" Orta okul, lise ve üniversite yıllarımızda ne zaman üzülsek , kırılsak , kendimizi kötü hissetsek soluğu burada bu bankta alırdık. Şuan kim kırgın peki sen mi? Ben mi?
" Bilmem " deyip gülümsedi. Elimi poşete daldırıp gelen çikolataya baktım. Üzerindeki bitter yazısını görünce zaferle gülümseyip, yemeğe başladım.
" Anlat bakalım şu yeniyi "
" Mirza intihara meyilli yeni bir hastam. Şuana kadar 3 seans yaptık ve nerdeyse hiçbir şey öğrenemedim. Zor konuşan biri kısacası. Emrede onun 15 yıllık arkadaşı , hatta kardeşi. Emre nin ailesi Mirzayı evlatlık almış. Zaten Emre zorla getiriyor Mirzayı seanslara "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATR(Düzenleniyor)
General Fictionİçimdeki boşluk git gide büyüyor ve gün yüzüne vuruyordu. Yalnızlığımı saklama çabam her gün daha da yakıyordu canımı. Ölümü kabullenmek ve ölememek beni daha da kimsesiz kılıyordu. Derin bir nefes alıp önümdeki mezara baktım. Son kez baktığımı bile...