10. BÖLÜM

41.5K 2.3K 783
                                    

"Ne zaman dönüyorsunuz?" dedikten sonra tırnaklarımın kenarındaki etleri kemirmeye başladım.

Annem beni bekletmeden, "Gelecek hafta oradayız. Daha biletlerimizi almadık," dediğinde iç çektim.

"Davete katılacak mıyız?"

Homurdandı. "Babana sen eşlik edersin, değil mi?"

"Anne!" diyerek itirazımı belli ettim. "Sensiz gitmem."

İç çekerek, "Bakarız, Gül," dedi. "Seni ararım, kızım. Hoşça kal."

Onunla vedalaştıktan sonra ayağa kalkıp odadan çıktım. Adımlarım beni istemsizce Defne'nin odasına götürürken elim kapının kolunda durdu. Dün gece Yusuf, Nart'ı arayıp ona ihtiyacı olduğunu söylediği için Nart kalkıp gitmişti aceleyle. Giderken beni alnımdan öpmüş ve haber vereceğini belirtmişti. Sonrasında biz eve dönerken mesaj atıp Defne'yle Yusuf'un ayrıldıklarını, Yusuf'un iyi olmadığını söylemişti. Kızgındı. Ve normal olarak Defne'yi suçluyordu.

İçeri girip girmemek arasında kalırken vazgeçtim. Defne annesi öldüğünde bile bizi yakınında istememişti. Büyük kalkanlarını sarmıştı etrafına. Şimdi de öyle yapıyordu. Dün eve döndüğümüzde kapısı kilitliydi ve içeriden ses gelmiyordu. Aşağı inmemişti ve en önemlisi cips yememişti.

Alnımı silerek aşağı inip mutfağa girdiğimde Şeyma sandalyede oturarak telefonunu kurcalıyordu. Patates kokusunu içime çekerek, "Defne için mi?" diye sordum.

Durgun tonla, "Evet," dedi.

"İyi misin sen?"

"Bilmiyorum, Gül. Çok karışık hissediyorum. Bir taraftan deli gibi Erkan'ın elinden tutmak istiyorum. Ama aynı zamanda kimsenin ailesinde tatsızlık çıkaran kişi olmak istemiyorum."

Öfkeyle gülerek kollarımı göğsümde bağladım. "Ya nasıl biri olmak istiyorsun? Günün birinde sevmediğin biriyle evlenen biri mi?"

Ayağa kalkıp ocağın başına geçerken bana cevap vermemişti. Ancak dediklerimin kafasını karıştırdığını biliyordum. Bunları hiç düşünmediğine emindim. Belki de hep böyle olacağımızı düşünüyordu, ancak yanılıyordu. Hepimizin hayatı bir gün değişecekti. Şeyma bu değişimi ya kendi kararıyla verecekti ya da kendisini kadere bırakacaktı. Kadere karşı koymadığı takdirde ise ne olacağı meçhuldü.

O patatesleri çevirirken mutfaktan çıkıp salona geçtim. Erkan her zamanki gibi televizyon izliyordu.

Beni gördüğünde gülümsedi. "Annenle konuştun mu?"

Başımı aşağı yukarı sallayarak yanına oturdum. "Gelecek hafta dönüyorlar," dedikten sonra başımı omzuna yasladım.

"Ben otele geçerim o zaman."

Omzuna vurarak başımı çektim hemen. Kaşlarımı çatarak, "Saçmalama," dedim. "İkisi de seni çok seviyor! Hem evde yeterince yer var."

"Gül, cidden, ben gitsem daha doğru olur."

Başımı şiddetle iki yana salladım. "Seni bırakmam!"

Kararlı ses tonumu kullandığımda hiçbir şey söylemeden sadece gülümsemiş ve başını televizyona çevirmişti. Başımı omzuna yaslayarak karıncalar hakkındaki belgeseli izledim. Birkaç dakika sonra telefonuma gelen mesajla Erkan'dan uzaklaşıp kanepenin başlığına yaslandım ve ayaklarımı Erkan'ın kucağındaki yastığın üzerine yerleştirdim.

Durumlar nasıl?

Gül: Tufah. Yusuf nasıl?

Nart: Berbat.

YEŞİLİ SEVMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin