Bazen yalnız kalmak istiyorum, sanırsın yalnız değilmişim gibi...
Sürekli yalnızlık içinde sürüklenmek bana acı veriyordu. Neden böyleydim. Neden kendimi kurtarmak isterken dibe çöküyordum. Ben kurtulmak istemiyordum ki. Ben bu bataklıkta yok olmak istiyordum. İşte bu yüzden kendimden nefret ediyordum. Ne kendim için ne de başkaları için çabalamıyordum. Dipteydim çünkü orda olmak istiyordum.
Yine edebiyat yapmaya çalıştığımı anlayınca gözlerimi tavandan ayırıp yataktan kalktım. Sersem sersem yürüyerek banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Aynadan kendime baktığımda , gözlerim fazla uyumaktan tuhaf görünüyordu. Dün Ayça gittikten sonra eve gelip saatlerce uyumustum. Akşam geç saatlerde kalkıp bir şeyler atıştırıp tekrar yatmıştım. Galiba azıcık depresyondaydım. Banyodan çıkıp dolabımın önünde durdum. Gözüme kestirdiğim siyah , hafif diz üstü olan elbiseyi giydim. Kol askısında küçük bir taş vardı. Saçlarımı salık bırakmaya karar verdikten sonra son bir kez aynaya bakıp odadan çıktım.
Bir şeyler yiyip, yememek arasında gidip gelirken aç olmadığımı fark ettiğim için mutfağı pas geçip çalışma odama ilerledim. Çok büyük olmayan bir çalışma odasına sahiptim. Bir masa bir dolap ve okuma köşesi. Okuma köşem benden biraz farklıydı. Pembe bir koltuk ve hemen yan tarafında pembe bir kitaplık. Bu galiba benim koskoca siyah ruhumda tek iyi noktaydı. Günümü burada geçirmek , yeni kitaplar almak, okumak beni mutlu ediyordu.
Düşünmeyi bırakıp dolaba yöneldim. Burada hastalarımın dosyaları vardı. Eski , yeni hepsi buradaydı. Hastanede tutmaktansa burada tutmak bana daha mantıklı geliyordu. Dosyaların arasında Mirzanınkini bulup sandalyeme oturdum. Kapağı açtığımda karşıma çıkan gülümseyen bir fotoğraf oldu. Sonrasında ise kısaca bilgileri. Mirzanın geçen hafta çizdiği resim hastanede kalmıştı. Onu da dosyaya yerleştirmeliydim. Bu yüzden dosyayı da alıp odadan çıktım. Mirza diğer hastalarım gibi değildi. Evet ilk gün herkes sorun çıkartırdı anlatmak istemezdi ama Mirza biraz farklıydı. Bir an anlatmaya başlayacak gibi bakıyorken bir an buz kesiliyordu. Ne olursa olsun görevimi layığıyla yerine getirip onu iyileştirecektim.
Dış kapının önüne geldiğimde çantamı , telefonumu ve anahtarımı alıp evden çıktım.
Hemen apartmanın önüne park ettiğim arabamı yerinden çıkarıp gaza bastım. Çok yüksek bir model değildi. Hatta hiç değildi. Ben size vosvos kullandığımı söylememiştim değil mi? Gerçekten çocukluk hayalimdi böyle bir arabaya sahip olmak. Neyse ki bir tanede olsa hayalim gerçek olmuştu. Açık mavi arabam fazla dikkat çekiyordu. Bu ne kadar beni rahatsız etse de arabayı sevdiğim için buna katlanıyorum diyebilirim.
Hastanenin önüne geldiğimde boş bir alana park edip arabadan indim. O an aklıma gelen bir şarkıyı mırıldana mırıldana hastaneye girdim. Girişte hasta yakınlarıyla uğraşan ipeğe selam verip odama geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATR(Düzenleniyor)
Narrativa generaleİçimdeki boşluk git gide büyüyor ve gün yüzüne vuruyordu. Yalnızlığımı saklama çabam her gün daha da yakıyordu canımı. Ölümü kabullenmek ve ölememek beni daha da kimsesiz kılıyordu. Derin bir nefes alıp önümdeki mezara baktım. Son kez baktığımı bile...